YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Kelle avcısı

Türkiye'de işlerin olumlu gelişmelere doğru seyrettiği izlenimine sahipseniz kendinizi bir yanılsamaya iflâh olmayacak bir biçimde kurban etmişsiniz demektir. Tünelin ucunda ışık göründüğü doğrudur. Ne var ki gördüğünüz gün ışığı değildir. Tünelin karşı ucunda gördüğünüz ışık üzerinize süratle gelen trenin projektöründen yansıyor. İşler bazı insanları ve belki de çoğunluğu işlerin iyiye gittiğine kandıracak kadar kötüden betere gidiyor.

Farz edelim ki padişah dağa çıkmış bütün eşkıyanın kellesini getirene mükâfat vâdeden bir ferman çıkarmıştır. Eğer biz zahmeti yanında getirisi daha yüksek olacaktır diye işi gücü bırakıp kelle avcılığına kalkışacak olursak bu durum işlerin iyiye gittiğine delâlet etmez. Bıraktığımız iş güç belki de bıraktığımız meşruiyete denk düşmektedir. Kelle avcılığı ile meşgul olduğumuz sırada kendimizi bir meşru alanı daha meşru alan uğruna terk ettiğimize ikna edebilecek miyiz? Asla böyle bir başarıya eremeyeceğiz. Dinsizin hakkından imansız gelir sözünü doğrulamak ne bizim ne bir başkasının üstüne vazife sayılır. İşlerin iyiye gitmeyişi bir yana üzerimizde işleri kötüden betere götüren mekanizmada görev almanın aymazlığı ağırlık hasıl etmiyorsa iflâh olma ümidini gerçekten kaybetmişiz demektir.

Aymazlığın derecesini tespit etmek gerçekten zor. Padişah fermanının dağa çıkan herkesi ve bu arada Dadaloğlu'nu kapsadığı kadar Köroğlu'nu da kapsadığına dikkat edilmiyor. Hatta fermanın bilhassa bu ikisinin kellesini getirenlere dönük olduğu, isim zikrederek onlara paye kazandırmamak için mükâfat vâdini eşkıyanın tümüne teşmil ettikleri gözden kaçıyor. Türkler suçu başlatmaksızın suça son veremeyecekleri bir fâsit daireye sokulmuşlardır. En büyük mârifetimizin dönüp dönüp Bina okumak olduğunu gayet iyi biliyoruz. Çevrim engellendiği zaman âsabımız bozuluyor.

Yerine koyacağımız şeyi temin etmeden müktesebatımızdan vazgeçiyoruz. Her birimiz kolayca kelle avcısı haline geliveriyoruz. Bunun günümüzdeki anlamı Türkiye'yi aşan otoritenin ülke içinde bendeler, emir kulları bulmasından başka bir şey değildir. Yükselmek isteyen kimselerin en büyük dayanağı rakiplerinin ayıplarıdır. Bu yüzden daha üstün nitelikli olma çabası askıya alınmış, onun yerini bir başkasının ne kadar düşük nitelikli olduğunu gösterme çabası almıştır. Türkiye'de siyasi pastadan pay kapmak isteyenler arasındaki güç yarışı Türklerin ittibâ ettikleri beynelmilel güçler arasındaki yarışa irca olacaksa kelle avcılığının önü alınamayacak demektir. Men dakka dukka.

Yukarıdaki tespitlerin çözümsüzlüğü vurgulamaktan öte bir işlevi yok sananlar yanılıyor. Çözüm vardır ve apaçıktır. Müktesebatımız neyse onun kıymetini bilmenin düze çıkmamıza kâfi geleceğini bilen biliyor. Şimdiye kadar (yüz elli senedir) yaptığımız hep yeni kurumlardan, yeni yasalardan, yeni haberlerden medet ummaktan ibaretti. Her an vazgeçmeye hazır olduğumuz müktesebatımızın neler vâdettiğini keşfettiğimiz zaman Türkleri ve Türkiye'yi un ufak ederek dönen çarkların dönüş istikametindeki değişmeyi de fark edebileceğiz.


3 ŞUBAT 2001


Kağıda basmak için tıklayın.

İsmet Özel

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...