Irak işgalinin birinci sebebi olan "olmayan kitle imha silahları" bulunamadı ve ABD'nin işgale taraftar bulmak için bütün dünyaya yalan söylediği kesinleşti. Bunu, savaşın mimarları olan Donald Rumsfeld ve Poul Wolfıowitz bile dile getiriyor artık. ABD Senatosu bu yalanla ilgili soruşturma başlatıyor. İngiltere'de de Tony Blair hakkında soruşturma istekleri güç kazanıyor. İşgalin ikinci gerekçesi olan Saddam Hüseyin rejimi ise devrildi. Yani ABD'nin en önemli iki gerekçesi ortadan kalktı. O zaman Amerika ve İngiltere hangi gerekçelere dayanarak Irak'ta bulunuyor? ABD, Irak'ta geçici yönetim kurulmasını bile iptal etti ve ülkenin doğrudan Washington'dan yönetilmesine karar verdi. Peki Irak'tan Türkiye dahil diğer bölge ülkelerine yöneleceği kesinleşen ABD tehditleri ne olacak? Bu ahlaksız işgale ses çıkarılmaması ABD'nin tehdit alanını genişletmesine en büyük desteği veriyor.

"Yağma çetesi"nin savaşı "Ortadoğu cephesi"nin dışındaki bölgelerde de devam ediyor. Alman-Fransız ekseni, Rusya ve Çin'in, ABD'nin İmparatorluk düşlerine karşı direniş göstermesi ve dünyayı bu yayılmacılığa karşı ortak cepheye davet etmesi, Avrupa'dan Ortadoğu'ya, Orta Asya'dan Güneydoğu Asya'ya kadar ABD'ye karşı geniş bir gerilim hattı oluşturuyor. Bu dayanışma hattına karşı ABD, Doğu Avrupa ülkeleri ile Avrupa içinde bir denge oluşturmaya çalıştı. Şimdi Asya'da özellikle Çin'i kontrol altına almaya yönelik adımlar atıyor.

Rusya ve Çin'e karşı ABD-Hindistan

ABD, Hindistan'la birlikte bir Asya NATO'su kurmak için görüşmeler yürütüyor. Wolfowitz, bu amaçla Japonya, Singapur ve Güney Kore'yi içeren beş günlük Asya turu yaparken Pentagon'dan Adrew Marshall, Hindistan'da Asya NATO'sunun temel ilkelerini ele alıyordu. Hindistan'ı Asya'daki en önemli stratejik ortağı haline getiren ABD, bu yolla hem Malezya, Singapur ve Endonezya'nın kontrol ettiği Malaka Boğazı'nda denetim kurmayı, hem Güneydoğu Asya'nın petrol ve doğal gaz kaynaklarına yaklaşmayı hem de Çin'in bölgesel etkisini kırmayı planlıyor. Bölgedeki askeri varlığını ise Avustralya, Singapur ve Filipinler'e yığıyor.

İsrail ile yıllardır nükleer, kimyasal ve biyolojik silah alanında ortak çalışan Hindistan, bir anda hem Rusya'ya, hem Çin'e hem de bölgedeki İslami hareketlere karşı "cephe ülkesi" haline geldi. ABD, bu ay içinde İsrail'in Hindistan'a Phalcon erken uyarı uçakları vermesine bu çerçevede yeşil ışık yaktı. Yakında ABD-İsrail ortak yapımı Arrow füzeleri de Hindistan'a verilecek. İsrail ve Hindistan'ın ortak nükleer çalışmasının en önemli hedefi olan Pakistan, Afganistan işgalinde ABD'ye destek vermesine rağmen şimdi bir kenara atılıyor. Bu durum Türkiye için önemli işaretler içeriyor. Zira ABD'nin yeni küresel projesinde müttefiklerini belirlerken geleneksel dostluklara pek fazla itibar etmediği ortada. Türk-Amerikan ilişkilerinde ABD tarafından tırmandırılan gerilimin kaynağı da bu düşünce.

Asya NATO'sunun üyeleri kim?

"Kuzey Amerika-Asya Anlaşması" (NAATO ya da NATO) adıyla kurulacak yeni güvenlik örgütünün bel kemiğini ABD ve Hindistan oluşturacak. Üyeler arasında Kanada, Japonya, Malezya, Güney Kore, Filipinler ve Avustralya'nın yanısıra Ortadoğu'da ABD'nin iş yaptığı ülkeler olan Kuveyt, Umman, Bahreyn ve Katar var. Tayvan ise, Çin endişesiyle potansiyel üye olarak kabul ediliyor. Hindistan ve İsrail, bugüne kadar Pakistan'ı hedef alan çalışmalarından sonra şimdi Çin'e yönelik nükleer çalışmalar yürütüyor. Bu çerçevede Şanghay'a ulaşacak menzile sahip Agni füzelerinin denemelerine başlandı.

Pekin, Asya NATO'suna karşı Japonya, Güney Kore ve Avustralya'yı uyardı. Bu ülkelere gönderilen Çin temsilcisi, oluşumun doğrudan Çin'i hedef aldığını belirterek bu ülkelerin dikkatini çekti. Bölgede iki önemli gelişme daha yaşandı. Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan'ın üye olduğu, Özbekistan ve Pakistan'ın da yakın durduğu "Şanghay Birliği" zirvesi Kremlin Sarayı'nda yapıldı. Gündem her ne kadar terörizm ve İslamcı örgütlerle mücadele ise de, hedef aslında ABD'nin Asya'ya yönelik tehditlerine cevap vermekti. Bunun dışında Saint Petersburg'un üç yüzüncü yıl dönemi nedeniyle yapılan Avrupa Birliği-Rusya zirvesinde Almanya Başbakanı Gerhard Schröder, Rusya ile Avrupa Birliği'nin stratejik müttefik olduğunu belirterek, bunun "açık bir siyasi sinyal" olarak kabul edilmesini istedi.

Rusya: İsrail de denetlensin

ABD'nin küresel işgal politikaları dünya güç dengelerinde çok ciddi hareketlenmelere yol açtı. 1997'lerden Avrupa, Rusya ve Çin arasında başlayan, İran'ı da içine alan Brüksel'den Moskova'ya ve Basra Körfezi'ne uzanan ekonomik/siyasi dayanışma hattı güç kazanmaya, ABD saldırganlığı önünde bir direnç noktası haline gelmeye başladı. ABD, şimdilerde hedef aldığı İran'ın nükleer çalışmalarına destek vermemesi için Rusya'ya baskı yaparken Rusya, ilk kez İsrail'in nükleer gücünü tartışmaya açtı. On gün önce Güney Kore'nin Pusan kentinde yapılan ve kırk ülkenin katıldığı toplantıda, Rus heyeti İsrail'in nükleer gücü konusunda bir rapor sundu ve İsrail'in tartışılmasını istedi. Zira İsrail nükleer çalışmalarıyla ilgili hiçbir uluslararası denetime izin vermeyen tek ülke.

Asya NATO'sunun iki ülkeyi dışarıda bırakmasına çok dikkat edilmeli. Endonezya ve Pakistan. Bundan önce Endonezya, Pakistan ve Türkiye'ye dikkat edilmesini önermiştim. Hâlâ ısrar ediyorum. Soğuk Savaş döneminde ABD'nin Sovyetler'e karşı en sağlam kaleleri olan üç ülke, şimdi dışlanıyor. Pakistan'ın kontrol altına alınırken Malaka Boğazı'nın denetleyen ve zengin enerji kaynaklarına sahip olan Endonezya parçalanmaya çalışılıyor. Türkiye'ye on binlerce Amerikan askerinin gelmesine izin verilmemesi ABD'nin Irak planlarına değil, Türkiye ile ilgili planlarına çok ağır darbe vurdu. Türkiye, İran ve Suriye'ye yönelik Amerikan tehditlerine karşı çok dikkatli olmalı. Zira kendi eliyle kendini bir yok oluşa doğru sürükleyebilir.

İBRAHİM KARAGÜL

Künye

Temsilcilikler

AboneFormu

MesajFormu