AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Avrupa'ya posta koymak!

Avrupa Birliği içinde bir dizi sürpriz gelişme yaşandı; yaşanmaya devam edeceği de anlaşılıyor. Bunların bir kısmı, en azından komplikasyonları açısından öngörülmesi güç gelişmelerdir. Sözgelimi, anayasa referandumlarının risk içerdiği biliniyordu ama bunun Türkiye'yi de içine alan genişlemeyi böylesine sarsıcı biçimde etkileyeceği tahmin edilmiyordu. Bütçe krizi ve diğerleri de.

3 Ekim yolunu, gerçekten tırnaklarıyla kazarak açan Türkiye, Brüksel'deki kriz nedeniyle bir anda bütün gözlerin manalı baktığı, "sen de nereden çıktın" psikolojisinin baskısı altına girdi. Ya da "bir sen eksiktin…" türünden bir baskı hissediliyor.

Fırtınalı denizde sallanan birlik gemisinde üyeliğe öteden beri istemeyenler, krizleri aşmak için Türkiye'nin her an gemiden atılabilir ağırlık gibi muamele görme riski de ortaya çıktı.

Bütün olup bitenler ve oluşan gerilimli atmosfer doğal olarak, Türkiye'nin AB planlarını da etkileyecektir. Etkilemelidir

Buna karşılık hükümet sözcüleri tepeden aşağıya kadar, "hiçbir şey fark etmez, biz yolumuza devam ediyoruz" demektedirler ve bu da anlaşılabilir bir tavırdır. Zira, pazarlık gücünü muhafaza etmek gibi bir sorumlulukları vardır. Ancak, ne denirse denilsin birçok şeyin fark edeceği de aşikardır. Belki, vade uzatılamayacak ya da yeni şartlar konulmayacak ama son iki ay içinde oluşan havanın, 3 Ekim sonrası takvim üzerinde tanımlanmamış bir etki yapacağı muhakkaktır.

AB'nin genişlemeden sorumlu üyesi Oli Rehn, birlikte yaşanan sorunları genişlemeyi de Türkiye'yle müzakerelere 3 Ekim'de başlanmasını da etkilemeyeceğini söylüyor. Daha önce, Barrosso da benzer şeyler söyledi. Ardından Fransa Cumhurbaşkanı Chirac da…

Bu açıklamalar da hükümetin sözleri kadar çok doğal çünkü, AB içinde bulunduğu krizi aşmak için genişlemeden fedakarlık yapmaya kalkarsa o zaman, varlığına kendi eliyle büyük bir darbe indirmiş olur. Bir başka krizde, bu kez de mevcut üyelerin avantajlarının kısıtlanması yolu açılır. Yani, gemiyi güvenli bir sahile çıkarmak yerine, her şiddetli dalgada gemiden bir parça atılarak yol almak gibi, birlik felsefesiyle çelişen bir yöntem izlenmiş olur.

Teselli edici ve rahatlatıcı sözler bir yana hükümetin durumun eskiye oranla daha nazik olduğunu bilmesi gerekiyor. AB için mutlaka bir kriz politikası üretilmesi gerekiyor.

Bunu ilk adımı da son günlerde Brüksel ve Brüksel'in parçaları olan ülkelere ve bunların temsilcilerine karşı giderek sertleşen tavrı gözden geçirmektir. Başbakan ve Dışişleri Bakanı'nın hem AB, hem de Ermeni meselesi bağlamında Avrupa'yı hedef alan tutumları, Türkiye'nin 3 Ekim'den sonra bu ülkelerle müzakere yapacağı gerçeğinin ıskalandığı görüntüsü vermektedir. Mesela, Almanya parlamentosunun Ermenilerin soykırıma değil, katliama tabi uğradıklarını içeren kararına gösterilen tepki bunun bir örneğidir. Türkiye, tepkisini parlamento üzerinde yoğunlaştırması gerekirken Schröder hükümetini hırpalayan bir tarza dönüştürmüştür. O hükümet, AB içinde Türkiye'nin en açık destekçisi ve sponsoru durumundadır.

Tablo böyle ve Ermeni tasarılarıyla AB hedefi arasında bir fayda -maliyet analizi yapmak şart görünüyor.

Dikkat çekici bir husus da yaklaşık 4 ay önce başlayan şoven dalganın hükümet üzerinde yarattığı etkinin hala devam etmekte olduğudur. Sokaklara yansıyan ve aslında çok küçük bir kesimi temsil ettiği malum tepkiler, hükümet tarafından hala gereğinden fazla önemseniyor. Bunun sonucunda sözcüler, zaman zaman özellikle AB ve demokratikleşme konusunda neredeyse sokağın söylemine yakın bir dile doğru kaydılar. Yani, yarı milliyetçi yarı şoven bu dalgayı milliyetçi bir dille bastırmaya çalıştılar. En çok reaksiyon da 3 Ekim gibi gerçekten tarihi bir eşiğe doğru gitmekte olduğumuz Avrupa Birliği'ne yöneldi.

Oysa, bu yaklaşımın bir yararı olmadığı aşikardır. Türkiye'nin Avrupa ile arasının açılması ulusalcı ittifaktan başka kimseye çıkar sağlamayacaktır. Üstelik, demokratikleşme yönündeki uygulamaları aksatacak ve uygulayıcıların da cesaretini kıracaktır.



21 Haziran 2005
Salı
 
MUSTAFA KARAALİOĞLU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED