T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 14 NİSAN 2006 CUMA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Mehmet OCAKTAN

Sezer'i dinleyince çok mutlu oluyorum...

Sayın Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer, havada ve karada farklı olmakla üzere, bazen 'demokrat', bazen 'Milli Şef' döneminin kadim bürokratı, bazen de sanki orduda tezkere bırakmış bir asker gibi konuşur. Doğrusu ne yalan söyliyeyim, Cumhurbaşkanımız'ın her konuşmasında bir başka türlü mutlu oluyorum... Gerçi, "Anayasa fırlatma vak'ası"ndan bu yana pek konuşmuyor. Memleket yansa, yıkılsa, ekonomi batsa, çıksa hiç umursamıyor. Ama onun bir 'saat'i var, işte o an gelince, bütün yılların intikamını alırcasına sert ve kararlı konuşuyor.

İşte Sayın Sezer, bu kez de İstanbul Harp Akademileri'nde coşmuş ve hızını alamayıp tam 18 sayfalık bir konuşma yapmış. Allah için ezberi mükemmel. Konuşmasının en can alıcı bölümlerini sanki ezbere okuyor, gerçi duya duya artık biz de ezberledik ama...

Mesela, her yanımızı 'irtica' sarmış bizim haberimiz yok!.. Sayın Cumhurbaşkanımız olmasa 'gaflet uykusu'ndan uyanacağımız falan da yok...

İşte şu söylevleri okuyun ve siz de uyanın ey ahali!..

-"Bireyin dini inanç ve ibadet yaşamı, kamu düzenini korumak için sınırlanabilir."

-"İrticai tehdit kaygı verici boyutlara ulaştı. İrtica, siyasete, eğitime ve devlete sızmaya çalışmaktadır. Milliyetçilik ve laiklik gibi değerler sistemli biçimde yıpratılıyor."

-"Türban bireysel özgürlük kapsamına alınarak, kamusal alanda da bu uygulamanın kaçınılmaz olduğu vurgulanmak istenmektedir."

'Milli Şef'imizin emaneti olan bu ülkede, meğer birileri 'demokratikleşme' adı altında bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının özgürce giyinme ve 'eğitim hakkı'ndan yararlanmak isterlermiş... Hiç öyle şey olur mu? Memleketi, ordumuzun kontrolünden çıkarır, 'ecnebi icadı' olan 'demokrasi' gibi ne idüğü belirsiz bir yönetimle kendi haline bırakırsan, maazallah memleket kontrolümüzden çıkıp gidiverir..

Cumhurbaşkanımız'ın da işaret ettiği gibi, böyle bir 'demokrasi safsatası(!)'nın sonu nereye varır biliyor musunuz, ülkemizin çok değerli 'korunaklı' amcaları, ağabeyleri işsiz kalır, üstelik düdük öttürünce kimse hizaya girmez...

Neyse ki biricik Cumhurbaşkanımız var ve 'söylevleri' ile titreyip kendimize geliyoruz!.. Sizi bilmem ama, ben Sayın Sezer'i dinleyince çok ama çok mutlu oluyorum. Mesela, son söylevi kelimenin tam anlamıyla dört dörtlük... Hele, bireyin 'ibadet hakları'nın bile engellenebileceği'ni söylemesi var ki, insan "işte halkı sevmemenin zirve yaptığı nokta" diyebiliyor ancak... Türk halkı olarak Sezer'e minnettarız, çok açık bir dille, inançlarımızı, ibadetlerimizi sevmediğini söylediği için...

Bakın bu 'söylev'in ne gibi faydaları var:

1- Temsil ettiği 'Milli Şef' geleneğinden gelen 'korunaklı' anlayışla Türk halkı arasındaki duvarı daha belirgin hale getirmek için 'ibadetlerin bile yasaklanabileceğini' söylemesi, bu ülkenin geleceği açısından son derece faydalı.

2- Kimlerin 'demokratik' ya da 'kapalı Türkiye' hayalleri kurduğunu yakinen görmüş oluyoruz.

3- Bu ülkede herkesin 'eşit' ama bazılarının 'daha eşit' olduğunu bütün çıplaklığı görüyoruz.

4- Ayrıca Cumhurbaşkanımız, altını çizerek belirttiği cümleleriyle Türk halkının 'Sol'a neden oy vermemesi gerektiğini açıkça ortaya koymuş oluyor.

Cumhurbaşkanımız'ın ülkeye yaptığı büyük hizmeti görüyor musunuz, bekleyip bekleyip bir konuşma yapıyor, hepimizi mutluluğa garkediyor. Sayın Cumhurbaşkanımız'dan bir isteğim daha var, 'ibadet aşkı' ile vatan savunmasına gidip 'şehit' olan askerlerimiz de 'irticai' bir durum arzediyor, acaba diyorum bunlara da bir çözüm bulabilir mi?

Neredeyse unutuyordum, Sayın Sezer söylevinde 'ima' yoluyla da olsa verdiği mesajla, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı'na giden yolu açıyor. Nasıl mı? Sezer bu tür konuşmalarıyla, iktidar olmanın getirdiği bazı 'zaaflar' yüzünden az da olsa imaj kaybeden iktidarı güçlendiriyor ve Erdoğan'ı tek alternatif olarak topluma sunuyor. Ne diyeyim, böyle bir Cumhurbaşkanımız olduğu sürece bu iktidarın sırtı yere gelmez...

Geri dön   Mesaj gönder   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi