T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 23 HAZİRAN 2006 CUMA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Fatma Karabıyık BARBAROSOĞLU

Azala azala tesettür: Yaşmaktan "ibikli şapkaya"

Pierre Loti birebir gerçekliğe tekabül eden romanı Bezgin Kadınlar'da kendisiyle gizli gizli buluşarak Müslüman Türk kadınlarının da bir ruhunun olduğunu ispat edici kitaplar yazmasını isteyen, akıcı bir Fransızca ile konuşan kahramanlarına, yüzlerini açmalarını söyler. İfade şudur:

"Bu derece görülmeyen varlıklarla konuşmanın benim için ne kadar yeni,garip, hatta endişe verici bir şey olduğunu tasavvur ediyor musunuz? Hatta sesleriniz bile üç örtünün altında maskelenmiş gibi.Bazı anlarda size karşı müphem bir korku duyuyorum.(...)Hiç değilse bir şey yapın, bana açık resimlerinizi verin...Şerefimle temin ederim ki,bunları derhal iade ederim, yahut da bir dramın bizi ayırması takdirinde bunları yakarım."

Kadınlar fotoğraflarını vaat ederek ayrılırlar. Vaatlerinde dururlar.Gönderdikleri pozlarda sırtı açık dekolte bir Fransız elbisesinin içindedirler.

Pierre Loti, peçe'nin açılmasına razı görünüyordu.Yaşmak ve peçe. Peçenin açılması "şimdilik" yeterli görünüyordu. Dönemin kadın yazarlarından Fatma Aliye Hanım da Müslüman kadınların tesettüre riayet etmeleri şartıyla yüzlerini açmalarında bir sakınca olmadığını yazıp/söylüyordu.

Osmanlı kadının başındaki örtü yaşmak idi.Yaşmak yani beline kadar inen büyük örtü. Cumhuriyet, Müslüman kadınların örtüsünü "başörtüsü" olarak sınırlayıp, çarşafa savaş açtı. Çarşafını çıkarıp manto-başörtüsü giyenler törenler eşliğinde taltif edildi. Yaşmak ve ferace, başörtüsü ve mantoya evrildiğinde kadınların dindarlığı "kısmen" sakıncasız kimliğe büründü. Nasıl mı ? Mantolu ve başörtülü kadınlar ikiye ayrıldı:

Manto ve başörtüsünü ev dışında asla çıkarmayanlar. Bu kadınların hareket alanı en fazla bir evden bir eve idi. O da yılda bir elin parmaklarını geçmeyecek bir hareketlilik içinde.

Fakat daha muteber olanlar, yani "necip halkımız" başörtüsünü önden bağlayıp gerektiğinde açıp tekrar kapatanlardı.Başörtüsündeki düğüm emre iteat olarak sembolleşti."Yüksek mercilerin" başörtülerdeki "iğne sevmezliğinin" temelinde bu yatar. Başörtüsüne iki düğüm değil de iğne takanlar mekanın emrine iteat etmeyeceklerini ilan etmektedirler bir toplu iğne başı alan içinde. Başörtüsündeki iğnelerin ne kadarının "iteatsizlik" ne kadarının Pratiklik olduğunu başka yazı için maya niyetine bırakalım da "azala azala türban" bahsine geri dönelim.

Cumhurbaşkanlığı seçimleri için "azala azala türban" ın son safhasına gelindi. Emine Erdoğan'dan başını "Türkiye'nin geleceği için açmasını isteyenlerin çağrısına koşup birinciliği "göyüsleyenler" oldu.

Azala azala türban artık sadece saçları göstermemek safhasına geldi...

Aktüel'den Semin Gümüşel, insanın aklına acaba saçlarını neden gizliyor sorusunu getiren pozlar eşliğinde röportaj vermiş olan "fedakar eş' in röportajını takdim ederken "önce stüdyoya girdi sonra da sorularımızı yanıtladı diyor.Bu önemlidir, önümüzdeki günlerde haber değeri taşıyacak kadın olmak için "önce stüdyo'ya" girmek gerekecek.

Yeni dönem, önce stüdüyo'ya giren eşler üzerinden siyaset yapanlar ile Türkiye için söyleyecek sözü olanların kapışacağı bir dönem olacak.

ÖDP lideri Hayri Kozonoğlu'na "stüdyoya" girmeyecek bütün kadınların oyunu alabilecek projeler üretmelerini öneriyorum. Başörtüsüne hürriyet'i sosyal demokrat bir iktidarın getirebileceğini yıllardır söylüyorum. Belki duyan olur.

Bütün kadınların oyunu alabilmek demek zaten pek çok gerilimin ortadan kalkmasına vesile olacaktır.Her kesimden samimi, aklı başında yaptığı işi iyi yapmış, meşrebi değil gönlü geniş kadını bir araya getirmeyi amaç edinirlerse ortaya müthiş bir sinerji çıkacaktır.


Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi