T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
G Ü N D E M 17 ŞUBAT 2006 CUMA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Dini değerlere AİHM'den özgürlük yok

AİHM'nin, öğretim üyesi Sevgi Kurtulmuş ile İHL öğrencileri için, Leyla Şahin davasında olduğu gibi yasakçı bir karar vermesi, bu mahkemenin Müslümanlarla ilgili 'dini değerler' sözkonusu olduğunda hak dağıtmaktan uzaklaşıp siyasi davrandığını bir kez daha ortaya koydu

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Müslümanlarla ilgili dini değerler sözkonusu olduğunda özgürlükler aleyhine karar vermesi, mahkemenin hak dağıtmak yerine siyasi davrandığı kanaatini pekiştirdi. AİHM kararlarından ilki, İstanbul'un Eyüp, Tuzla, Pendik ve Ümraniye ilçelerindeki İmam-Hatip Liselerinde okuyan 60 öğrenci ve bu öğrencilerden 34'ünün velilerinden oluşan 94 kişinin 2002 yılında yaptığı başvuruyu kapsıyor. Şikayetçiler, başörtüsü yasağının eğitim ve din özgürlüklerine aykırı olduğunu savunmuşlardı. Diğer karar ise İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde öğretim üyeliği yapan ve derslere başörtülü giremediği için davacı olan Sevgi Kurtulmuş'un 2001 yılında yaptığı başvuruyla ilgili. AİHM iki başvuruyu da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS)'ne aykırı olmadığı sonucuna vararak reddetti.

KATI TUTUMUNU SERGİLİYOR

AİHM'nin, Müslümanların dini özgürlükleri konusundaki katı tutumunu kararlarıyla ortaya koyduğunu belirten Anayasa Komisyonu üyesi ve AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Ali Bulut, "AİHM, başörtülüler hakkında kararlar verirken Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile temel hak ve özgürlükler konusundaki evrensel standartları esas almak yerine, bazı korku ve vehimleri esas almaktadır. AİHM'den bundan sonra başörtülülerin lehine bir karar vermesini beklemek anlamsız olur" dedi.

AİHM'DE HAK ARAMAK ANLAMSIZ OLDU

Milli Eğitim Komisyonu Başkanı Tayyar Altıkulaç ise AİHM'nin Leyla Şahin kararında başörtüsüyle ilgili tavrını ortaya koyduğunu belirterek şunları söyledi: "İmam-hatip lisesinde okuyan kız öğrencilerin Kur'an-ı Kerim başta olmak üzere meslek derslerine başlarını örterek girmeleri gerekir. Bizim mevzuatımızda da bu konuda düzenleme bulunmaktadır. AİHM, Leyla Şahin ile ilgili verdiği kararında başörtüsü konusundaki tutumunu ortaya koydu. AİHM'nin Leyla Şahin ile ilgili kararından sonra başörtüsüyle ilgili tavrında değişiklik olmayacağı bu kararlardan ortaya çıkıyor."

Sağlık İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu da AİHM'nin, Leyla Şahin davasının ardından, başörtüsü yasağı ile ilgili iki başvuruyu daha reddettiğini vurgulayarak "Bu mahkemenin Türkiye ve İslam karşıtı olduğu artık iyice anlaşılmıştır. AİHM'den artık hak dağıtan bir mahkeme olarak söz edilemez" dedi.

İmam Hatip Liseleri Mezunları ve Mensupları Derneği (ÖNDER) Genel Başkanı Yusuf Ziyaettin Sula, AİHM'nin Leyla Şahin'i emsal göstererek Kurtulmuş ve İHL öğrencileri hakkında karar verdiğini belirterek "Leyla Şahin'le ilgili karar tutarsızdı. Mahkemede görev alan kişilerin siyasi ve dini açıdan hadiselere baktıklarını düşünüyorum. Benzer davaları da tamamen taassub penceresinden bakarak karara bağlayacakları kanaatindeyim " dedi.

İHD: İSLAM'A BAKIŞLARININ DIŞA VURUMU

İHD Başkanı Alataş, AİHM'nin kendi kararlarıyla çeliştiğini ifade ederek, "Leyla Şahin olayında olduğu gibi AİHM yine kendi ilkelerinin tersine karar vermiştir. AİHM'nin bu kararları, Avrupa'nın İslam'a karşı bakışının dışa vurumudur" dedi. İHD'nin AİHM'ye katılmadığını ifade eden Alataş, bu kararın demokrasi, insan hakları ve hoşgörüye zarar vereceğini söyledi. Alataş, "Kararda türbanın özgürlükleri tehdit ettiği söyleniyor. Bu gerçeği yansıtmıyor" diye konuştu.

MAZLUM-DER: ÖNYARGILI DAVRANILDI

Mazlum-Der Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Bilgen, AİHM'nin yasağı savunurken kararı laikliğe bağladığını hatırlatarak, Türkiye'deki uygulama ile laikliğin hiçbir alakasının bulunmadığını söyledi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin dini inançlarla ilgili kararlarında önyargılı davrandığını vurgulayan Ayhan Bilgen, "Bunu Leyla Şahin ve RP kararında da gördük .Bunlar siyasi kararlardır" şeklinde konuştu.

MAHKEME KARARLA EŞİTLİĞİ REDDETTİ

Ayrımcılığa Karşı Kadın Hakları Derneği (AKDER) Başkan Yardımcısı ve Sevgi Kurtulmuş'un avukatı Fatma Benli, Sevgi Kurtulmuş'un İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi ve Amerika'daki çeşitli üniversitelerde başörtülü olarak eğitim vermiş bir öğretim görevlisi olduğunu belirterek "Başını örtmesi, görevini yapmasına engel olmadığı için 16 sene herhangi bir sorunla karşılaşmadan öğretim üyeliği yapmıştır. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu tarafından kitapları basılmıştır. AİHM'nin kararı gerçekleri değiştirmiyor. Bir öğretim görevlisinin sahip olduğu bilgi ve birikimin değil, kıyafetinin önemsenmesi kabul edilemez. Mahkeme temel hakların yönetmeliklerle ihlal edilemeyeceği gerçeğini görmezden gelmiştir. AİHM, konu dindarların talepleri olunca çifte standart uygulamakta, karar, ayrımcılık yapmama, eşitlik gibi medeni ilkelerin reddi anlamına gelmektedir."


Geri dön   Yazdır   Yukarı


 ANKET

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi