Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Son Dakika
657'liler Ailesi
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Okur Sözcüsü
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

	Mehmet ŞEKER mseker@yenisafak.com.tr

Süleyman Gündüz'ün "Ağıtlar ve Anıtlar" adlı fotoğraf sergisi, Dolmabahçe Sarayı'nda açıldı.

Sanatçının sergi için uygun gördüğü isim, fotoğrafları konu itibariyle çok iyi özetler nitelikte.

İsabetli bir seçim olmuş Ağıtlar ve Anıtlar.

Her fotoğraf ayrı bir hikâye anlatıyor.
Bazılarında birkaç hikâye birden yer alıyor.
Acıyla yoğrulmuş insanların hikâyeleri bunlar.

Çoğunlukla yoksulluk içindeki, zulüm altındaki kadınlar ve çocuklar...

Afrika'dan, Asya'dan, Avrupa ve Amerika'dan sabitlenmiş 'an'lar sergi salonunun duvarlarını birden bire dünya kadar genişletmişti; fotoğrafları seyreden, bakan ve milletvekilleriyle diğer davetlilerin de ufkunu genişlettiği gibi.

Her yüzyılda bir şehrin öne çıktığını belirten Süleyman Gündüz, bu düşüncesini şu şekilde özetledi:

18. yüzyılda Paris, 19. yüzyılda Londra, 20. yüzyılda Berlin dünyanın önemli şehirleri olmuştur.

21. yüzyılın en önemli şehri ise İstanbul olacaktır.

Çünkü dünyadaki bu kadar kargaşa, bu kadar haksızlık ve adaletsizliğin bir nirengi noktası olması gerekiyor.

Burası da İstanbul'dur.

Hakkın ve adaletin galip geleceği şehirdir İstanbul.

Kültür Bakanlığı sanatçılarının klasik müzik icra ettikleri sergiye Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ile Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe ile milletvekilleri, İstanbul Valisi Muammer Güler, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve çok sayıda davetli katıldı.

Uzun süredir görüşemediğimiz dostlarla bu sergi sayesinde bir araya gelmiş olduk.

Ve gördük ki Süleyman Gündüz'ün fotoğraf sanatçılığı, milletvekilliğinden önce geliyor.

Birbirinden güzel fotoğraflar arasında zayıf denebilecek bir tek kare bile bulunmuyordu.

Davetlilerden kimileri beklentilerinin üzerinde eserlerle karşılaştıklarını Gündüz'e itiraf ederken, kimileri de birbirinin kulağına fısıldıyordu.

Abdüllatif Şener sergide yaptığı konuşmada önemli noktalara dikkat çekti:

Süleyman Gündüz fotoğraflar hakkında bilgi verirken ağır konuştu: "Doğunun ve güneyin ağıtları, batının ve kuzeyin anıtlarıdır. Her ağıt, başka bir anda, bir anıta dönüşüyor."

"Anıtlar ve ağıtlar diye ayrım yapmak mümkün değil. Ağıtları hep Sudan, Pakistan, Endonezya ve Makedonya'da gördüm. Anıtları ise New York, İspanya, Fransa ve Küba'da. Ben Küba'dakinin anıt mı yoksa ağıt mı olduğuna karar veremedim, ama Gündüz ağıt olduğunu ifade etti. Eğer İstanbul ve Hicaz'daki anıtlar olmasaydı, 'ağıtlar Müslümanlarla ilgili, anıtlar ise batıyla ilgili' diyecektim. Allah'tan İstanbul ve Hicaz'dan fotoğraflar var serginin içinde, böylece 'anıtlar ve ağıtlar dünyanın her köşesinde vardır' diyebiliyoruz. İnsanın olduğu yerde anıtlar ve ağıtlar var."

Sergiyi ziyarete gelenler arasında, görme özürlü bir vatandaşımız da vardı.

Hayatın bir serüven olduğunu söyleyen Süleyman Gündüz, sergiyi yeryüzü serüvenini anlamlı kılan herkese ithaf ettiğini belirtti.

Süleyman Gündüz, geleceğe yönelik projeleri sorulunca, şu günlerde uzun metrajlı bir film çekme hazırlığı içinde olduğunu açıkladı.

100 fotoğrafın yer aldığı sergi bir ay boyunca açık kalacak.

Girişler de ücretsiz çıkışlar da.

Geri dön

Yazdır

Yukarı