T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
A N K A R A ' D A   Ş A F A K 22 MAYIS 2006 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Bugünkü Yeni Şafak
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

ANKARA'DA ŞAFAK
Bilal ÇETİN - Abdülkadir SELVİ

28 Mayıs'ta 82 yaşında olacak

10 Mayıs Çarşamba günü saat 15.00'de randevumuz vardı Bülent Ecevit'le. Başbakanlık muhabirimiz Erhan Seven'le birlikte tam 14.50'de kütüphane evin önünde olduk. Ecevit'in sevdiği çikolatadan hazırlatmış kapıda bizi kabul etmeleri için bekliyorduk. 14.55'te içeri davet edildik. Ecevitlerin koruma amiri, eli-kolu durumundaki Recai Birgün karşıladı her zamanki gibi. Ecevit ise koltuğundan kalkmış, salonun ortasında ayakta bizi bekliyordu. Onu daha fazla bekletmemek için seri bir şekilde hareket edip, elini sıktık. "Bahçeyi seyretmek için, burada oturuyordum. Siz buyurun" diyerek bizi, bahçeye bakan ikili koltuğa buyur etti. Kendisi de ortadaki tekli koltuğa oturdu, Erhan Seven de onun sağına.

Randevu talebimizi birkaç kez yenilemek durumunda kalmıştık. Randevu tarihinin gecikme nedeni için "Sesim çıkmıyordu, üşütmüşüm" diye izah etme nezaketini gösterdi. Ankara'da olup Oran semtinin soğuğunu bilmeyen yoktur. "Bu kış çok soğuk geçti ama güzel bir bahar yaşanıyor" dedik. 'Evet' diye onaylarken, bir tablo gibi karşımızda duran bahçeye baktık.

Duruma göre röportajdan önce ya da sonra Ecevit'le sohbet etmeyi sevmemize karşın, bu kez onu daha fazla meşgul etmemek için hemen röportaja başladık.

Röportaj bitti, daha önce bir araya geldiğimizde konuştuğumuz konuya geldik. "Roman yazmaya başladınız mı" dedik. "Yok" dedi ve "Yeni bir kitap yazmak için hazırlık yapıyorum" karşılığını verdi. Yıl sonuna kadar kitabı tamamlamayı hedeflediğini söyledi.

"Peki bilgisayarı nasıl kullanıyorsunuz" diye sorduk. "Rahşan benden daha iyi" karşılığını verdi. Rahşan hanımın bilgisayara oldukça hakim olduğunu anlattı. Konu Rahşan hanım olunca gözlerinin içi gülen Ecevit, "Rahşan bir hazırlık yapıyor" dedi. Merak ettik. 'Rahşan' diye içeri seslendi, eşine duyduğu saygıdan olsa gerek onun yaptığı hazırlığı kendisi açıklamak istemedi ve "Belki kendisi anlatır" diyerek sözü ona bıraktı.

ECEVİT'E BİR CD BORCUMUZ VAR

Rahşan Hanım sıcak bir şekilde,'Hoşgeldiniz' dedikten sonra, Türkiye'nin topraklarının ve başta da kıyılarının yabancılara satılmasına yönelik kaygılarını paylaştı bizimle: "Birkaç gün sonra bir basın toplantısı düzenleyerek açıklayacağım."

Biz sorduk o söyledi. İnternete bağlanmıyormuş. Bilgisayarı kendi deyimiyle, daktilo gibi yazmak için kullanıyormuş.

"Bahçe çok güzel olmuş" dedik. Rahşan hanımın gözlerinin içi güldü. Belli ki çok emek vermiş bahçeye. "Önceden bir yerlere gitsek diyordum. Bu bahçe olunca tatil ihtiyacı hissetmiyor insan" dedi Rahşan hanım.

Foto muhabiri arkadaşımız Murat Çetin işte o sırada, "Efendim bahçede fotoğraflarınızı çekebilir miyiz" dedi. Murat'ın olanca sempatikliği ile yaptığı teklif Ecevit çiftini ikna etti. Bülent Bey'e zahmet verme endişesi ve olanca özenimizle bahçeye çıktık.

Eymir Gölü'nde Rahşan hanıma ithafen yazdığı, "Elele Büyüttük Sevgiyi" şiirini hatırlatarak Bülent Bey'e, "Bu bahçe insana ilham verir. Şiir yazabiliyor musunuz" diye sorduk. "Yok ama kitaba yoğunlaştım" karşılığını verdi.

Sıra fotoğrafları çektirmeye geldi.

Recai Bey'i de aramıza davet ettik ve "Bu fotoğraflardan oluşan CD'yi Murat size hazırlar, hediye ederiz" dedik. Memnun oldular. Şimdi Murat Çetin'in Ecevitlere bir CD borcu var.

28 Mayıs'ta Bülent bey 82 yaşına girecek. Dileriz sağlığına kavuşur, biz de yaşgününde Ecevit fotoğraflarından oluşan CD'sini hediye ederiz.

Bülent beye şimdiden nice sağlıklı yıllara diyoruz...


Saldırıdan bir gün önce kadın vekiller Danıştay'taydı

Türkiye, Danıştay'a saldırı ile sarsıldı. Alparslan Aslan isimli avukat geçen hafta çarşamba günü Danıştay 2. Daire üyelerine silahlı saldırıda bulundu. Aslan, Salı günü de Danıştay'a gelmiş ancak eylemi gerçekleştiremeden geri dönmüştü.

Alparslan Aslan'ın Salı günü Danıştay'da olduğu saatlerde AK Parti'li 7 kadın milletvekili de Danıştay'da bulunuyordu. AK Parti'nin kadın milletvekilleri Fatma Şahin, İnci Özdemir, Ayhan Zeynep Tekin, Zeynep Karahan Uslu, Nükºhet Hotar, Semiha Öyüş ve Gülseren Topuz Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu'na 'Hayırlı olsun' ziyaretine gitmişti. Alparslan Aslan'ın Danıştay'a geldiği saatlerde kadın vekiller de Danıştay koridorlarında idi. Danıştay'daki güvenlik zaafiyeti milletvekillerinin de dikkatini çekmişti. Adana Milletvekili Ayhan Zeynep Tekin "Allah bizleri korudu. Biz oradayken de böyle bir saldırı gerçekleşebilirdi" dedi.


CHP'de 'sivil' bir ses

Danıştay'a yönelik saldırının ardından CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile Grup Başkanvekili Kemal Anadol açıklamalar yaptı. Baykal ve Anadol hükümeti suçladılar.

CHP Hakkari Milletvekili Esat Canan ise Baykal ve CHP yönetimi gibi düşünmüyor. Canan, "Şemdinli'deki saldırı ile Danıştay'a yönelik saldırı arasında amaç yönünden hiçbir fark yok. Amaç Türkiye'deki sivil otoriteyi zayıflatmak ve zayıf göstermektir" diyor.

Baykal ve CHP yöneticilerinin hükümeti suçlamak yerine "Bu saldırı sivil otoriteye yöneliktir ve demokrasiyi ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. Bu saldırıya karşı hükümet başta olmak üzere bütün kurumlar topyekün hareket etmelidir. Biz de sivil idarenin yanındayız" açıklaması yapılması halinde CHP'ye desteğin artacağını dikkat çekiyor Esat Canan.

Canan, "CHP olarak Şemdinli olayında da Danıştay'a yönelik saldırıda da yanlış bir tutum takındık. TMK'nın sadece 6. maddesine takılıp kaldık. Özgürlükleri daraltan diğer maddelerini gözardı ettik. Sosyal demokrat partilerin demokrasi ve sivil idareden yana olması lazım. Ama CHP olarak tam tersini yapıyoruz" diyor.


Erdoğan, yazarları takipte

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan köşe yazarlarını bugünlerde yakından takip ediyor. Vatan'dan Mehmet Tezkan'ın '28 Şubat gibi' değerlendirmesi Başbakan'ı müstehzi müstehzi güldürdü. Gülay Göktürk'ün 'Rejim tehlikede' başlıklı yazısı ise Erdoğan'ın hoşuna gitmiş.


Rodos'ta mı kılacaksınız?

Adalet Komisyonu'nda Vakıflar Kanun Tasarısı görüşüldü. CHP'li Orhan Eraslan, "Bu kanun çıkarsa Rodos'taki Ali Paşa Camii'nde namaz kılabilecek miyiz" diye sordu. AK Partili Hüsrev Kutlu ise "Ankara'da kılıyorsunuz sanki de Rodos'ta kılabilecek miyiz diye soruyorsun" şeklinde cevap verdi.


Öymen'i şok eden cevap

Meclis Dışişleri Komisyonu'na ABD Büyükelçisi Ross Wilson geldi. CHP'li Onur Öymen, toplantı sırasında "ABD olarak Türkiye'ye ılımlı İslam'ı dayatıyorsunuz" dedi. Wilson ise "Bizim böyle bir dayatmamız yok. Biz Türkiye'nin laik bir ülke olmasından, hem de halkının Müslüman olmasından şikayetçi değiliz" diye karşılık verdi.


Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi