T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 14 NİSAN 2006 CUMA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Fatma Karabıyık BARBAROSOĞLU

Din adamlarının negatif dili

Başka başka şehirlerden, hatta başka ülkelerden gelmiş bir avuç kadındılar. Onlarca erkek masasının içinde tek masa kadın. Çabuk kaynaştılar. Gündelik hayatın diline vakıf olmak mesafeleri eritip geçiren bir büyü idi.

Adettendir ya, her tanışmadan sonra nasılsınız diye sorulur. Bu soruyu kadınlar fazlasıyla ciddiye alır ve nasıl olduklarını anlatırlar. Dünde, bugünde ve yarında nasıl olduklarını. Bu anlatış kadınları birbirine dost kılar. Nasılsınız sorusunu içlerinden birisi vücudunun itirazlarını (hastalık) dile getirerek cevapladıysa, kaynaşma ışık hızını bile geçer. Belinde fıtık mı vardır? Oradaki herkes bu derdi bilir. Kimisi kendi bedeninden kimisi en yakının bedeninden. Ne yapıyorsunuz sorusu bu defe hastalığınız ile ne yapıyorsunuz anlamına gelir. Henüz tanışılmış kişinin bedenindeki rahatsızlık, herkesi muzdarip eder. Bu sahne karşımızdakini "ben" yaptığımız en yoğun sahnedir. Empatinin bir tiyatro oyunu gibi seyirlik olduğu andır. O an bütün masa, bütün oda yalnız fıtıklı beldir sanki. Herkes tecrübesini anlatır. Sanki ortaya Halil İbrahim Sofrası kurulmaktadır ve herkes bir şekilde sahip olduğu fıtıklı bel hikayesini sofraya dahil etmeye çalışmaktadır.

Kadınlar birbirlerine çocukları ve hastalıklarıyla yaklaşır, yine birbirlerinden çocukları ve hastalıkları yüzünden uzaklaşırlar.

Çünkü kadınlar "benim sen olduğum an" saatini yaşarlar gün boyu. Saatler de çeşit çeşittir. Kimisinin saati "Benim ben olduğum yüzyıl" kıvamında işler kimisinin saati her şey benim için ve hemen şimdi kıvamında. Çocuk sahibi bütün kadınlar için zamanın ritimleri ille de benim sen olduğum zaman diye geçer. Onun içindir ki bir kez anne oldu mu kadınlar "anaç" kelimesinin bütün nüanslarını bedenlerine ve gönüllerine dövme olarak kazıtmış olurlar.

* * *

Biraz önce tanışılmış arkadaşlardan haber almak için iki kadın bahçede gezinmekte olan bir beyden yardım istedi. Cevap "onlar da ne yapacaklarını bilmiyorlar, gezinip duruyorlardı" şeklinde geldi. Kadınlardan biri dayanamadı.

"Diliniz çok negatif."

Adam hiç beklemediği bir itiraz ile karşılaştı. Ama itirazın tonu ve kadının vücut dili kavga kıvamında değildi.

Mahcup bir şekilde başını önüne eğdi "Haklısınız" dedi.

* * *

Hoca efendi yardım toplamaya daha doğrusu cemaati harekete geçirmeye çalışıyor. Derken kaş yapayım çabası, göz çıkarmaya doğru evriliveriyor hoca efendi'nin dilinde. "Yahu beyler hanımlarınız kadar değilsiniz. Onlar anne olduğu için daha duyarlı yardım işlerine."

Buraya kadar her şey iyi. Çıkmış göz durumu yok yani. Ne oluyorsa oluyor, hoca efendi erkekler cemaatini, evdeki eşlerine karşı kışkırtan bir cümle kuruveriyor. Ansızın. Durup dururken. "Kadınlar parayı daha kolay gözden çıkarıyor. Paranın nasıl kazanıldığını bilmedikleri için."

Bu ne şimdi!

Dindarların dili muhabbet üzere olmalı değil mi? Bütünleştirici olmalı. Hoca efendiler söyledikleri sözün cemaatteki en aşağı algı seviyesinde nasıl idrak edileceğini hesaba katmak durumunda. Geçim sıkıntısı çeken bir adamın dünyasında hoca efendinin bu sözünün alacağı yolu kestirmek güç değil .

Bu iki olayı birbirine bağlayan ne diye soruyorsanız... Negatif dili kullanan zat Diyanet görevlisiydi. Kurduğu cümlenin muhatabı ise Diyanet'in üst kademelerinde görevli olan zatın eşi idi.

Salı günü sizlerle kıt imkanlar içindeki bir beldede imamın tavrının güzelliğini paylaşmıştım. Bu defa bir cümlenin ne kadar yıkıcı olabileceğine dikkat çekmek istedim.

Din adamlarının dili üzerine düşünmek gerektiği kanaatindeyim.

Hal ve vaziyet böyle!


Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi