T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Kitap fuarının düşündürdükleri

Bu yıl yirmincisi açılan TÜYAP Kitap Fuarı'nı gezerken aldığım en iyi haberlerden biri, Almanlar'ın ünlü Türkiye uzmanı Heinz Kramer'in "Avrupa ve Amerika karşısında DEĞİŞEN TÜRKİYE" (Timaş Yayınları) kitabının ikinci baskısının da tükendiği oldu. New York Times'ın (NYT) Türkiye temsilciliğini yapmış Stephen Kinzer'ın "Hilâl ve Yıldız" (Crescent & Star) adlı kitabı cesur bir yayıncı bulsun, çok satanlar listesini onun da zorlayacağına eminim...

Batı'nın İslâm Dünyası'yla ilgisi çok eskilere dayanıyor. Edward Said'in "Şarkiyatçılık" adlı dev eserinde (Pınar Yayınları) kıyasıya eleştirdiği bir anlayış uzun süre hüküm sürdü. "Doğu'nun gizemi" gibi kavramların altından sırıtan, 'emperyalizm şâiri' Rudyard Kipling'in "Doğu doğudur, batı da batı; bu ikisi asla biraraya gelemez" düşüncesiydi. Sonra siyaset bilimciler bu alanda liderliği ele geçirdiler; onların en büyük derdi de, çok geniş bir coğrafyayı ülkelerinin 'ulusal çıkarları' açısından incelemekti...

Tarafsızlığı ön planda tutan, ulusal çıkar penceresinin gözü bulandıran engeline takılmayan araştırmacı sayısı bugün de az... Bu gerçeği, Batılıların, 11 Eylül'le bütün dengeleri altüst olan dünyayı kavramakta olağanüstü zorlanmalarından anlamak mümkün. Binlerce ekrana, yüzlerce gazete ve dergiye yansıyan 'uzman görüşler', genel hatlarıyla, belli görüşleri savunan, farklı yaklaşımların önünü tıkamaya çalışan bir anlayışı sergiliyor.

Önceki gün NYT'da çıkan bir haberde karşılaştım; tam da şu sıralarda yayımlanan bir kitapta, İsrailli Martin Kramer (Alman Heinz Kramer'le bir ilgisi yok), Ortadoğu ve İslâm üzerine araştırmalarıyla tanınan tek tük tarafsız araştırmacıya saldırıyormuş... Martin Kramer'ın iddiası şu: "İslâm ve Ortadoğu uzmanları tarafsızlıkta o kadar ileri gittiler ki, son yirmi yıl içerisinde meydana gelen gelişmeler, biraz da onlar yüzünden, öngörülemedi." Buradan hareketle, Martin Kramer, "Bu uzmanlardan uzak durun" uyarısında bulunuyor...

"Ivory Towers on Sand" (Kum üzerinde fildişi kuleler) adlı kitapta suçlanan uzmanlardan biri New York'taki itibarlı Columbia Üniversitesi'nden Prof. Richard Bulliet, diğeri de Washington Georgetown Üniversitesi'nin Müslüman-Hıristiyan Anlayışı Merkezi kurucusu da olan Prof. John L. Esposito... Prof. Esposito'nun "İslâm tehdidi: Efsane mi, gerçek mi?" (The Islamic Threat: Myth or Reality?) adlı kitabı, uzun süre, Amerikalılar'ın görüşlerini etkiledi. Martin Kramer, 11 Eylül sonrasının paranoya kokan ortamında, Esposito ve Bulliet gibi tarafsız hocaların itibarını sarsma gayretinde...

Kitabı yayımlayan WINEP (Washington Institute of Near East Policy) adlı kuruluş bizde iyi tanınıyor. Alan Makowsky adlı araştırmacıyla adı özdeşleşen merkez 28 Şubat süreci içerisinde Türkiye konusunda çok faaldi. NYT haberinde, WINEP için "İsrail ile çok yakın irtibatı bulunan bir grup" sıfatı kullanılıyor. Bütün bu tartışmaları başlatan Martin Kramer'in kendisi de, Tel Aviv Üniversitesi'nde kurulu Moshe Dayan Merkezi'nin yakın zamana kadar başkanıydı. NYT, "Bunlar bilimsel çalışma yapan kuruluşlar, ancak İsrail irtibatı, suçlanan uzmanlara, İsrail-Arap ihtilâfında ötekiler gibi düşünmedikleri için eleştiri aldıklarını iddia etme fırsatı veriyor" tespitini yapmakta...

Martin Kramer'in övüp, âdeta "Bir tek onu dinleyin" demeye getirdiği Daniel Pipes da, Araplar ile İslâm konusuna 'taraflı' yaklaşımlarıyla tanınıyor... Washington Post gibi İsrail'e karşı olmayan bir gazete bile dayanamayıp, o sırada çıkmış (1983) bir kitabını değerlendirirken, "Pipes, günümüz Müslümanları hakkında rahatsız edici bir düşmanlık sergiliyor... Kitabı, abartılar, çelişkiler ve ele aldığı konuya düşmanlık hisleri ile sakat" deyivermiş...

Daniel Pipes gibilerin özel çabaları ve yeni çıkan "Kum üzerinde fildişi kuleler" gibi kitaplar yüzünden, "İslâm'a ılımlı yaklaşmak" şu günlerde suçlanmak için yeterli sayılıyor... Özellikle ABD'de. Beyaz Saray'ın 11 Eylül sonrasında İslâm konularında danıştığı uluslararası hukuk alanında dünya çapında bir uzman olan Prof. David F. Forte, National Review adlı önemli bir dergide yayımlanan "Din düşman değildir" başlıklı makalesinde, "Bazıları olup bitenden İslâm'ı suçlamak istiyorlar, oysa İslâm barış dinidir" dediği için neredeyse çarmıha gerilecek... Daniel Pipes başta olmak üzere, ne kadar 'yanlı' uzman varsa, hepsi, Bush'u etkilediğini bildikleri Prof. Forte'ye cevap yetiştirmek üzere sıraya girdiler...

İslâm'ın bu denli tartışılıyor olması, Batı ülkelerinde İslâm ile ilgili konulara ilgiyi artırmışa benziyor. Batılı bu insanlar, hakkında bu kadar çok şey duydukları bir konuyu ilk elden öğrenmek istiyorlar. Bu sebeple, bir çok Batı ülkesinde, Kur'an-ı Kerim'e rağbet artmış... İstanbul'daki fuarda konuştuğum bir yayıncı, "Bizde de durum farklı değil" dedi ve ekledi: "Okumuş yazmış insanlar oldukları belli müşterilere Kur'an tercümesi yetiştiremiyoruz..."

Timaş yayınları yöneticisi Osman Okçu, her yıl katıldıkları TÜYAP Kitap Fuarı'na ilgiden bu yıl fazla memnun görünmedi. "Geçen yıllarda, ilk Cumartesi, kapıdan girip kendimize ayrılan yere varmakta zorlanırdık; bu yıl ise koridorlar bayağı tenha" dedi bana. Ben ise kalabalığı beğendim, ama galiba müşteri az...


5 Kasım 2001
Pazartesi
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED