T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 20 OCAK 2006 CUMA | ||
|
Son günlerde basında yer alan önemli detaylardan biri de Mehmet Ali Ağca'nın giydiği mavi kazak. Bütün gazetelerde, televizyonlarda işlendi. (Şimdi biri çıkıp "biz işlemedik" derse, yandığımızın resmidir.) Ağca'nın basın mensuplarının önüne hep aynı mavi kazakla çıkması dert oldu. (Bir vakitler Müdür Bey'in de yeşil kürkü vardı hatırlarsınız; fakat onun konumuzla ilgisi yok.) Ağca'nın kazağının anlamı nedir, birilerine mesaj mı vermek istiyor gibi kafa karıştırıcı sorular atıldı ortaya.
Belki gerçekten bir mesaj söz konusudur, belki de sadece maviye olan tutkusundan kaynaklanıyordur. Öyle ya, 25 sene cezaevinde yatınca, yaklaşık yarısı da hücrede, tek başına; gökyüzüne ve denize duyulan hasret öyle birikir ki... Onun ne ağır bir şey olduğunu anlamak için, o süreyi içeride geçirmek gerekir. Başka türlü anlaşılmaz, ancak tahmin edilebilir.
Madem ki Ağca'yla ilgili konuları didik didik etmeye başladık, kazak konusuna devam edelim. Aynı kazak 25 sene giyilebilir mi? Eskir, yıpranır, erir gider. Yılların hapishane kokusu siner üzerine. Belki Ağca maviye olan tutkusu yüzünden, yahut vereceği mesajı riske atmamak için, aynı kazaktan bir düzine almıştır.
CEM YILMAZ'DA DA AYNI KAZAK
Mavi kazak giyen başkaları da var. Mesela Cem Yılmaz. 'Git' adlı siyah otomobille (Murat 124) beraber göründüğü reklâm filminde boğazlı mavi kazak hep sırtında. Oyuncak olarak tasarladığı kendi maketinde bile o kazak göze çarpıyor.
GİZLİ MESAJ
Yine Ağca'nın mesajına dönelim. Şayet Ağca hep aynı kazağı giymek suretiyle birilerine mesaj gönderiyorsa, kime, ne mesaj veriyor olabilir? İşte tahminler: - Ben değişmedim, hep aynı Mehmet Ali'yim. Adresim aynı, kaderim aynı. - Sırları açık etmedim, benimle ilgilenmezseniz, valla mavi kazağı çıkartır, faş ederim. - Bana görev verenler de mavi kazak giyiyordu. İşte size bir ipucu. Takip edin, araştırın, bulun. - Bu kazağı bana hediye eden arkadaşımı (şayet hediye ise) unutmadım, onu hâlâ çok seviyorum. (Bu mesajın daha açık hali şu şekilde: Alacağım kız seni.) - Hürriyetime kavuşunca tekstil sektörüne girmeyi düşünüyorum; bol bol kazak imal edecek ve yurt içi yurt dışı her yere satacağım. Hepsi de mavi olacak. - Papa mavi kazağımı güzel bulmuş, "Ne güzel kazağın var" diye iltifat etmişti. O yüzden çıkartamıyorum. - Ben kazağa kazak demem, kazak mavi olmayınca. - Beni seven mavi kazak giysin. Bir akım yaratalım. Biz mavi kazaklılar olarak ileride dünyaya hükmedelim. - Kazağı sev, maviyi koru. (Yahut maviyi sev, kazağı koru... Fark etmez, neticede aynı kapıya çıkar.) - Günün birinde zaten kral olacağım için, "mavi kazaklı kral" olarak anılmak istiyorum. - Ben kazağın mavi, eski ve kirli olanını severim.
AĞCA'NIN MEKTUPLARI
Dünkü yazıdan dolayı, Bugün Gazetesi'ndeki arkadaşlar telefonla arayıp, Ağca'nın MİT Müsteşarı'na yazdığı mektup haberinin Bugün'de de yer aldığını söylediler. Doğru tabii; arşivden bulup bakınca gördüm. Cemal Doğan imzasıyla çıkmış. Her gün merakla okuduğum halde, bir gün atlayınca aksaklık doğabiliyor. Ben Hürriyet'te Uğur Dündar'dan okumuştum. Ayrıca o haberdeki imza sadece Uğur Dündar'a ait değildi; yanında Oya Armutçu'nun da adı bulunuyordu. Neticede bir şey değişmiyor ama hepsini zikretmeyişim kusur sayılırsa affola.
YANLIŞ HESAP
Ağca'nın salıverilmesiyle ilgili çıkan tartışmalardan öğreniyoruz ki hesap hatası söz konusu. Rauf Tamer'in yazdığı gibi, hukukçuların her biri farklı görüş bildiriyor. Kimi beş yıl daha yatmalı diyor, kimi 11 ay daha. Çok bile yattı diyenler de var. Zaten hukuk demek, farklı farklı yorumlar demektir. Şayet hesap hatası yapıldıysa, Mehmet Ali Ağca muhtemelen Bağdat'tan döner.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |