AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
S P O R

Koşan uzun adam

Hakan Şükür için yazdık, yazıyoruz, yazacağız. Yıldızlar için yazı bitmez; futbolu bıraktıktan sonra da anılmaya devam ederler. Metin Oktay, Lefter, Can Bartu, Beşiktaşlı Yusuf ve niceleri gibi.

Söyledik, yine söylüyoruz:

Hakan Şükür benzeri bir santrafor şu anda Türkiye'de yoktur. Yeni yetişenlere bakarak ifade edersek yakın bir zamanda da olacağı şüphelidir.

Hakan futbolda nadir görülen yeteneklerden biridir. Saman alevi gibi bir görünüp sonra kaybolmamıştır. Neredeyse bir istikrar sembolüdür. Çoğu sezon takımının bir iki maç eksiği ile bütün karşılaşmalarında yer alır. Sarı kart, kırmızı kart görmez gibidir.

Kendine bakan, efendi, olgun, memleket sever, görevden kaçmayan, biraz duygusal bir futbolcu olarak hem Galatasaray'a hem Milli Takım'a yıllarca hizmet etmiş; başarılarda baş rol oynamıştır.

Bir Fenerbahçeli olarak Hakan Şükür'ü her zaman sevdim ve takdir ettim.

Uzun boylu santraforlar genellikle ağır olurlar. Boylarına güvendikleri için topa sıçramaları azdır, fazla yükselemezler.

Topa gitmekten, boşa kaçmaktan, çapraz koşu yapmaktan ziyade; durup kendilerine top gelmesini beklerler; açıkçası "çakılı" oynarlar.

Kaybettikleri topu kovalamazlar, hemen hiç pres yapmazlar; bencil olanları pozisyon müsait olsa da -alışkanlıktan- pas vermek yerine şut atmayı seçerler.

Burada forvet elemanları ve genellikle golcüler için bir paragraf açalım.

Golcüler genellikle bencil olurlar. Bunda şaşıracak, kınanacak bir yön yoktur. Onlar kaleyi gördü mü vurmakla mükelleftir.

Yeter ki topa iyi vursun, isabet kaydetsin.

Çünkü golcü gol attığı sürece vardır, el üstünde tutulur. Bir kaç hafta üst üste gol atamayan golcü gözden, hatta takımdan düşer.

Bu tehlike golcülerin başında Demoklesin kılıcı gibi sallanıp durur.

Dolayısıyla golcü müsait pozisyonda topu arkadaşına aktarmayıp kendisi vurur ve bir de kaçırırsa protesto edilir.

Hakan Şükür'ün işte tam burada bir başka özelliği devreye girer. Hakan tipik-bencil-golcü değildir. Hatta golcülük özelliklerinden ziyade gol pası verme tarafı daha gelişmiştir. Hiç kıskanç değildir. Belki tek eksik tarafı iyi bir santrafor için olmazsa olmaz olan topa güçlü vurabilme yeteneğinin zayıflığıdır.

Buna mukabil Hakan Şükür bir "koşan uzun adam"dır. İlerleyen yaşına rağmen her zaman kendini formda tutmayı becermiştir. Bugün dahi attığı goller hiç de azımsanacak gibi değildir. Hakan Şükür modern futbolun savunma anlayışını bihakkın tatbik eder. Doksan dakika durmaksızın pres yapar, boşa kaçar, çapraz koşar.

Bu sebeple rakip takım her maçta mecburen Hakan'ın başına bir veya iki adam koyar. Açıkcası Hakan hiç oynamasa bile rakip takımı bu hali ile bir veya iki kişi eksiltir. Bu da arkadaşlarının işini kolaylaştırır. Uzun boyuna rağmen topa çok iyi sıçrar, hatta bazen kaleciden daha yükseğe ulaşır. -Böyle attığı goller hafızalarda durmaktadır.-

Hakan'ın meziyetlerini saymakla bitiremeyiz. Böyle bir futbolcunun, bu formu ile Milli Takım'a alınması şarttır. Oynamasa bile, ilk onbirde yer almasa bile -bugün için- ihmal edilecek bir şey değildir.

Hiçbir oyun tertibi, felsefesi, biçimi, kurgusu, kadrosu, -şu gün için- Hakan dışarda tutularak düzenlenemez.

Hakan'ın yerini tutacak biri varsa o başka.


5 Ekim 2004
Salı
 
MUSTAFA KUTLU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED