AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
||
Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
KÜLTÜR SERVİSİ
Yüzyıllar öncesinde yazılmış bir eser olarak Mesnevî neden hala çok önemli bir eser ? Onu yüzyıllar ötesine taşıyan nedir? Söylediğiniz gibi Mesnevî yazılalı yaklaşık 750 sene oldu ve bu süre zarfında defalarca bir çok dile tercüme ve şerh edildi. Bu eserin bu kadar çok okunmasının birkaç sebebi var. Her şeyden önce bu eser Mevlevîler için oldukça önemli. Onların adeta vird kitapları. Dolayısıyla birinci nedeni Mevlevîlik. İkinci neden, Mesnevî'nin hangi tarikattan, hangi milletten olursa olsun herkese hitap etmesi. Her tarikat için onda okunacak bölümler ve nakledilecek hikâyeler mevcut ve bu hikâyeler vaazlar ve sohbetler de hoca efendiler tarafından hep anlatıldı. Bu yönüyle de çok güçlü bir sözlü geleneğimiz olduğu için asırlarca nesilden nesile taşındı.Üzerine bu kadar çok kitap yazılmasının nedenlerinden belki de önemlisi, yüksek tahsil yapan herkesin mutlaka bir şekilde Mesnevî'yi okuması ve eserlerinde münasebet düştükçe de Mesnevî'den alıntılar yapması. Mesnevî üzerine çalışmaların artmasının nedenlerinden biri de sanırım dünyanın içinde bulunduğu durum. Mevlâna'nın hoşgörü ve barış üzerine söyledikleri, savaşlardan ve anarşiden sıkıntı içinde olan günümüz toplumuna ilâç gibi geliyor. Bu yönüyle de Mevlâna sadece Mevlevîlerin değil tüm insanlığın ortak değeri olmaya başladı. Bursevi'nin eseri Ruhü'l Mesnevi'yi diğer Mesnevi şerhlerinden ayıran özellik nedir? İsmail Hakkı Bursevî'nin eseri Mesnevî'nin birinci cildinin ilk 748 beytinin şerhidir. Mesnevî'nin yaklaşık 25 bin beyit olduğunu düşünecek olursak, çok küçük bir bölümü olduğunu görürüz. Dolayısıyla tamamlanmış şerhlerle mukayese etmek doğru olmaz. Bursevî'nin yaptığı bölüm ise, yapılan en mufassal şerhtir. Bu usulde tamamlanmış olsaydı sanırım otuz cilt kadar olurdu. Bununla birlikte yapılan kısımdan yola çıkarak bir mukayese yapılabilir. İsmail Hakkı Bursevî'nin şerhi daha çok tevhid nokta-ı nazarından yazıldığını düşündüğümüzde genel tasavvuf felsefesi dairesi içinde değerlendirilebilir. Bu açıdan bakıldığında Bursevî'de Mevlâna bir Mevlevî değil, bir âşık-ı billah ve ârif-i lillah, ehl-i tevhid bir mutasavvıftır. Bu yönüyle de ehlitarikat ve şeriattan daha çok ehlimarifet ve hakikat mertebesine hitap eder. Bursevî'nin bir özelliği de bu eserini hazırlarken çok fazla sayıda kaynak kullanması ve bunları zikretmesidir. Şerhlerin önemi, okuyanların durumu ile ilgili olduğu için şu şerh daha iyidir gibi bir yorum doğru olmayacaktır. Her şerhin kendine has bir özelliği, bir okuyucu profili var. Çeviriyi yaparkan nasıl bir çalışma yöntemi uyguladınız, nelere dikkat ettiniz? Ne kadar zamanda tamamladı çeviri? Bu benim doktora tezimdi. Tamamlamak beş seneye yakın bir süreyi aldı. Bu süre zarfında, müellifin hayatı, eserleri ve eseri hakkında incelemelerde bulundum. Dolayısıyla tezim inceleme ve metinden oluşuyor. Basılan kısım metin ile incelemenin kısa bir özetidir. Bu eseri, hem tez olarak bana veren hem de yöneten hocam Prof. Yekta Saraç'a da teşekkür ederim. Tüm dünyada Mevlanâ'ya ve Mesnevî'ye büyük bir ilgi söz konusu. Siz bu ilgi yoğunlaşmasını neye bağlıyorsunuz?
Bu sorunun cevabını vermek benim için oldukça güç. Çok şumullü bir soru ve sanırım bir çok açıdan cevaplandırılabilir. Ben sadece Mevlâna ile ilgili kısmını cevaplamaya çalışayım. Ben Mevlevîliğin ve ritüellerinin Batılılara çok çekici geldiğini düşünüyorum. Zaten Batıda dönen dervişler olarak şöhret buldu. İkinci ise, Mevlâna bu kitabı başlangıçta sadece dervişlerin okuması için yazdıysa da, eser, tüm insanlara hitap ediyor. Bir Amerikalı da okusa bir şeyler anlar ve yorumlar. Bir Rufaî şeyhi de anlar ve yorumlar. Tabiî ki ikisi arasında fark olacaktır. Söylemeye çalıştığım şey Mesnevî'nin bir pınar olduğu ve isteyen herkesin ondan içebileceğidir. Elbette nasibi ve irfanı kadar.
|
|
|