AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y E M E K

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Bayramda neden tatlı yeriz

Bayramın neşe ile konuşup eğlenme, yeme içme meclisi olduğu kabul edilir. Fakat genelde sütlaç gibi sütlü tatlıların mutlaka olması kaydıyla

Bayram; Ramazan boyu yemeden içmeden ve her türlü istek ve arzularından kendilerini alıkoyarak oruç tutan Müslümanların ve ailelerinin, orucun bitimiyle sevince kavuştuğu ve vaat edilen mükâfata kavuşmakla manen huzur bulduğu bir gündür. Bayram günü sabah namazının hemen sonrasında tatlı yemek özelikle hurma yemek sünnettir. Hâlâ bazı şehirlerimizde bayramlarda kahvaltı edilmez ve bayram yemeği yenilir. Bu mevsimine ve bütçesine göre taze fasulye, kuru fasulye, kavurma, bamya ve bakla olabilir; fakat hepsinde mutlaka tereyağlı pirinç pilavı olur ve tabii ki birkaç çeşit de tatlı. Fakat genelde sütlaç gibi sütlü tatlı mutlaka olması kaydıyla. Bayramın neşe ile konuşup eğlenme, yeme içme meclisi olduğu kabul edilir. Ramazan Bayramı'nda özellikle tatlı ve şekerin üzerine neden bu kadar düşüldüğünü, bu geleneğin nereden geldiğini ve neden her yerde tatlı ikram edildiğini hiç düşündünüz mü? İşte bunun nedenini tarih sayfalarına göz attığımızda açıkça görmekteyiz.

Asr-ı Saadet'ten tatlı geleneği

Dini ve sosyal olmak üzere iki yönü bulunan Ramazan ve Kurban Bayramı kutlamaları Asr-ı Saadet'te musalla adı verilen geniş bir alanda, kadınların ve genç kızların da katıldıkları bayram namazı ile başlardı (bk.Tirmizi, Cum'a, 36). Peygamber Efendimiz'in (s.a.v) bayramların kalabalıkla ve büyük bir coşku içinde kutlanmasını arzu ettiği bilinmektedir Peygamber Efendimiz'in (s.a.v) bayramı namazını kıldıktan sonra musallaya çıkmadan önce hurma yeme âdeti bir sünnet telakki edilmiş ve bu telakki bayramda tatlı ikramı geleneğini doğurmuştur. Daha Tabiin döneminde İbn Sirin gibi un, tereyağı ve bal veya hurma ezmesinden yapılan bazı tatlıları ikram etmeyi adet haline getirenler vardı. Bağdat'ta 380 (990-991) yılında yapılan bir bayram kutlamasında uzunluğu yaklaşık 150 metreye varan sofralarda tatlıların sunulduğu rivayet edilmektedir. Ve binlerce yıldır bu güzel geleneği tüm İslam âlemi devam ettiriyor.

DEVLET-İ ALİ OSMANÎ'DE BAYRAM

Osmanlı döneminde saray içerisinde önce bayram alayına katılınır, bayram alayından sonra Has Oda önüne konulan tahtına padişah oturur ve saray nedimleri, musahibleri birbirinden güzel nüktelerle padişahı eğlendirirlerdi. Bu sırada padişahın yanında yer alan baray erkânına, vezirlere ve meşayihe helvalar, tatlılar dağıtılırdı. Hemen ardından vezirler ve ehl-i divan yerine oturur. Matbaha-ı Amire'den (saray mutfağı) getirilen yemekler yenirdi. Bayramlarda en başta şekerciler olmak üzere çarşı pazar dolup taşar; bayram tebriklerinde herkese şeker ikram edilirdi. Bugün halen gelenekle-rimizde de süregelen bayram şekeri ikramında akide şekeri ikram etmek makbuldü. Bunun yanısıra Osmanlı zamanında Ramazan Bayramlarında yeme, içme adetlerimiz ve tatlı kültürümüz çok canlı bir şekilde kutlanırdı.

Nadide hediyeler

İkindiden sonra esnaf alayları otağ-ı hümayun önünden geçerdi. Her esnaf loncasının bir, iki ya da üç flaması vardı. Mesela baharatçılar, ortasında yaldızlı çizgisi olan flamalar taşırlardı. Bu hediyeler bazen de yiyecek içecek gibi şeylerdi. Çörekçiler, bir araba üzerine yerleştirilmiş fırında çörek pişirerek geçerler, sonra da pişirdikleri çörekleri padişaha sunarlardı. Esnaf gruplarının padişaha hediye ettikleri kendi meslekleriyle ilgili eşyalar en nadide ve pahalı cinsten şeyler olurdu.

SARAY LOKMASI

MALZEMELER:
Hamuru için;

  • 1 kahve fincanı su
  • 1 tatlı kaşığı maya
  • 1 kahve kaşığı pudra şekeri
  • 250 gr. un
  • 1 su bardağı ılık su
  • 1 kahve kaşığı tuz
  • 1 adet yumurta
    Kızartma için;
  • 4 su bardağı zeytinyağı
    Şurubu için;
  • 1 kg. tozşeker
  • 2 su bardağı su
  • 1 limonun suyu

    HAZIRLANIŞI
    Küçük kaba bir kahve fincanı su ile maya ve pudra şekerini ezip içine unundan iki kahve fincanını ilave ederek iyice karıştırınız. Üzerine bir kapak kapatıp yirmi dakika mayalandırınız. Bir mermerin üzerine unu eleyip ortasını havuz gibi açıp hamuru, suyu, tuzu, yumurtayı ilave edip elinizle yedire yedire hamur yapınız. Beş dakika yoğurarak hamurun kuvvetlenmesini sağlayınız. Sağ elinizle beş dakika daha kaldırıp vurarak yoğurunuz ve hamuru kendisinden üç kat büyük bir tencereye koyup, tencerenin kapağını kapatıp otuz dakika mayalandırınız. Bir tencereye yağı koyup harlı ateşte kızdırınız ve mayalanmış hamurdan sol avucunuzla avuçlayıp alabildiğiniz kadar hamuru alıp, avucunuzu kapayınız. Yumruğunuz sıkılmış ve eliniz hafif yan vaziyette olmalıdır. Üst parmaklarınızı gevşek tutarak parmaklarınızla hamuru hafif sıkınız ve üstten hamur çıkarken yağa batırılmış bir çay kaşığının burnu ile bi küçük lokma hamur alıp yağın içine atınız. Lokmaları kızartıp şurubun içine atınız. Şurubunu çekince ayrı bir yere çıkarıp servis ediniz.

    Şeker bayramı denir mi?

    Arapça idü'l-fitr ve idü'l adha şeklinde adlandırılan Ramazan ve Kurban Bayramları, hicretin 2.yılından itibaren kutlanmaya başlamıştır. Esasen Ramazan orucu ilk defa bu yıl farz kılınmış, bu ayı oruçla geçiren müminler sonraki ayın (Şevval) ilk üç gününü bayram olarak kutlamışlardır. Bu sebeple bu bayrama Ramazan Bayramı veya bayramdan önce fitre (fıtır sadakası) verildiği için Fıtır Bayramı denilmiştir. Ülkemizde birtakım çevreler bilinçli ya da bilinçsiz birçok konuda kendilerine göre yeni adetler çıkarmışlardır.

    BAYRAM MESAJI

    Küskünlerin barıştığı, sevenlerin biraraya geldiği, rahmetle ve şefkatle dolu günlerin en değerlilerinden olan Ramazan Bayramınız kutlu olsun


  • 5 Ekim 2005
    Cumartesi
     
    RAMAZAN BİNGÖL


    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Online İlan

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
    Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
    Sağlık | Arşiv | Bilişim | Dizi
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED