AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Bırakalım, düşünsünler...

Türkiye'nin AB üyeliğine kimse çantada keklik gözüyle bakmıyor. Tam üyelik başvurusunu yaptırdığı gün, Turgut Özal, bunun 'uzun, ince bir yol' olduğunu söylemişti zaten. Her yol gibi AB sürecinde de düzlükler yanında engebeler de var. Gidişimizi fazla hızlı bulup sırf Türkiye için yola kasis döşetildiği de oluyor. Bunları doğal karşılamamız, serinkanlılığımızı yitirmememiz gerekiyor.

Bir gerçeği yeniden hatırlayalım: Türkiye'nin AB üyesi olmasını istemeyenler az değil. Türkiye sıradışı bir ülke; telâffuz edildiğinde isminin Batılı zihinlerde muazzam çağrışımlar yaptırdığını biliyoruz. İhtiyar Avrupa kıtasının en genç nüfusu Türkiye'de. Avrupa ülkeleri bolluk dönemlerini geride bıraktılar, çoğunda geriye gidiş başladı; Türkiye ise sonunda refaha kavuşturacak yola daha yeni çıkıyor. Doku farklılığına bazı Avrupalıların 'uyuşmazlık sebebi' olarak bakmaları doğal.

Son zamanlarda iyice dışa vuran Avrupalı tereddütleri sağlık alâmeti saymamız gerekiyor. Avrupa'nın Türkiye'yi üyeliğe kabul etmeden önce kendini çok ciddi bir muhasebeye tâbi tutması şart. Türkiye'nin AB'ye üyeliği AB'nin bugüne kadar gerçekleştirdiği 'genişleme' parametrelerini aşan bir büyük olay çünkü. Konunun yalnız ekonomik veya yalnız siyasî bir boyutu yok; sosyal hayattan din ve lâikliğe, coğrafyadan tarihe kadar pek çok yön üzerinde derin düşünme yapmak zorunda Avrupa.

Şu anda olan da bu. Bazı ülkeler Türkiye'nin birlik içinde gerekliliğini daha kolay benimsediler; benimseyenler şimdi benimsemede zorlananlara yol gösteriyorlar. AB'nin çalışma tarzı, bütün üyelerin ikna olmasını zorunlu kılıyor; aralarındaki bağnazlar, çekememezlik yapanlar, zor ikna olanlar, aklı basmayanlar yüzünden süreç biraz sıkıntılı işliyor.

Tabii bir de AB üyeliğine kabul yolundaki en keskin viraj olan müzakere sürecinin başlamasını farklı mülâhazalar için kullanma açgözlülüğüne sapanlar da bulunuyor. Bunların sesleri daha yüksek çıkıyor ve etrafa 'at pazarlığı' yapıldığı izlenimi veren de onlar... Kimi Türkiye'yi iyice yorup bitkin düşürdükten sonra kapıyı açmak istiyor, kimi kolunu kanadını budadıktan sonra... Bazısı ise sürekli kapıda tutma niyetiyle hareket ediyor. Kimi daha da hin; kapıyı vurup çıkmaları için politikacılarımızı yıldırma politikası izleyen o tipler...

Bunlardan aşırı rahatsızlık duymamak gerekiyor.

Türkiye, bugün, Avrupa'dan Ortadoğu'ya oradan Asya'ya uzanan geniş bölgenin hiç kuşkusuz en önemli ülkesidir. Türkiye kendi değerleriyle birlikte bu koskoca coğrafyanın imkânlarını da AB'ye sunmuş oluyor. Tek boyutlu bir hayattan çok boyutlu farklı bir hayata geçme kararını elbette AB kendisi verecek. Böyle bir kararı vermede gösterdiği tereddüdü ise anlayışla karşılamalıyız. Çünkü, Türkiye'yi dönüştürme niyetiyle başlayan AB mâceramız, 3 Ekim virajı aşıldıktan sonra, AB'yi dönüşmeye zorlayacak farklı bir süreç halini alabilecek...

Bir çok üye ve aday ülkeden farklı olarak, Türkiye için, AB dışında da bir hayat alanı bulunuyor. Elbette zorlanır Türkiye, sıkıntılı bir bocalama dönemi de geçirebilir, ancak AB'nin yüz çevirdiği noktadan sonra önceden belirlediği yoluna devam edebilecek potansiyele sahip olduğu da ortada. AB'nin, bir kurum olarak, Türkiye'yi içine alma niyetinin altında biraz da "Başkasına yâr etmektense kendi yanına çekme" arzusu yatıyor işte. Yanlış ve boş bir arzu değil bu.

Yaşanan diplomatik manevralarla, AB, Türkiye'den çok kendine zaman tanımaya, Türkiye'nin beklentilerine cevap vermesini gözlemekten çok kendi içindeki algılama problemlileri ikna etmeye çabalıyor. Buna da hakkı var elbette.

Kızmak, köpürmek, hiddetlenmek yok. Rahat bırakalım da şu kritik dönemde kararlarını sağlıklı biçimde verebilsinler...


« Geri Dön

6 Eylül 2005
Salı
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED