YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

"Ali topu at" Yok yok! "Ali okut, oyla"

Meclis'teki son kavgaya iktidar partilerinin ne pahasına olursa olsun geçirmek istedikleri içtüzük değişiklik önergesi neden oldu. Fevzi Şıhanlıoğlu'nun kavgada aldığı darbelerin de etkisiyle hayatını kaybetmesi, Meclis'te bazı milletvekillerinin "Kenan Evren bile buna cesaret edememişti!" şeklinde tepki gösterdikleri bu tüzük değişikliğinin kamuoyunda gerektiği gibi tartışılmasını engelledi. Birçok basın kuruluşunun bu tartışmanın ikinci plana itilmesine zaten dünden gönüllü olmaları da buna eklenince, iktidar partilerinin kanunları TBMM'den "Kanun hükmünde kararname"leri aratmayacak bir tarzda geçmesini sağlamak için giriştikleri harekattan çok az kişi haberdar olabildi. Bakın geçen haftanın gazetelerine... Benim görebildiğim kadarıyla iki köşeyazarı, Sabah'tan Mehmet Tezcan ve Yeni Şafak'tan Nazlı Ilıcak'ın dışında içtüzük değişikliği kimseyi ilgilendirmiyordu. Tezcan, "Ölümüne kavga neden çıktı?" başlıklı yazısında "mevcut durum"u ve getirilmek istenen yeni kuralları sıralıyor, "Kim haklı?" sorusuna gönlünün muhalefetin tezlerinden yana olduğunu belirterek cevap veriyordu. Ilıcak'ın yazısı çok daha fazla bilgi veren; ayrıca bilgi vermekle yetinmeyip bilgiyi "fikir"e de çeviren nitelikteydi.

Nazlı Ilıcak'ı basın tarihimizi gözden geçirenlerin "gazeteci milletvekili" olarak adlandırdıkları sınıfa dahil etmek mümkün mü? Bana göre hayır... Çünkü cumhuriyet tarihimizde "gazeteci milletvekilleri" sınıfına girenler -ki sayıları hiç de az değildir- hemen her zaman "iktidar"ın hoşuna giden özelliklerinden dolayı, iktidarın davetiyle bu sıfatı kazanmışlardı. Eğer öyle olmasaydı, Meclis çalışmalarına yıllarca katılmış bu kalemler bize epeyce ciltten oluşan bir "Ben milletvekili iken" külliyatı armağan etmezler miydi? TBMM'de bugün de "gazeteci milletvekilleri" az değil. Fakat dikkat edin, eskiden sadece "gazeteci" olan bu milletvekilleri, çoğu sütunlarını muhafaza etse de, artık sadece birer "milletvekili"dir.

Ilıcak, Meclis'te sert bir kavga ve bir milletvekilinin ölümüyle sonuçlanan gergin geçen içtüzük değişikliği tartışmalarının bir bölümünü aynı zamanda bir tanık olarak yazısına aktarmış. Meclis Başkanı, "kürsüde iktidar kanadına mensup üyelere sürekli laf atarak, sivil itaatsizliğin ilk işaretlerini" veren, içinde Ilıcak'ın da olduğu muhalif milletvekillerini uyarırken, "Sayın Ilıcak, zatıâliniz için de aynı şeyi söyleyeceğim. Elbette, bu gibi görüşmelerde, bazen asabımıza hâkim olamadığımız anlar oluyor..." deyince ortaya şu diyalog çıkıyor.

"Ilıcak: Asap meselesi değil.

Başkan: Bunların konuşma yeri...

Ilıcak: Parlamenterlerin müdahale hakkı vardır.

Başkan: Sayın Ilıcak, bunların konuşma yeri, bulunduğunuz yerden, bağırıp çağırmak değil. Söz isterseniz, usulümüz çerçevesinde varsa verilir. Sonuna kadar hakkınızı kullanırsınız.

Ilıcak: Parlamento'da müdahale hakkı vardır."

Meclis Başkanı hiç televizyon da mı seyretmiyor? Parlamenterlerin -hem de oturdukları yerden- müdahale hakkı tabii ki vardır. "Müdahale hakkı" demokrasilerde parlamentodaki tartışma "usulü"nün tabii ki ayrılmaz bir parçasıdır. Hatta demokrasilerde Meclis genel kurul salonlarının milletvekillerinin sıkışık düzende oturmasını sağlayan biçimde düzenlenmesinin nedeni de budur. Yan yana olsunlar, birbirlerinden uzak olmasınlar ki, birbirlerinin konuşmaya müdahalesini kaçırmasınlar diye... Parlamento'da ancak "Söz"le bir yerlere varılacağına göre başka türlüsü düşünülebilir mi?

Başka türlüsü? Tekme tokatı bir yana bırakacak olursak, bir yöntem daha var: O yöntemin adı da, Parlamento'yu "Alfabe" ile yönetmeye çalışmak. Bu yönteme de yabancı değiliz. Ülkenin Milli Eğitim Bakanı "Alfabe"den hatırladığı bir "okuma fişi"ni hatırlayarak "Ali okut, oyla" diyerek Başkanvekili'ne akıl veriyor. Tabii ki hatırladınız...

"Ali topu at"tan başlayıp ancak "Ali okut, oyla"ya ulaşabilmiş bir hayal gücü...


3 ŞUBAT 2001


Kağıda basmak için tıklayın.

Kürşad Bumin

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...