Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Yurt Haberler
Son Dakika
657'liler Ailesi
Ankara'da Şafak
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

	Mehmet ŞEKER mseker@yenisafak.com.tr

Cumhurbaşkanının görev alanını "Meclis tarafından gönderilen kanunları veto etmek" ile sınırlayan Sezer'in Türkiye tarihindeki "üçüncü adam" olup olmadığı tartışılıyor.

Hayırlı işler...

Malum, sıralama şu şekilde:

Atatürk: Tek adam.

İnönü: İkinci adam.

Sezer: Üçüncü adam.

Boş ve gereksiz bir tartışma olduğu öylesine

aşikâr ki havanda su dövsek daha faydalı bir iş

yapmış oluruz.

Sezer'in üçüncü adam mı beşinci adam mı olduğunu tartışmadan önce, İsmet İnönü'nün ikinci adam oluşuna itiraz etme mecburiyeti bulunuyor.

Atatürk "tek adam" olarak tanımlandıktan sonra, bir başkasının "ikinci adam" olma ihtimali kalmaz.

Çünkü tek, tektir.

'Birinci'nin devamı gelebilir, 'tek'in devamı gelmez, gelemez.

'Tek' ile 'bir' aynı değildir.

Yani tek olan, sıralama üstüdür dilin

mantığına göre.

Atatürk'ün "tek adam" sıfatını "birinci adam" şekline çevirmek bu saatten sonra mümkün olmadığına göre, eğer ille bir sıralama yapılacaksa, onu hariç tutarak listeye başlamalıyız.

Bu durumda İnönü "Birinci adam", Sezer de "İkinci adam" olmalıdır.

Olsun, bence hiç sakıncası yok.

Adamlık sıralaması yapılırken hangi kıstasların kullanıldığına kimsenin aklı ermese de... Herhangi bir kişi, görev süresi boyunca Sezer şunu yapmıştır diyemese de...

Kırmızı ışıkta durması, marketten alışveriş yapması ve hastanede sıraya girmesi dışında elimizde bir veri bulunmasa da Cumhurbaşkanı Sezer sıralamaya dâhil olabiliyorsa, hiç şüphe etmeyin, bir sonraki adam kim diye sorulduğunda, Baykal'ın adı telaffuz edilecektir.

Edilmelidir.

Hani, bütün renkler aynı hızla kirlenirken, beyaz şampiyonluğu almış ya, o hesap.

Baykal'dan başkasının adı anılırsa hatırım kalır.

Bir zamanlar üçüncü adam olarak Ecevit'in adı geçiyordu.

Tescil sağlam yapılmamış olmalı ki, bir süre sonra unutuldu.

Ecevit'ten geriye kalan bir "Köy-kent projesi" var en azından.

Uygulamaya geçmemiş olsa da böyle bir proje hâlâ hatırımızda.

Baykal'da o da yok.

İşte bu yüzden sıralamaya mutlaka girmeli.

Biz üçüncü adamın kim olacağını tartışıyoruz da elalem neyi tartışıyor?

Hemen bakalım.

Dünya Ermenilerinin ruhani lideri Katolikos 2. Karekin İstanbul'a geldi.

Onunla birlikte gelen ABD, Almanya ve Romanya'daki Ermeniler'in dini liderleri, Türk Ermenileri Patriği ile birlikte, kiliselerde ayrılığa sebep olan bir konuyu tartıştılar.

Konu şu:

"Hz. İsa sadece tanrı mı yoksa hem tanrı

hem insan mı?"

Azizim, konu dediğin böyle olur.

Tartış tartış bitmez.

Nedir o bizimki? Filanca kaçıncı adam? Geç.

Şimdi izin verin, meşhur atasözünü biraz

değiştireyim:

Bana tartıştığın konuyu söyle, sana kim

olduğunu söyleyeyim.

Ermeni liderlerin tartıştığı konu üzerine burada bir iki cümleyle de olsa bir yorum yapmak

gerekirdi ya, yerimiz bitti.

Otuz beşe bakla, kalın sağlıcakla.

Geri dön

Yazdır

Yukarı