T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
A N K A R A ' D A   Ş A F A K 19 HAZİRAN 2006 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

ANKARA'DA ŞAFAK
Bilal ÇETİN - Abdülkadir SELVİ

Dokunulmazlık sahada geçerli mi ağabey?

Yurtta kalan öğrencilerin kurduğu, Yurtgücü ile milletvekillerinden oluşan, Meclisspor geçen hafta bir maç yaptı.

Yurtgücü'nün başında Devlet Bakanı Nimet Çubukçu vardı. Çubukçu'nun, 'Düşürün, omuz atın, ama bu maçı alın' taktiği ile sahaya çıkan öğrenciler, fırtına gibi esip 1-0 öne geçtiler. Cem Yılmaz misali, çimler ağladı!

Ancak bir golleri ofsayt sayıldı, bir oyuncuları kırmızı kart görüp dışarı atıldı. Ve maç milletvekillerinin galibiyeti ile sonuçlandı.

Maçın bitimiyle üzgün bir şekilde sahadan ayrılan yurt öğrencilerini teselli etmek Nimet hanıma düştü. "Çok güzel oynadığınız çocuklar. Ancak hakem hakkımızı yedi" diye açıklama yaptı.

Bu durum çocukları daha da hırslandırmış. Daha şimdiden önümüzdeki yıl yapılacak rövanş maçının hazırlıklarına başlamışlar bile. "Müdürümüz, bunlar milletvekili fazla sert girmeyin diye uyardığı için dokunamadık" bile diyorlarmış. Hatta, "Dokunulmazlıkları sahada da geçer mi" diye birbirlerine soruyorlarmış.

Nimet Çubukçu ise her hal ve şerait karşısında yine de çocuklarının yanında duruyor.

Kararlılık, motivasyon, ekip ruhu. Her şey tamam da Nimet hanımın maç eksiği var. Nimet hanım maçlara gitmeyi pek sevmiyormuş. Ancak şimdi durum değişti. Yurtgücü gelecek yıl sahaya, "Nimet abla buraya, yumruk havaya" tezahüratları eşliğinde çıkacak. Maçlara gitmese de Nimet hanımın Dünya Kupası'nı izleyip, birkaç taktik kapması gerekiyor.


Bir Özal haini daha geldi!..

Özal Cumhurbaşkanı adayı olunca, karşı çıkan isimlerden birisi Mehmet Keçeciler diğeri ise Mustafa Taşar olmuştu. Hatta her iki ismin Özal'a yakınlığını bilenler, bu duruma şaşırmıştı.

Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı konusunda açıkladığı kriterler nedeniyle tartışma yeniden alevlendi. Peki o günkü tartışmalar bugüne benziyor mu?

"O zamana benziyor" diyor Keçeciler ve başlıyor anlatmaya: Sine-i millete döneriz dediler. Biz hayır seçeriz dedik. Hatta aramızdan bir arkadaşımızı, Burdur Milletvekili Fethi Çelikbaş'ı aday gösterdiler.

O günlerde konuşulan bir rivayeti hatırlattık. Çelikbaş, seçime meşruiyet sağlamak için Özal'ın muvazaalı çıkardığı aday değil miydi? Keçeciler, "Yok olur mu" dedi. "İçimizden çatır çatır aday çıkardılar. 30-35'de oy aldı" diye anlattı. Keçeciler, Çelikbaş örneğini anlatırken AK Partililere de, "Aranızdan Fethi'ler çıkabilir" uyarısında bulunmayı ihmal etmedi.

Seçim günü geldi çattı. DYP ve SHP Meclis'i boşalttı. Peki seçim sırasında neler yaşandı? "Karşı çıktık ama aday olunca da çok çalıştık" diyor ve o günkü havayı şöyle anlatıyor Keçeciler: Biz Taşar'la en öne oturduk. Aksaçlılar geldikçe, 'Bir Özal haini daha geldi' diye yüksek sesle laf atıyorduk. Onlar da, 'Yok yahu biz Özal'a oy verdik' diye bize oylarını gösteriyorlardı. Böylece fireleri önledik.


Trinidad ve Tobago nere?

Almanya'da oynanan Dünya Kupası maçları bütün dünyada olduğu gibi Meclis kulisinde de heyecanla takip ediliyor. AK Parti kulisinde Orman Bakanı Osman Pepe ile AK Parti Grup Başkanvekili Sadullah Ergin başta olmak üzere bir grup milletvekili ile Trinidad Tobago-İngiltere maçını izliyoruz. Maç sırasında Selami Uzun 'Trinidad-Tobago nerede' diye soruyor. Pepe, "Latin Amerika'nın ortasında" diyor. Emin Bilgiç ise "Hayır, Latin Amerika'nın kuzeyinde bir ada ülkesi" diyor.

Sedat Kızılcıklı "Müslüman mı bunlar" diye sorunca bilge milletvekili Süleyman Gündüz "Hayır değiller, ama yüzde 5'i Müslüman. Ömer diye birisi İslami darbe yaptı ancak 1 gün iktidarda kalabildi" bilgisini aktarıyor.

AK Partililerin büyük çoğunluğu Trinidad Tobago'yu tutuyor. Ergin "Bizim neden Trinidad-Tobago'yu tuttuğumuz sosyolojik olarak araştırılmalı" diyor. Süleyman Gündüz ise "Biz hep ezilenler ve sömürülenlerden yana olduğumuz için" cevabını veriyor. Kemalettin Göktaş ise "Başbakan 'Biz fakir-fukaradan yanayız' dediği için zayıf takımları tutuyoruz" diyor.

Trinidad Tobago ataklarında AK Partililer ayağa fırlıyor. Ama İngiltere 2-0 galip bitirdi. Bu sırada Salih Kapusuz'un sesi yankılandı kuliste:

"Arkadaşlar oylama var. İçeri girin. Kapatırım yoksa televizyonu."


Altın fiyatları vekilleri vurdu

Ekonomideki dalgalanmaları milletvekilleri de yakından takip ediyor. Milletvekilleri ne borsa, ne dolar ve ne de euroyu takip ediyor. Milletvekillerinin tek derdi altın fiyatları. Bunun nedeni ise yaz aylarıyla birlikte artan düğün ve sünnetler.

Milletvekilleri yaz aylarında günde 4-5 düğün veya sünnete katılmak zorunda kalıyor. Milletvekilinin katıldığı düğün veya sünnete eli boş gitmesi de olmaz tabii.

Her katıldığı düğün veya sünnette en az bir küçük altın takmak zorunda kalıyor. Bazı milletvekilleri ayda bazen 40 bazen de 50 küçük altın takmak zorunda kalıyor.

Geçen yıl 30 YTL civarında olan küçük altın fiyatları 60 YTL'ye çıkınca milletvekilleri kara kara düşünmeye başladı. Bir milletvekili "Zarf içine 20 YTL koymak yerine küçük altın alıyorduk. Şimdi onu da almakta zorlanmaya başladık" diyor.


Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi