AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Çağrıya kulak verelim

Erkan Mumcu'nun "Gelin YÖK'ü kaldıracak Anayasa değişikliğini gerçekleştirerek türban tartışmasına son verelim" çağrısı iki türlü yorumlanabilir. İlki, gözden düşmüş eski bir partinin gündemde tutunmak isteyen yeni genel başkanının halkla ilişkiler hamlesi yorumudur; bu yorumu yapanlar söyleneni işitmezden gelebilir, işittiğini belli etse de önemsemeyebilir. İkincisi ise, çağrının, hükümetin türban sorunu konusunda epeydir savunduğu 'toplumsal mutabakat' yolunda bir ilk adım teşkil ettiği yorumudur...

Hemen belirteyim: Benim tercihim ikinci yorumdan yana...

Bu tercihimde sorunun çözümünden yana birinin ilk teklife balıklama atlaması çıkarcılığını görecekleri de uyarmamda yarar var: Tam tersine, beni bu teklifi ciddiye almaya zorlayan Erkan Mumcu'nun attığı adımın başka adımlarla devam ettirilmemesi halinde 'toplumsal mutabakat' arayışının boşa çıkması endişesidir. Anavatan Partisi'nden gelen teklifi hükümet ciddiye almalıdır...

Türban sorununun tam merkezinde YÖK bulunuyor. "Üniversite ve yüksek okullarda kılık kıyafet konusu bir 'sorun' olarak neden var?" sorusunun cevabı tek: YÖK konuyu 'sorun' olarak gördüğü için... YÖK Genel Kurulu yarın toplansa ve kendi yasasının yürürlükteki ek 17. maddesi istikametinde bir kararla "Mevzuata aykırılık taşımayan kılık kıyafet serbesttir" dese 'sorun' kendiliğinden ortadan kalkar. Anayasa Mahkemesi'nin iki kararı da, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin ilk kararı da YÖK'ün yasakçı tavrı sebebiyle alınmıştı.

Bugünkü yapısıyla YÖK'ün varlığına son verilmesi 'sorunu' bir biçimde çözer...

Aslında, YÖK sisteminin eğitimle ilgilenen herkes ve her kesim tarafından beğenilmediği biliniyor. Şu sıralarda YÖK'ün eleştiri oklarından uzak oluşu sistemin eğrilik ve yanlışlıklarının sona ermesinden kaynaklanmıyor; bunun iki sebebi var: Sesleri en çok çıkması gerekenler YÖK'ü eleştirirlerse 'türban'la ilgili yasakçı uygulamaları ortadan kaldıracak bir sürecin başlamasından endişeliler; bir de Erdoğan Teziç'in yönetim tarzı ve üslubu selefi kadar rahatsız edici değil...

Yüksek öğretimdeki sorunlar bitmedi, büyüyerek devam ediyor. Bugünkü yapısıyla YÖK'ün o sorunların üstesinden gelmesi esasen imkânsız. Buna karşılık, varolan sorunların çözüme kavuşturulması hükümetlerin aslî görevleri arasında bulunuyor. Ak Parti, kuruluş bildirgesinden başlayarak hükümet programına kadar pek çok temel belgesinde YÖK'ün elden geçirileceği sözünü vermiş bir parti...

Bugünkü YÖK sistemini elden geçirecek bir girişim bu bakımdan da hükümetin ülkeye borcudur. Ak Parti'nin Milli Eğitim Bakanı iken 'YÖK yasasını değiştirerek türban sorununun hakkından gelineceği' tezini savunan Erkan Mumcu'nun şimdiki çıkışı ise kendi tezinin sınanması anlamını taşıyor. Bu çıkış anayasal çoğunluğu getirmese de hükümete doğru yolda bir ilk adım atma fırsatı sağlıyor. Benzer bir arayışın DYP tarafından da seslendirilmesi, Meclis kapısını bunu sağlayacak genişlikte bir mutabakata aralayacaktır. 'Toplumsal mutabakat' tek tek herkesin rızasının alınması anlamına gelmez; Meclis'teki anayasal çoğunluk 'toplumsal mutabakat' için yeterlidir.

CHP'nin bu arayışta herhangi bir yeri olmaz mı? Olmayacak mı?

CHP lideri Deniz Baykal, yakın geçmişte, Türkiye'yi geren sorunların ortadan kaldırılması için elinden geleni yapma sözünü -hem de defalarca- vermiş bir lider. Son zamanlarda birbiri peşisıra o sözlerini unutturacak açıklamalar yapması temel niyetini bütünüyle terk ettiği anlamına alınamaz. Muhtemelen o da ufukta belirmeye başlayan türden bir 'mutabakat' beklentisi içerisinde.

Bu sorunun çözüme kavuşturulması siyaseti şâibe altından da kurtaracaktır.


« Geri Dön

21 Haziran 2005
Salı
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED