T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 19 HAZİRAN 2006 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Kürşat BUMİN

'Fotoğraf çekmek yasaktır' ama...

Mikrofonu eline geçiren hemen herkes "Dünya çok değişti, artık bilgi toplumuna girdik" demiyor mu? Diyor tabii ki...

Ancak dikkat ederseniz, artık hemen her toplantıda dile getirilen bu "bilgi toplumu" kavramını biz büyük ölçüde laf olsun diye sarfediyoruz sanki... "Yarının güçlü ülkelerinin bilgiyi elinde tutan ülkeler olacağı" ya da "Asıl sermayenin artık insan olduğu" yolunda atılan nutuklar aslında "bilgi toplumu"ndan başka bir şeyden söz ediyor sanki...

Türkiye'de hiç değilse şu işi çok iyi becerdiğimiz muhakkak: Batı'da kullanılmaya başlanan, orada üretilen bir takım yeni kavramları hemen ithal ederek onları da süratle kendimize benzetmek! Böyle birçok kavram var tedavülde. Mesela "katılımcı demokrasi", mesela "sivil toplum", mesela "etik boyut", mesela....

İşte "bilgi toplumu" da (bana göre) "kendimize benzettiğimiz" kavramlardan birisi. Aslına bakacak olursanız, yanlışımız kavramı icat edenlerin bulduğu adı ("enformatik toplum") Türkçeye yanlış ("bilgi toplumu") çevirmekle başlamış. Kavrama bulunan Türkçe ad, tamamen yanlış bir biçimde insanlığın "bilgi"nin öneminin yeni farkına vardığı izlenimini bırakıyor. Sanırsınız ki insanlık turşu ya da sucuk-pastırma yapmak için bile "bilgi"nin şart olduğunun ancak yeni farkına varıyor.

İsterseniz güzel bir örnekle ilerleyelim:

Biliyorsunuz, mutlaka karşılaşmışsınızdır (karşılaşmamak mümkün mü?), ülkemizdeki askeri bölgeleri çeviren duvar ya da çitlerin üzerinde şuna benzer bir uyarı mevcuttur: "Askeri Bölge! Fotoğraf çekmek yasaktır..." Eski, çok eski bir uyarı bu. Yani "bilgi toplumu" öncesinden kalan bir uyarı.. Eskiden "casusluk" işleri yerinde tespit (ve fotoğraf) ile yapıldığından olacak, askeri bölgelerin fotoğraflanmalarına yasak getirilmiş.

Peki bu yasağın bugün, yani "bilgi toplumu" aşamasında bir anlamı var mı? Olur mu öyle şey; bir kere artık herkesin bildiği gibi (Amerikan filmleri bunun örnekleriyle dolu) yeryüzünde bir fotoğraf makinesinin görebileceği her şey artık rahatlıkla "uydu"dan da görüntülenebiliyor.

Nitekim, geçen hafta CHP milletvekili Şükrü Elekdağ'ın İncirlik'te bulunan 90 nükleer bombaya ilişkin yaptığı açıklama tam da "bilgi toplumu"nda cereyan eden bu uydudan görüntüleme uygulamasının iyi bir örneğine işaret ediyordu.

Evet, bu zamana kadar bilmeyenler de artık biliyorlar ki, Türkiye'de sayıları 90'ı bulan nükleer bomba mevcuttur. Ama dikkat edin, biz bu bilgiye Elekdağ'ın özel çabası sonucunda ulaşmadık. Tam tersine, bu bilgi zaten "bilgi toplumu"nun bir gereği olarak nükleer silahlarla ilgili yayın yapan bir internet sitesinde şubat 2005'ten beri açıkça yer alıyordu. Milliyet'ten Derya Sazak, Elekdağ'ın açıklamasından günler önce, Türkiye'den geçen ama kimsenin pek iltifat etmediği Greenpeace Uluslararası Genel Diraktörü Dr. Gerd Leipold'u "Sohbet Odası"na alarak, Türkiye'de bulunan ("konuşlandırılmış" mı deniyordu?) nükleer bombalar meselesini açıklığa kavuşturmuştu.

Bu çerçevede Sazak'un Leipold'a yönelttiği soru ve aldığı cevap şöyle:

"- İncirlik Üssü'nde bulunduğu öne sürülen ABD'ye ait 90 adet nükleer silahlara dikkat çektiniz. Greenpeace bu konuda özel bir bilgi sahibi mi?

-Normal yoldan bilgi edinme haklarına sahip her vatandaş gibi ABD'ye ait nükleer silahların dünya üzerinde hangi ülkelerde olduğuna ilişkin askeri bilgilere erişme hakkınız bulunuyor. ABD'nin nükleer silahlarını depolayan 6 NATO ülkesi var. Bunlardan biri de Türkiye. 2005'de yayımlanan Kristensen raporunda (www.nukestrat.com/pubs/EuroBoms.pdf) nükleer silahların nerelere taşındığıyla ilgili detaylı bilgiler yer alıyor."

İşte size "bilgi toplumu"!

Şu hale bakın... Onlarca gazete ve televizyon kanalının faaliyette bulunduğu bir ülkede, Türkiye'de bulunan nükleer silahlar hakkında nereden bilgi edineceğimizi Derya Sazak'ın (Milliyet yazarı konuya ilişkin bir de köşe yazısı yayınladı) Türkiye ziyareti sırasında Leipold'a yönelttiği soru dolayısıyla öğrenebiliyoruz....

Leipold, sitenin adresini verdiğine göre (merak bu ya!) söz konusu siteyi ziyaret etmeden olmazdı. Gerçekten de hoş bir siteymiş doğrusu... "Bilgi toplumu" gereği konu hakkında geniş bilgi veriliyor. Ayrıca epeyce fotoğraf da kullanılmış. Bu fotoğraflar -tahmin ettiğiniz gibi- ABD'nin nükleer silahlarının depolandığı 6 NATO ülkesine ait üslerin fotoğrafları. Aralalarında -tabii ki- Türkiye'de bulunan üsler de var. Açıkça görüyoruz: Balıkesir Hava Üssü, Akıncı Hava Üssü ve İncirlik Hava Üssü'nün uydu fotoğrafları -hem de belli yerleri ve bazı savaş uçakları özellikle işaret edilerek- olduğu gibi önümüzde...

" 'Fotoğraf çekmek yasak" ama...." derken bunu kastediyorum...

Demek ki....

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi