AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Etnik yangın...

Aralık 1978... 21 Aralık'ta Maraş Meslek Lisesi'nin sol görüşlü iki öğretmeni evlerine giderlerken yolda silahlı saldırıya uğrar ve hayatlarını kaybederler. Ertesi gün kalkan cenaze kortejine bir grup "Alevilerin namazı kılınmaz..." sloganlarıyla korteje saldırır. Ardından şehir içine dalarak Alevilerin yoğun olduğu mahallelerde önüne geleni döver, 100'e yakın ev ve işyerlerini tahrip eder. Sokak ve mahalle aralarında girdikleri çatışmalar sonucu, saldırganların üçü hayatını kaybeder.

23 Aralık günü işler çığırdan çıkar.

Binlerce kişi gruplar halinde Alevi mahallelerine saldırırlar.

Tanıklar şöyle anlatıyor:

"...Ellerinde mavzer, makineli tüfekler vardı. Kadınlarımızın memeleri kesildi. Altı aylık çocuğumuza kurşun sıkıldı. Kolları kesildi, kafaları ezildi. Kadınlarımızın hem ölüsüne hakaret ettiler, hem dirisine. Kocasının yanında yaptılar. Kocası dedi 'Allah'tan korkun'. Kocasını çektiler öldürdüler. Ardından kadını öldürdüler. 20 yaşında bir babayı oğluyla birlikte öldürdüler. Kalaycı Şah İsmail'e de baltayla vurup beynini parçaladılar..."

"...Evimizi otomatik silahla taradılar. Eve girdiler, sopalarla bizi dövdüler; sonra bizleri sıraya dizdiler, silahla taradılar. Kamil Gülşen, Zeynep Ün ile Yusuf Lakap öldü. Beni ve Şakir'i öldü diye orada bıraktılar..."

Bilanço: 93 Alevi, 13 sünni 111 kişi ölü, yüzlerce yaralı...

29 Mayıs 1980'de bu kez sıra Çorum'dadır:

57 ölü, 200 yaralı...

1970'li yıllarda bu ülke cinneti gördü ve felaketin eşiğinden döndü. İster mezhep kavgası, ister sağ-sol bölünmesi, ister etnik çatışma, nasıl tanımlarsanız tanımlayın... Bu ülkede komşu komşuyu öldürdü, kardeş kardeşi vurdu... Ne yazık ki bu ülkede bu zemin hep oldu...

1970'li yıllarda yaşanan küçük, büyük katliamlarda kimin elinin kimin cebinde olduğu hiç belli olmadı. Sonraları kimi istihbarat ajanlarının, yerli yabancı Gladyo elemanlarının ortalarda cirit attığı, katliam bölgelerinde rüzgar ektikleri anlaşıldı.

Öfkeli karşılaşmalar tehlikelidir. Karşılaşmanın çapını aşar, Alevi-Sünni, Kürt-Türk meselesinin ötesine geçer. Tezgahlar, Stalinist, ırkçı politikalar ve duruşlar, insan hayatını mermi kılan dipsiz mücadeleler milliyetçilikleri, radikalizmleri ateşler, azınlık saldırganlar çoğunluğun kaderini belirler. Vahimi "toplumun bağları"nı çözer...

Ve 4 Eylül 2005...

Van ve Diyarbakır'da yer yerinden oynadı. İznik, Bilecik ve İnegöl'de Güneydoğu'dan Öcalan'a destek için yola çıkıp Gemlik'te buluşmayı hedefleyen otobüslere saldırı oldu ve linç girişimleri yaşandı. Adana ve Mersin'de, ayrıca İstanbul'da PKK yandaşları 12 ayrı yerde ayaklanmavari eylemler yaptı.

Onlarcası arasında kimi haberler şöyle:

- Bözüyük'te 2 bin kişi, geldikleri araçlardan inip Öcalan'ın posterleriyle 'Yaşasın PKK' ve 'PKK halktır' diye sloganlar attı. Buna karşılık toplanan 3 bini aşkın kişi, 'Kahrolsun PKK', 'Şehitler ölmez, vatan bölünmez' diye bağırarak otobüsleri taş yağmuruna tuttu. 144 yaralı var, 4 kişinin durumu ağır. Saldırıdan kurtulan araçlar Eskişehir'de araba lastiklerini ateşe verdi. Karayolunun Ankara'ya gidiş yönü yaklaşık bir saat trafiğe kapanırken, araç kuyruğu 4 kilometreyi buldu.

- Mersin'den Gemlik'e giden grup, bu sabah Mersin'e dönüşte olay çıkardı. Karşılama sonrası yürüyerek, Öcalan'ın posterlerini taşıyıp slogan atan grup, güvenlik önlemi alan polisi taşladı, lastik yakıp, yol kapattı.

- Adana'da PKK yanlısı bir grup, polise motolof kokteyli attı. Atılan taşlardan dolayı birçok ev ve işyerinin camları kırıldı.

Linç ve saldırı elbette kabil edilemez. Ama tahrik politikaları da hiç mi hiç kabul edilemez...

Merkezi bir organizasyonla ve tehlikeli karşılaşmaları üreten bir girişim, bir tahrik politikası var ortada... Bu, PKK'nın salt örgüt ve Öcalan merkezli politikaları etnik çatışmayı göze alan, hatta tahrik eden adımlar atmasıdır. Ve elbette Kızıl Elmacıların çatışmaları davet etmesi ve tahriki fırsat girişimlerde bulunmasıdır...

Yarayı kaşıyan, kimilerini ve bu grupları yönlendiren bilmediğimiz ellerin varlığı ise yine ortadadır...

Yangın bu kez Maraş ve Çorum'da değil, tüm Türkiye'de...

Yirmi yıllık çatışmaların yol açtığı kitlesel göç bu ülkede yüzlerce yerde binlerce Kürt kökenli yurttaşın yaşadığı getholar üretti; Adana'dan Mersin'e, Ege'den Trakya'ya, İstanbul'dan İzmir'e küçük volkan patlamalarını andıran sert karşılaşmaların olduğu "etnik mekan ayrışmaları" oluşturdu.

Aman dikkat...


6 Eylül 2005
Salı
 
ALİ BAYRAMOĞLU
ALİ BAYRAMOĞLU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED