YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

 

 

Emin Çölaşan neden kaçtı?

Valla, akıllı adammış... On parmağında on kara, önüne gelene çalan Emin Çölaşan'ın, "liboş", "dönek", "ihale takipçisi" diye tahkir ettiği adama (Mehmet Barlas'a) ne cevap vereceğini, herkes gibi ben de çok merak ediyordum.

Olmadı...

Dürüst, şaibesiz, vatansever gazeteci Emin Çölaşan stüdyoyu terketti.

Daha doğrusu, kaçtı.

Barlas çünkü, ona, "aile bankası" Egebank'tan 7.5 milyon dolar "usulsüz kredi" çekip üstüne İnterbank'ı boşaltarak sırra kadem basan Cavit Çağlar hakkında neden tek satır yazmadığını soracaktı.

İki aydır yurtdışında tedavi gören ünlü "aile üyesi" hakkında kırmızı bültenle "yakalama emri" bulunup bulunmadığını...

Ve bu ünlü "aile üyesi"nden her ay tıkır tıkır 10 bin dolar maaşı cebine indiren "köşe yazarı"nın kim olduğunu...

Barlas, Çölaşan'a, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Güneş Taner'e telefonda "Bizim teşvik işi ne oldu" diye ana avrat dümdüz giden TÜSİAD üyesi "ünlü" genel yayın yönetmeninin kim olduğunu da soracaktı.

Banka boşaltan refikleri hakkında neden tek satır yazmadığını...

Açık yasa hükmüne rağmen TEDAŞ'ı ve POAŞ'ı kapatan, yetmezmiş gibi devlet katlarında "îş" ve "ihale" kovalayan medya patronlarını neden kalemine dolamadığını...

Andıç yazarlarına, "banka boşaltmak"la suçlanan mütekait generallere neden ilişmediğini...

İnterbank soygununu neden hiç gündeme getirmediğini...

Gazeteci Hasan Karakaya ve Hasan Maden'in "Terörle Mücadele"de sorgulanmasıyla sonuçlanan "Hasanlar operasyonu"ndaki rolünü, bu rol çerçevesinde hangi çetecilerle "işbirliği" yaptığını...

"Gazeteci" etiketi altında hangi mahfillerin sözcülüğüne soyunduğunu...

Mevcut tutumunun dürüst gazetecilikle, erdemle, namusla, ahlakla bağdaşıp bağdaşmadığını...

Soracaktı da, olmadı işte.

Çölaşan, sudan nedenler göstererek stüdyodan kaçmayı tercih etti.

Belki şu konulara da da bir açıklık getirirdi:

Çölaşan'a göre, bir gazetecinin mesleği dışında işlerle uğraşması, örneğin patronu adına iş kovalaması onursuzluk, alçaklık, namussuzluktur... Hangi patron adına hangi işi takip ettiği bugüne kadar ortaya çıkarılamamış Mehmet Barlas, yıllarca bu suçlama altında yaşadı. Ama, aynı anda film yapımcılığı ve Trafik Müşavirliği görevlerini deruhte eden değerli gazeteci Ertuğrul Özkök "iş üstünde" yakalandığında Çölaşan susmayı tercih etti.

Yine Çölaşan'a göre, yazısı sansür edilen bir gazeteci hâlâ o kurumda çalışıyorsa "şerefsiz"dir...

Gelgelelim, Mesut Yılmaz'ı konu alan yazısı sansürlenip, şurası burası kırpılarak yayımlandığı halde, hazret, Hürriyet'te yazmaya devam etti.

Televizyonda izleyemedik ama, belki köşesinde yazar.

Artık bu sorulara bir "açıklık" getirir.


3 ŞUBAT 2001


Kağıda basmak için tıklayın.

Necmettin Türinay

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...