AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Bu bir veda yazısı değildir

Caddede, sokakta, çarşı pazarda hangi tanıdığa rastlasam, sözleşmişler gibi aynı soruyu yöneltiyorlar:

"Gazetede neler oluyor?"

Vallahi nasıl desem, bir hareket, bir hareket... Sormayın!.. Ancak soru geldikten sonra, sormayın demenin bir anlamı yok. Herkese cevap yetiştirmeye çalışıyorum.

*

Gazete son günlerde kıpır kıpır.

Servislerin yeri değişiyor, köşelerin şekli değişiyor, sayfalar farklı bir anlayışla hazırlanıyor...

Yeni sayfa düzeni tasarlanıyor.

Bu arada gelenler, gidenler gırla...

Habire masalar, dolaplar, bilgisayarlar oradan oraya taşınıyor.

Bir hengâmenin ortasındayız ki yönetim değişikliğinden haberi olmayan biri gelip görse, "Darbe mi oldu?" diye sormadan duramaz.

Bu manzaraya şahit olduktan sonra, Mustafa Karaalioğlu'nun Hallac-ı Mansur soyundan geldiğini söyleseler inanırım.

Hayır, inanç veya felsefî açıdan değil; meslekî bakımdan benzerlik arzediyor.

Hallaç pamuğu atar gibi onu oraya atıyor, bunu buraya.

Gayet tabii, şunu da şuraya.

Gelenler gidenler yanına, bir de gelmek isteyenler ve gitmek isteyenleri ekleyin.

İyi eklersiniz bilirim; başlamışken üstüne gitmek istemeyenleri de sayabilirsiniz.

Harekette bereket görenleri buraya davet etmeli.

*

İtiraf edeyim, bu karışıklıkta bir kazaya uğramaktan endişe duyuyorum. Hesaba vurunca ortaya çıkıyor, bu gazetede onbirinci yıla girmişim.

Dostlar diyor ki: "Yahu senin yerin sağlam, Karaalioğlu ile bunca yıllık arkadaşlığın var, niye merak ediyorsun?"

Kazın ayağı öyle değil arkadaşlar.

Ya "Dostluk başka, iş başka" diyecek olursa?

Merkebe semeri yük değil, mahkeme kadıya mülk değil.

O itibarla, şu hareketli günlerde en iyisi biraz kenardan seyretmek.

*

İki ay önce yıllık iznimin bir bölümünü kullanmıştım.

Şimdi öteki kısmını da kullanmanın vaktidir.

Olur ya belki kalan kısmı daha hayırlı gelir.

Yakın zamanda tekrar görüşmek dileğiyle bana müsaade.

Yanlış anlama olmaması için, başlığa vurgu yapmak zorundayım.

O yüzden tekrar ediyorum, bu bir veda yazısı değildir, kısmetse yine buluşacağız. İsterseniz Karaalioğlu'na sorun, o da "Değildir" diyecektir.

Buluşma için tarih vermiyorum fakat 3 Ekim'den önce olacağı kesin gözüküyor.

Allah'a emanet olun.

SENİ SEVİYORUZ

Ahmet Taşgetiren, Zaman'da Nuriye Akman'ın sorularını cevaplarken bir yıl yazmayacağını, Anadolu'ya çıkıp dolaşacağını belirtti.

Ben kaç defa çıktım dolaştım. En son Temmuz'da Karadeniz'i bir uçtan bir uca gezdim.

İyi oluyor.

Temiz hava, bol gıda.

Tek sakınca, alışkanlık yapması.

Ahmet Ağabeyimizin bu hususu dikkate alması gerekiyor.

Dergilere, gazetelere, internet sitelerine konuşan Taşgetiren'e kısa bir mesaj göndereyim buradan: Seni seviyoruz konuşan adam.

FARKLI BİR POZ

FOTO: MUSTAFA NİZAMOĞLU

Dünkü gazetelerin hemen hepsinde TMSF Başkanı Ahmet Ertürk'ün bir fotoğrafı vardı.

Sert bakışlı, koluyla geriye doğru işaret ederken çekilmiş kareyi kullandı bütün gazeteler.

Sayfaları çevirirken hepsinde aynı fotoğrafı görmeye öyle alışmışım ki, hani neredeyse spor gazetelerinde bile o pozu aradı gözlerim.

Ve farklı bir kareyi yayınlamanın şart olduğunu düşündüm.

İşte Ahmet Ertürk ve Eminönü Belediye Başkanı Nevzat Er ile birlikte sohbet ederken objektife böyle bakmıştık.

Bu fotoğrafa yer vermekteki maksadım, TMSF Başkanı'nın her zaman o kadar sert bakışlı olmadığını göstermek.

Ne var ki onu göstermeye çalışırken, kendim pek kabak gibi çıkmışım. Artık idare edeceksiniz.


6 Eylül 2005
Salı
 
MEHMET ŞEKER


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED