T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
O K U R   S Ö Z C Ü S Ü 19 HAZİRAN 2006 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Yusuf Ziya CÖMERT

Biz buradayız sizi de bekleriz

Burada, okur mektuplarının işaret ettiği haberleri ele alıyorum. Yanlış yaptığımıza yanlış, doğruya doğru demeye çalışıyorum. Bugün, 'dışarıdan' bir eleştiriyi, Özkök'ün 'töre' haberiyle ilgili 'sataşma'sını değerlendireceğim

Hürriyet gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, 14 Haziran'da yazdığı 'Asıl Kürt sorunu bu' başlıklı yazısında Ankara'da işlenen bir töre cinayetine değiniyor. Enis Berberoğlu'nun, -Özkök'ün tabiriyle- 'medya ombudsmanlığı' işlevi de olan yazısından yola çıkıyor. 'Dinci gazete' yakıştırması yerine 'dini hassasiyeti ağır medya' lafını bulmuş Özkök. Ve Berberoğlu'ndan naklen bu gazetelerin hiçbirinin Ankara'daki 'töre cinayeti'ne yer vermediğini yazıyor.

Berberoğlu'ndan alınan pasajda, 'muhafazakar medya'nın töre cinayetlerine sessiz kaldığı' iddia ediliyor. Sonra, sözü Özkök alıyor ve hem suçluyor, hem soruyor: "Bu ahlaki enkaz altında kalmış fahri ombudsmanlara da sesleniyorum. Orada kimse var mı?"

HENDESE BİLMEYEN KADI HİKAYESİ

Katip Çelebi'nin 'Hendese bilen kadı ile hendese bilmeyen kadı'yı kıyasladığı ve kadıların hendese (geometri) bilmesi gerektiğini anlatan meşhur bir yazısı vardır. Sözü uzatmak istemiyorum, yazının detayını isteyene anlatırım.

Bana göre, alanı ne olursa olsun, herkesin, tutarlı olmak için bir miktar 'matematik' bilgisine ihtiyacı var. Gerçek olup olmadığı bile belirsiz bir 'karine'den hareketle genelleme yapma alışkanlığımız başka türlü geçmez.

Enis Berberoğlu haklı, ama kısmen haklı. Sözünü ettiği töre haberi, 10 Haziran'da Yeni Şafak'ta yer almamış. Yani o haberi, o gün nasıl olmuşsa atlamışız. Bu bir hata. Araştırdığımda, o gün sayfalarda ilanların çok olduğu, ilanlara ek olarak 2 sayfa ÖSS deneme sınavı çözümlerinin haber sayfaları sayısını daha da azalttığı, ayrıca, haber de -diğer haberlere nisbetle- geç geldiği için, ertesi gün kullanılabilir düşüncesiyle ertelendiği söylendi bana.

Olabilir, herkes haber atlayabilir. Haber atlamaların gazete içinde değerlendirilmesi yapılır, haber atlayan gazeteci ertesi gün kendisinde olmayan bir haberi başka gazetelerde gördüğünde çok huzursuz olur, ama haber atlamanın meslekte yeri vardır. Herkesin başına gelebilir. Önemli olan, haber atlamaların 'istisnai' kalması, bir alandaki haber atlamaların 'yayın politikası' haline gelmemesidir.

YENİ ŞAFAKTA'Kİ TÖRE HABERLERİ

Ertesi gün, haber, detaylı bir şekilde gazeteye girmiş. 11. Sayfaya manşet olmuş. Dramatik bir şekilde işlenmiş. Bu haberin yanında, Bursa'da işlenen bir başka 'töre cinayeti' haberi de verilmiş. Yani sayfanın üçte ikisi, töre cinayetlerine ayrılmış. Her iki haberde de, töre cinayetleri konusunda belirgin bir eleştirel tavır var.

Bütün okurlarımız bilirler ki, 'töre cinayetleri' denen olgu, Yeni Şafak'ta üstü kapalı geçilmez, bir toplumsal sorun oluşu dikkate alınır ve haberleri bu hassasiyetle verilir.

Bu tür haberler, Yeni Şafak'ta daha önce de defalarca yer almış, kimi zaman manşetlere de çıkmıştı. Dünkü Yeni Şafak'ta da, Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu'yla yapılan röportajda, 'töre cinayetleri' konusunda açık bir tutum sergileniyor.

PEKİ ORADA KİMSE VAR MI?

(Ahmet Hakan da, yayın yönetmeni Özkök'ten bir gün sonra 'yeni mahalle'sinden 'eski mahallesi'ne doğru seslenmiş. Yeni Şafak'ı kastetmiyordur, bizi bilir, herhalde yazıyı yazmadan önce Yeni Şafak'a bakmıştır, diye 'hüsnüzann' ediyorum. Yoksa ona da 'matematik' tavsiye ederdim.)

Yani 'burada' kimse var, Ertuğrul Özkök.

Buradaki kimse, ülke insanının sadece töre cinayetleri ile ilgili sorunlarına değil, bütün sorunlarına içtenlikle sahip çıkmayı görev biliyor.

Buradaki kimse, Orhan Pamuk ya da Şevket Eygi, düşüncesi sebebiyle yargılandığında 'başkasının düşüncesi' diye ayırım yapmıyor. Buradaki kimse, geçmişteki ve bugün, hukuka, özgürlüklere, demokrasiye karşı gelişmeler konusunda her zaman duyarlı. TCK hazırlanırken düşünce özgürlüğünün kısıtlandığını hissettiğinde sesini yükseltebiliyor. Andıçlara karşı da öyle... Nedense, böyle zamanlarda, Ahmet Hakan'ın yeni mahallesi pek sakin oluyor.

Burada, konuyu açmışken eklemem gereken bir şey daha var. Özkök, 'O kesimdeki fahri medya ombudsmanlarının, oklarını 'merkez medya'ya attıklarını' yazıyor.

Demek ki, Kürşat Bumin'in Yeni Şafak'ı eleştirdiği sayısız yazıyı okuma fırsatı bulamamış, Ertuğrul Özkök.

Güzelim önyargılar dururken, gerçekler de 'tezimiz'i desteklemiyorsa, ne gerek var gerçekleri görmeye?


Bilderberg yazıları web sayfamızda

Geçen hafta, Kanada'daki Bilderberg toplantılarına katılan yazarımız Fehmi Koru, izlenimlerini Yeni Şafak okurlarıyla paylaştı. Bu yazılar, bütün medyadaki 'en çok merak edilen' yazılardı.

Yeni Şafak, bu yazıları internet sayfasında yayımlamadı. Bunun yerine, yazının spotlarından 'pressdisplay'deki Yeni Şafak'a link verdi.

Bunun bir amacı, Yeni Şafak'ı her gün alan okurlara bir öncelik vermek ve Yeni Şafak'ın pressdisplay'daki yayımından okurlarımızı haberdar etmekti. Fehmi Koru'nun yazılarını internetten niçin okuyamıyoruz diye soran okurlarımız, bugünden itibaren Yeni Şafak'ın web sayfasından Bilderberg yazılarına ulaşabilirler.


Sorun, ÖSYM Başkanı'nın zamanlaması

Bazı okurlarımız, ÖSYM Başkanı Yarımağan'ın ÖSS sınavları öncesinde yaptığı açıklamaları aktaran ve bu açıklamaların sınav öncesinde öğrencileri gerilime sokabileceği ihtimalini dikkatlere sunan haberi eleştiriyor. Prof. Yarımağan'ın açıklamaları, eğer sınavlardan bir kaç hafta önce yapılsaydı, öğrencileri etkilemeyebilirdi. Ancak, sınava iki üç gün kala, soruların zorluğunu izah etmek, az su için, tuvalete fazla gitmeyin gibi açıklamalar yapmak, sınavı hayatlarının dönüm noktası olarak gören öğrencilerin bir kısmında kafa karışıklığına yol açabilirdi. Soruların zorluğu ile ilgili açıklama yapıldığında, konu tartışıldı. Açıklamanın içeriğinde sorun olmadığı sonucuna varıldı. Ertesi gün, su içme ve tuvalete gitme konularında da sınırlamalar gelince, gerçekten, bazı öğrencilerin etkilenebileceği düşünüldü. Hiç olmazsa bundan sonraki sınavlarda özen gösterilir diye, bu muhtemel etkilere dikkat çekildi.


FATİH DEMİR
Bir süredir televizyon proğramları için akıllı işaret uygulamasına geçildi. Fakat gazetemizin TV sayfasında programlar ve filmlerde bu işaretler kullanılmıyor. Program tanıtılıyor ama onun izlenilebilirlik seviyesi bu işaretlerle anlatılmıyor. Bu konuda daha dikkatli olabilirseniz bizi sevindirirsiniz. Başarılar diliyorum.

EROL DÜZTAŞ
Memur disiplin affı ile ilgili gazetenizde yapılan haber için teşekkür ederim. 25 bin kişinin beklediği bu tasarının yasallaşması yoplumsal barışın sağlanmasına çok büyük katkı sağlayacaktır.

ZEYNEP BOSTAN
15 Haziran tarihli Yeni Şafak'ın 3. sayfasında aşırı dozda uyuşturucu alan bir kişiyle ilgili haber "Cami tuvaletinde altın vuruş" başlığıyla yayınlandı. 'Altın vuruş' deyimi beni dehşete düşürdü. Literatüre geçmiş de olsa olumlu, özendirici bir çağrışım yapıyor.
- Haklısınız. İlk bakışta 'altın vuruş' ifadesinin anlamını bilenler için normalmiş gibi görünüyor. Bilmeyenler için yanlış çağrışımlar sebep olabilir. Uyarınız dikkate alınacak, teşekkür ederiz.

Geri dön   Mesaj gönder   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi