T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 16 TEMMUZ 2006 PAZAR
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  İnsan Kaynakları
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv
  Favorilere Ekle
  Giriş sayfası yap

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Rasim ÖZDENÖREN

Sözün Gücü

Ben, her şeye rağmen sözün gücüne hâlâ inanmak istiyorum. "Önce söz vardı" fehvasının delalet ettiği kadim önermenin yürürlükte olduğu kanısı bende köklü bir gerçekliğe tekabül ediyor.

Söz deyince elbette sözde kalan sözü kastetmiyorum. Sözü kullanarak yalanın ifade edilebileceğini bilmiyor değilim. İnsanı sonunda utanca götüren sözlerin kullanılabileceğini de biliyorum.

Söz, insana ta başında onun asal kaynağından fışkırarak iletilmiş olan sözdür. Muhatabı insan olan söz... Bu sözün medlulü daima adaletle, nısfetle, hakkaniyetle aynı düzlemde yer alır.

Benim, gücün iktidarından anladığım da böyle bir şeydir: güç, adaletin, nasafetin, hakkaniyetin sözcüsü olabilirse iktidar olmanın hakkını yerine getirmiş sayılır. Kaba güç dediğimiz istibdat, elinde belki başıbozuk, ceberut bir kuvvet bulundurabilir; ancak o kuvvet adaletin tecellisinde işe yarar hale getirilmediğinden savrulup gider. Savruldukça belki orak gibi göğ ekini de biçip gider.

Söze gücünü sağlayanın böylece onun adaleti yerine getirmekle kaim olduğunu söylemiş oluyoruz. Bu söz, gücünü kendi sinesinde taşır. Çünkü bu söz, kendi hakikatini yerine getirebilecek bir iktidarın ağzında anlam taşır.

Söz, bir adaleti dile getiriyorsa, o adalet özgül kısasını uygulamakla yükümlü olur/olmalıdır.

Ben şimdi o sözü arıyorum. O sözün tekabül ettiği adaleti arıyorum. O adaletin talep ettiği kısasın yolunu gözlüyorum. Ve bunların geciktirilmeden söylenmesini, söylenenin edim olarak dışa vurmasını bekliyorum.

Yalana alet edilmiş söz ne denli mide bulandırıcı ise, ifade ettiği adaleti yerine getirmekte acze düşen sözün sahibi de o denli bulantı vericidir. Halen dünya iktidarını elinde tutanlar acaba böyle bir bulantı çukuruna mı yuvarlanıyor diyelim? İnsanoğlunun toptan böyle bir çöküntüye düşmesi havsalanın alacağı şey olmamalı.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi