Ali Sami Yen'e çıkmadan ikisi İstanbul'da olmak üzere 4 maçını da dışarıda oynayan ve yenilmeden 8 puan toplayan Sivasspor, eldeki mevcutla en iyisini yapmaya çalıştı. Lorant'ın katkısıyla sahayı enine boyuna çok iyi kullanan, top rakipteyken iyi kapanıp kazandığında ise hızla hücuma çıkmaya çalışan bir bir takım görüntüsündeydi. Oyunu genelde kendi yarı alanında kabul ediyor, Cem Karaca, Anderson ve Balili ile sürpriz bir gol arıyordu.

Düne kadar çabuk düşünüp çabuk oynamaya çalışan görüntüsüyle sahayı dikine kullanan, pozisyon ve goller bulan Galatasaray, dün bol yan ve geri pasla sahayı enlemesine kullanarak rakibinin presi karşısında adeta boğuldu. Oysa yapması gereken kanatları ve şutörlörü kullanarak sonuca gitmesiydi. Bu orta sahasıyla bunu başarabilir miydi? Ya da Ümit Karansız?

Gol tesadüflere kalmıştı. İlk gol pozisyonuna 20. dakikada giren, 4'ü ilk yarıda olmak üzere rakip kaleye 10 şut atan Galatasaray, Gerets'in 60. dakikasındaki müdehalesiyle hayat buldu. İliç-Ümit Karan değişikliği gol sinyali demekti.

Gerets'in kadro skandalıyla başlayan maç, 83. dakikadaki penaltı skandalıyla sonuçlandı. Hakem oyna dedi, Sivassporlu futbolcu topu ceza alanında eline aldı ve adeta maçın skorunu belirledi.

İlk faul kararını 6. dakikada veren Mustafa Çulcu, topa-rakibe hareketleri doğru süzen, az düdük-bol avantaj uygulamasıyla oyuna tempo kazandıran görüntüsünü maç boyu sürdürebilse belki de futbolsuz gecenin yıldızı olacaktı.

Künye

Temsilcilikler

Abone Formu

Mesaj Formu

Online İlan