T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 28 NİSAN 2006 CUMA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Fatma Karabıyık BARBAROSOĞLU

"Çarşaf kötü örnek"/ İktidar beden ilişkisi

Aklım erdiğinden beri, 23 Nisan ertesi görmeyi neredeyse kanıksadığım bir durum var: Temsili kıyafetler içinde resmi geçit yapan erkek çocukların fesleri ile kız çocuklarının çarşaflarının "kötü örnek"lik üzerinden "haber değeri" kazanması. Yalnız haber değeri kazanmıyor "sana söylüyorum kızım sen işit gelinim" gerginlikleri için de, uygun bir kılıf olarak hazırda bekletiliyor, temsili kıyafet geçidi.

Tarihi olan hiçbir şey "kötü örnek" olmaz. Çünkü bir şeyin "tarih" olması demek onun halihazırda geçerli olmaması demektir. Dünde kalmış olması demektir. Dünde kalmış olanı bugüne getirmek, taşımak, yani güncellemek için en geçerli yöntem; dünün, bugüne "modalaşarak" taşınmasıdır. Dünün moda olması kurgusal bir şeydir. Yani asla dünün ruhunu geri getirmeyi vaad etmez. Sadece "dünde kalmış olanı" bir imaja dönüştürerek satış değeri oluşturur moda. Bunu özellikle, Osmanlı'nın kullandığı objeleri kullanarak Osmanlı olacağını/olunacağını sanan "büyüklerimize" söylemeyi bir borç telakki ediyorum.

Diğer yandan bir dönemi "temsil" etmek üzere giyilen kıyafetleri "irtica tehlikesi" olarak görmek iki sebebe dayanabilir. Ya yapılan devrimlerin ruhunun bu güne uymadığını düşünmektedir korkunun sahipleri ya da bir geçit töreninde gördüğü kıyafete vurulacak kadar etkiye açık zannetmektedir bazı insanları. Korkunun sahipleri, "devrimlerin ruhunun" günün şartlarına uymadığını düşünmekte ama, bu düşünce alt şuurda takılı kaldığı için sahibini daha şedit bir yasakçı hüviyetine mi sokmaktadır? Hep beraber düşünmekte fayda var.

Erk sahipleri tarafından, yaşanılan çağın giyim dilinin iyi okunamadığı aşikar. Giyim bir konuşma biçimidir ve tüketim kodlarından dolayı, giyimin sembolize ettiği şeyler yaşı geçmiş olanların manalandırmakta zorlanacağı bir hareketliliğe sahiptir. Mesela yaşı geçkin olanlar, şapkanın çok anlamlı olduğunu sanmaya devam edebilirler. Halbuki geçmişte şapkanın taşıdığı sembolik değer günümüzde t-shirtler yoluyla gerçekleştirilmektedir. Yani şapka, kısa bir süreliğine "temsili" bir değer taşıyabilir. Başta taşınması sembolik değerinden ziyade, soğuktan ya da sıcaktan korumasıyla alakalı işlevsel bir duruma işaret eder.

Yasakçılar ve ısrarcılar esasında birbirine en çok benzeyen grup davranışı gösteriyor. Ne demek istediğimi bir kadın kıyafeti olarak çarşaf üzerinden temellendireyim: Çarşaf Osmanlı kadın modernleşmesine özgü bir kıyafettir. Zannedildiği kadar eski değildir. Alafranga kadınların elbiseleri Paris modalarına uygun olarak dikildiği için, feraceler bu elbiselerin üzerinde şık durmamaktadır.İstanbul hanımları kabarık kollu elbiseler üzerine, çarşafların üst kısmını pelerine benzeterek kullanmayı tercih etmişlerdir. Ne var ki bu tercih ne dönemin Padişahı II.Abdülhamit'in hoşuna gitmiştir ne de yerli dokuma sanayiinin. Abdülhamit saraya çarşaflı bir kadının girmesine asla müsaade etmemiştir, içinde bir suikastçı olur endişesiyle. Dönemin kadın hatıratlarına bakıldığında, saraya giderken emanet ferace bulunmasına dair hikayelere rastlanır. Diğer taraftan çarşaf modası yerli dokuma sanayiini zor duruma sokmuştur. Çünkü ferace için yerli kumaşlar kullanılırken, çarşaf için Avrupai kumaşlar tercih edilmektedir.

Sözün özü; yasakçılar çarşafın tarihi olarak "modern zamanlara" denk düştüğünü, ısrarcılar da çarşafın Abdülhamit tarafından bile "hoş karşılanmadığını" zihinlerinin bir yerinde kayıtlı tutarsa "gerilecek" veya "gerdirilecek" bir durumun olmadığı daha iyi anlaşılır zannediyorum.


Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi