YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Postmodernlik veya 'sinik'lik

Modern "dönem"de müslümanlar olarak dişe dokunur bir şeyler söylemeyi; gözle görülür bir "varlık" göstermeyi başaramadık; ama hiç olmazsa mevcudiyet'imizi sürdürmeyi ve söylemlerimizi muhafaza etmeyi başardık.

Modern dönemde, ne için, kime karşı ve nasıl bir tavır takınmamız; ne tür mücadele ve varoluş biçimleri geliştirmemiz gerektiğini biliyorduk: Neye, nasıl sahiplenmemiz gerektiğini kavramakta zorlansak da, neyi, niçin reddetmemiz gerektiğinin farkındaydık.

Çünkü modern dünya tasavvurunun şekillenmesinde İslam kültürü, düşüncesi gözardı edilemeyecek şekilde belirgin ve hatta belirleyici bir rol oynamıştı. Özellikle fizik gerçekliğin kavranılışı ve imkanlarının harekete geçirilmesi sürecinde modern Batı kültürünün temel paradigmalarının formülasyonunda antik Grek ve Latin kültürlerinin yanısıra İslam düşüncesi de belirleyici olmuştu.

Modern Batı düşüncesi, bizim yabancısı olmadığımız kavramlar üzerine inşa edildiği için Batılıların dünya üzerinde kurdukları hegemonya karşısında varoluş ve direniş biçimleri geliştirmeyi başardık. Salt fizik gerçekliği eksene alan modern Batı kültürü, hem fizik hem de fizikötesi gerçekliği aynı anda meczeden İslam kültürünü tüketmeyi, etkisiz hale getirmeyi, pasifize ederek posasını çıkarmayı başaramadı.

Oysa benzer direniş biçimlerini doğu kültürleri gerçekleştiremediler. Doğu kültürleri salt fizikötesi gerçekliği eksene aldıkları için salt fizik gerçekliği eksene alan ve kaçınılmaz olarak şiddet yüklü söylemler ve pratikler üreten Batı kültürünün meydan okuyuşuna "teslim" oldular: Modern Batı kültürünün düzleştirici, tüketici, pasifize edici kodlarını, kavramlarını ve kurumlarını benimsemekte bir sakınca görmediler. Sonuçta ekonomik açıdan bir büyüme gerçekleştirdiler ama ortada kendilerine özgü hemen hiçbir asli unsur kalmadı; direniş ve silkiniş imkanlarını handiyse büsbütün yitirdiler.

Modern dönemde söylemlerini yenilemeyi, yeniden icat etmeyi olmasa bile en azından muhafaza etmeyi başaran müslümanlar, postmodern dönemde de aynı başarıyı gösterebilecekler mi?

Kısa vadede hayır; ama uzun vadede -muhtemelen- evet.

Postmodernlikle birlikte Batı kültürü yeni bir paradigmatik dönüşüm geçiriyor. Fizik gerçeklik, yine temel eksen. Ama bu kez, fizik gerçeklik fetişleştiriliyor ve böylelikle imkanları da tüketiliyor: Her şey, bura ve şimdi için geçerli ve anlamlı. Burada ve şimdi kullanılamayan, tüketime sokulamayan, anlam ifade etmeyen; yani görünür ve kontrol edilebilir olmayan hiçbir şeyin hiçbir anlamı ve yararı yok!

Aşkın/dinsel/kutsal olanın yeri yok bu dünyada; sahtesi, geçici olanı, kolaylıkla tüketilebilir, haz üretebilir olanı İşe Yarıyor: Artık mutlak yok. Her şey mübah: Tek mutlak olan, Mübah Olan. Yani her şey İzafi.

Küreselleşme, İzafi'liğin tüm dünya ölçeğinde her şeye sirayet etmesini kolaylaştırıyor.

Mübah olanın, İzafi'liğin tek mutlak olan katına yükseltildiği bir yerde, gerçekle görüntü birbirine karışıyor: Gerçek görüntü, görüntü de gerçek olarak sunulabiliyor rahatlıkla: Bunun adı, "siniklik" (cynism).

Postmodern duyarlığın en tanımlayıcı özelliği olan "siniklik", özellikle Batı-dışı toplumların ve aydınların kafalarını, dünyalarını allak bullak ediyor.

Bu konuya yarın devam edeceğiz.


21 HAZİRAN 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Yusuf KAPLAN

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...