T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 14 NİSAN 2006 CUMA | ||
|
"Ağzından yel alsın..." Adalet bakanı Cemil Çiçek'in ağzından çıkan cümleyi ilk duyduğumda benim ağzımdan da bu deyim çıkıverdi. Deneyimli politikacı Cemil Çiçek'in ağzından çıkan, "Birilerinin 'yönetimi elimize alırsak terör sona erer' diye düşünmelerinin 12 Eylül darbesini getirdiğini herkesin hatırlaması gerekir" gibi bir cümleydi. Politikayı sahnenin kenarından izleyen bir dostumun da dikkatini çekmiş o cümle. "Sen yanlış anlamışsın" dedi bana. Dostum benim anladığım gibi algılamamış o cümleyi. "Adalet bakanı demokrat bir adamdır, hiç darbeyi koz olarak kullanır mı?" diye ayıpladı da beni. Biraz konuşunca, dostumun, o cümleyi "Kenarda ellerini ovuşturarak bekleyenler var; onlara malzeme sağlamak yerine, elimizi çabuk tutup terörü önleyecek tedbirleri biz alalım" biçiminde anladığım yanılgısına düştüğünü fark ettim. Oysa, ben, o cümleyi, "Bu yolun sonu darbe" biçiminde anlamıştım... Yeni Şafak'a baktım, bizim gazete Cemil Çiçek'in o cümlesinin muhalefete uyarı anlamı taşıdığı kanaatinde. Acaba hangi anlamda o cümleyi sarf etmiş olabilir Cemil Çiçek? Hükümet Terörle Mücadele Kanunu (TMK) değişikliği hazırlığında. Daha önce Türk Ceza Kanunu içine sokulmak istenen bazı maddeler Meclis tarafından ayıklanmıştı; şimdi onların TMK'na yamanacağı ileri sürülüyor. CHP lideri Deniz Baykal, bir süredir, "Yoksa hükümet askerlerin istediği türden düzenlemelere direniyor mu?" diye soruyor. Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök, bir dergide çıkan makalesinde, terörle mücadele için yasal açıdan yeterince güçlü olmadıklarını yazmış; CHP lideri de, "Org. Özkök ne istediğini açıklasın, hükümet de isteneni yerine getirsin" görüşündeymiş... Demokrasi ve insan hakları konusunda şimdiye kadar yapılmış iyileştirmelerden geriye dönüş anlamına gelebilecek yasal değişiklikleri Ak Parti'de içine sindiremeyenler olduğunu biliyorum. Uyum paketlerinde kaşık ile verilenlerin TMK'da kepçeyle geri alınacağı endişesi hâkim. Sözde değil özde de demokrat o kişiler, "Terör var, asker de istiyor" diye önlerine dayatılan metne itiraz ediyorlar sanıyorum. Eğer böyleyse, Cemil Çiçek'in cümlesine dostumun getirdiği yorum daha bir anlam kazanıyor demektir. Bu durumda, Ak Partili adalet bakanı, direnen partidaşlarına, "Elimizi çabuk tutup yasal değişiklikleri bir an önce yapalım, aksi halde..." demiş oluyor... Kafamda bu düşüncelerle göz gezdirdiğim bir İngilizce gazetede karşıma çıkan bir yazının başlığı beni çarptı. Gazetenin yayın yönetmeni de olan yazar, daha yazısının başlığında, ağza kırmızı biber sürmeyi gerektiren o yasak sözcüğü kullanıyor çünkü: "Darbe söylentileri yayıldıkça..." Meğer, ben Paris ve Prag'da vakit geçirir, Ankara'yı İstanbul'dan izlemeye çalışırken, ülke böyle bir söylentiyle sarsılmaya başlamış... Yazıyı kaleme alan, "AK Parti ya erken seçim kararı alır ve sorunların çözümünü yeni Meclis'e ve yeni bir programa bırakır, ya da bir askerî darbeye hergün biraz daha yaklaşırız" diye özetlediği bir yaklaşımı zihninden kovmaya çalıştığını yazıyor. "Çünkü" diyor, "Bu yoldaki spekülasyonlar üzerinde durmak darbe istemek anlamına da gelebilir..." Sonra? Sonrası şu... Yazar bir bakmış, kendisinin zihninden kovmaya çalıştığı o 'ayıp' konu Cemil Çiçek tarafından ifade edilmemiş mi? Yani benim "Ağzından yel alsın" deyimiyle karşıladığım cümle... Yazar bakanın cümlelerini dostumdan farklı yorumluyor "Eğer hükümetin en deneyimli üyelerinden biri askerî darbeden söz ediyorsa, durum olağanüstü ciddi demektir" diye bitirdiği yazısında. Hangi anlamda sarf edilmiş olursa olsun cümleyi hiç yakışıklı bulmadım. Zaten, Cemil Çiçek de kaç gündür o cümleyle ne kast ettiğini anlatamıyor... Bugüne kadar 'dikenli konu' olarak hükümetin karşısına çıkan sorunların çoğu hukukla ve yargıyla bir biçimde ilişkiliydi. 'Zina'yı tartıştık bir ara; sonra TCK'yla yeni yasaklar getirilmek istendi. Şimdi de TMK ile hak ve özgürlükler kısıtlanacak endişesi yaygın... Cemil Çiçek bu gelişmelerin hemen hepsinde Ak Parti'nin genel tavrından farklı bir yere konuşlandırdı kendisini... Ama, daha önce, "Eğer hakları kısıtlamazsak öcüler yer bizi" anlamı taşıyan bir fikir serdetmemişti... Dostum, "Kafandan senaryolar üreteceğine, ondaki bilgilere sahip olmaya çalışsana" aklını verdi bana. O akılla yola çıktığımda, 'darbe' veya aynı anlama gelen sakıncalı sözcükleri kullanan tek bir Allah'ın kuluna rastlamadım etrafımda. "Bu durumda neler olduğunu ancak kendisi açıklayabilir" dedi dostum; Fikret Bila'ya yaptığı yeni açıklamayı da yeterli saymayarak... O sözlerin anlamını hiç vakit geçirmeden açıklamalı Cemil Çiçek.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |