Önceki akşam yayınlanan ve gazetemiz yazarı Mehmet Barlas ile Emin Çölaşan'ın da konuk olarak katıldığı Ateş Hattı'nda hukuk ve demokrasi konularının yanında 'Türkiye Nereye Gidiyor?' sorusuna cevap aranacaktı. Ancak, programa Ankara stüdyosundan katılan Çölaşan, programın başında kendisine beş dakika söz verilmesini ve sözünün kesilmemesini istedi. Program hakkında gazetelerde çıkan haberleri gerekçe göstererek, Mehmet Barlas ile karşı karşıya kalmamak için ayrılacağını ilan eden Çölaşan, yıllarca gazetedeki köşesinden hakaretler yağdırdığı Mehmet Barlas ile tartışmaktan kaçındı. Çölaşan ayrıca, gazetelere gönderilen basın bültenleri sonucunda bu haberlerin yapıldığını da ileri sürerek rencide olduğunu söyledi.

Emin Çölaşan'ın, 'Yalnız bırakılarak, tartışmaya zorlanıyoruz' iddialarının yersiz olduğunu belirten Reha Muhtar, diğer konukların telefonla katılacaklarını ve telefonda hazır olarak beklediklerini söyleyerek Çölaşan'ı ikna etmeye çalıştı. Çölaşan'ın, 'Sizin grubunuzdaki gazetelerde bu haberler yer aldı' şeklindeki suçlamasına karşılık Muhtar, "Sizin, bizim grubumuzdaki gazeteler diye bir şey yok. Bu haberler sizin grubunuzdaki gazetelerde de çıktı. Eğer benim grubumdan benim arkadaşlarım tarafından bu şekilde bir bülten gönderildiği ispatlanırsa ben şu anda bu mesleği bırakırım" dedi. Yarım saat süren bir tartışma sonucunda Çölaşan'ı ikna edemeyen Muhtar, "Sizi anlıyorum. Programdan ayrılmak için mutlaka başka nedenleriniz de vardır" deyince, Çölaşan programa katıldığı Ankara stüdyosundan ayrıldı ve böylece merakla beklenen tartışma başlamadan sona erdi.

28 Şubatçılarla mutlu olun

Ateş Hattı, Emin Çölaşan'ın ayrılmasına rağmen, Mehmet Barlas, Vural Savaş, Ahmet Özal ve stüdyoda hazır bulunan diğer konuklarla devam etti. Vural Savaş'ın 'Militan Demokrasi' adlı kitabıyla başlayan tartışma, her tartışma programının vazgeçilmez unsurları olan ve karşısındakilere hakaret için hazır bekleyen katılımcılarla devam etti. Çoğunlukla İleri dergisinin ve Atatürkçü Düşünce Derneği'nin üyelerinden oluşan bir grup öğrenci, belli bir ideolojinin sloganlaşmış kavramlarını ardarda dizerek ve 28 Şubat'ı savunarak Barlas'la tartıştılar. Tartışmanın güdükleştiğini gören Barlas, "28 Şubat'ı o kadar seviyorsanız, 28 Şubat'ın Cumhurbaşkanı Demirel'i, Başbakanı Mesut Yılmaz'ı, Dinç Bilgin, Korkaz Yiğit ve Teoman Koman'ı alın ve mutlu olun" şeklinde konuştu.

Zafer Mutlu, yargıya meydan okudu

Programda Etibank'ın içinin boşaltılması konusu geçince yarı-resmi Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Zafer Mutlu da telefonla tartışmaya katıldı. Son zamanlarda gelişen olaylardan dolayı oldukça rahatsız olduğu gözlenen Mutlu, Barlas'ın bütün gazetelerden kovulduğunu ileri sürerek, agrasif bir şekilde Barlas'a saldırdı. Barlas ise, kendisine bu tür hakaretlerin her zaman yapıldığının altını çizerek, gazetelerden ayrılma sebeplerini şöyle anlattı: "Cumhuriyet'ten iki defa ayrıldım. İlk ayrılışım 12 Mart Muhtırası sonucunda oldu. Benden sonra Nadir Nadi ve İlhan Selçuk'a da el çektirdiler. İkincisinde ise, TRT'ye Haber Dairesi Başkanı olarak gittiğimden kendim istifa ettim. Hürriyet'ten, Sabah gazetesinin beni istemesi sonucunda ayrıldım. En son Sabah gazetesinden atılmamı ise herkes biliyor. Aynı grubun gazetesi olan Yeni Yüzyıl'da çalışan eşimle ikimizin işine de son verildi. Sabah gazetesinin şu an içinde bulunduğu durum ise herkesçe malum. Sahibinin kim olduğunu ben bile bilmiyorum." Neden Yeni Şafak'ta çalıştığının sorulması üzerine ise, "Şu anda arkasında banka olmayan yegane bağımsız gazete Yeni Şafak olduğu için orada yazıyorum" şeklinde konuştu.

Bu arada Etibank'ın içinin boşaltılması ve devletin yaklaşık 500 milyon dolar zarara uğratılmasıyla ilgili olarak da açıklama yapan Mutlu, bu konuyla ilgili hiçbir şey olmadığını öne sürerek yargıya meydan okudu. Etibank'ın içinin boşaltıldığı murakıp raporlarıyla sabit olan ve bu dönemde banka murahhas azası olarak görev yapan Mutlu'nun bankaya el konduktan sonra yurtdışına çıkmaması için pasaportuna el konmuştu. Konuyla ilgili olarak bankanın eski sahibi Dinç Bilgin'le birlikte malvarlıklarına da ihtiyati tedbir konan Mutlu'nun hiç bir şey yokmuşcasına takındığı tavır tepkilere neden oldu.

Çölaşan kaybetti

Program sonrasında gazetecilerin, "Emin Çölaşan'ın ayrılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Barlas, Emin Çölaşan'ın ayrılmakla ayıp ettiğini ve kendisinin kaybettiğini söyledi. "Neden ayrılmış olabilir?" sorusu üzerine ise, "Onun ruhsal durumunu bilemem. Ancak daha önceden program anonsları yapıldı. Tartışmanın nereye varacağı tahmin ediliyordu. Katılmama kararını önceden bildirmesi daha yerinde olurdu" şeklinde konuştu. Program başında Çölaşan'ı yarım saat boyunca ikna etmeye çalışan Reha Muhtar ise, Çölaşan'ın ayrılmasını şöyle değerlendirdi: "Bizim programımız demokratiktir. Katılmamak onun tercihiydi. Biz programımızı tamamladık. Herkesin de gördüğü gibi sadece sayın Emin Çölaşan ve sayın Mehmet Barlas'ın konuk olduğu bir program değildi. 120 öğrencinin yanında, Ali Sirmen'in dışında diğer katılımcıların hepsi vardı. Tabii ki öne çıkan isimler Emin Çölaşan ve Mehmet Barlas olacaktı ve tartışma zaman zaman bu iki isim arasında geçecekti. Bunu önceden kendisi de biliyordu. Ama ne yapalım, onun tercihi böyle oldu."