Bunlar 'Ateş Hattı' gençliği

Ateş Hattı'ndaki tartışma herkesin malumu... Kendilerine yapılan hakaretlere tahammül edemeyerek ya da programı yöneten kişinin tutumuna tepki göstererek programı terkeden çok konuğa rastladı tv izleyicisi. Hatta bir aralar program terketmek neredeyse vakayi adiyeden sayılır olmuştu.

Ancak Ateş Hattı'nda Emin Çölaşan'ın karşısında yalnızca Mehmet Barlas'ın olacağının söylenmemesine tepki göstererek programı terkedişi, son dönemlerdeki en ilginç gerekçelerden biriydi. Diğer konukları da çağırdıklarını ancak onların çeşitli nedenlerle gelemediğini yemin billah anlatmaya çalışan Reha Muhtar'ın yarım saat yalvar yakar olması bile Çölaşan'ı fikrinden caydıramadı.

Ateş Hattı'nın günlerce yayınlanan fragmanlarına hiç mi rastlamamıştı Çölaşan? Programa çıkarak gövde gösterisi yapmayı marifet mi telakki etmişti? Ve en önemlisi neyin hesabını verememekten çekinmşti? Şimdi toplumun merakını celbeden nokta bu...

Reha Muhtar ise, istediğini alamamanın kırıklığını yaşadı bir süre. Ancak Muhtar'ın tavrı, çok da şaşılası değil. Sözkonusu program Çölaşan'ın dediği gibi 'kapıştırmak' için hazırlanmış olabilir, tek kutsalı rating olan televizyonda 'izlenme oranı' her zaman ön plandadır ve Muhtar'ın tavrı ve tabi sonrasında gelen fiyasko spontane bir ilgiyi de beraberinde getirdi programa... Reha Muhtar -herşeye rağmen- yine kazandı yani...

Ancak konumuz bunlar değil, programa katılan stüdyo konuklarının -her hafta tekerrür ettiği gibi- garabet konuşmaları nedeniyle 'tek tek seçilmiş' imajı uyandırması... Öyle ya, toplumun her anlamda gözbebeği olan, umutlar bağlanan üniversite gençliğinin programda 'demokrasi'yi es geçmesi ve 28 Şubat'ı yüceltmesine kimse inanamadı. 'Olsa olsa programı hareketlendirmek için "seçilmiş"lerdir' diye düşünüldü haklı olarak.