Türkiye'nin birikimi... | ||
|
Medyatik fanatizmToplum olarak bünyemizde varolan 'aşırılık' sendromunun medya marifetiyle, gittikçe içinden çıkılmaz bir hale getirildiği su götürmez bir gerçek. Medyanın Galatarasay'ın Avrupa'daki başarısının ardından futbolcuları ve antrenörü nasıl yansıttığı herkesin malumu. Yoğunluklu bir övgü kampanyası düzenleyen medya, bu başarının nedenlerini araştırmaktan uzak, 'istatistiki verileri sunma' işlevine sahip olmayan spor programlarıyla pekiştirdi kampanyasını. İçerik olarak kahvehane sohbetlerinin ötesine geçemeyen bu programlara katılanlar ise, tıkanmış zihniyetin ürünü bir kaç sözü gevelemekten öteye geçemediler. Program türleri arasında dominant yeri bulunan spor programlarında, Avrupa Şampiyonası sunulurken de aynı 'fanatizm' sergilendi. Avrupa Şampiyonası maçlarında Milli takımın yeterli başarıyı gösterememesi, yine 'kişi'ler baz alınarak ve özellikle 'antrenör' suçlu ilan edilerek verildi ekranlarda. Tüm çekişmelerin üreticisi, arenası, hakemi, savcısı, yargıcı hatta infazcısı olan medya, milletçe yek-vücut olunan neredeyse tek toplumsal alan olan 'futbol'u, niteliksiz, istatistikten bi-haber, sadece ve sadece duygu yoğunluklu spor programlarıyla bir 'show'a dönüştürmeyi başardı yine. İzleyenlere derinlikli analizler yerine, kışkırtıcı bir fanatizm sunan programcılarımız, televizyonun doğasında varolan ve hemen her tv'cinin hep ön plana aldığı "düşündürmek yerine eğlendirmek" metodunu tercih ederek yükselttiler ratinglerini. Postman'ın deyişiyle "eğlence her türlü söylemin üst-ideolojisidir" yani... İyi, ama spor adına yapılan bu yanlışlıklar sonunda 'spor'un işlevine de gölge düşürmüyor mu?
oalbayrak@yenisafak.com
|
|
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|