T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 10 ŞUBAT 2006 CUMA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

İbrahim KARAGÜL

Neo-conların Avrupa projesi: Karikatür ve medeniyetler çatışmasına hazırlık!..

21. yüzyılı medeniyetler çatışmasına göre planlayanlar, bu kimlik çatışmasını bir tez olarak geliştirip ürettikleri stratejileri on beş yıldır uygulayanlar, İslam'ı ve Müslümanları devreden çıkarmak için işgaller yürütenler, Avrupa kamuoyuna yönelik son programlarını başarıyla uyguladı. Karikatür krizi, bu güçler tarafından planlandı, uygulandı şimdi sonuçları devşiriliyor. Bir gazetenin ya da bir editörün ifade hürriyetiyle tartışılması mümkün olmayan bu tahrikte, bize çok tanıdık gelen çevrelerin imzası çabuk ortaya çıktı.

İslam-terör kavramını keşfedenler, "İslam tehdidi"ne karşı dünyayı seferberliğe çağıranlar, küresel terör savaşı ilan edenler, rejim değişikliği ve silahsızlandırma projelerini keşfedenler, faşizme ve komünizme karşı yapıldığı gibi İslam'dan da kurtarmaya hazırlananlar, bunun için de İslam dünyasını küresel savaşın hedef alanı ilan edenler, son olarak İslam Peygamberi'ne saldırıp, Müslümanları en fazla tahrik edecek bir konuya el atarak, amaçlarına bir adım daha yaklaştılar.

Daminarka'nın sağcı Jyllands-Posten gazetesinde karikatürleri yayınlayan kültür editörü Flemming Rose'un kimliğine, bağlantılarına birazcık bakanlar, küresel kampanyanın izini açıkça göreceklerdir. Rastgele bir gazeteci olmadığı, Amerika'daki neo-con ekiple yakın bağlantıları olduğu, ABD'nin küresel savaşına destek için yanıp tutuştuğu, Avrupa'yı İslam tehlikesine karşı uyarmayı görev bildiği, Avrupa kamuoyunu bu tehdidi ciddiye almamakla suçladığı, ABD'nin İslam'a karşı yürüttüğü küresel savaşa destek vermeye çağırdığı bilinmesi gereken bir kişi o. Danimarka yönetiminin, kraliçesinin, başbakanı Oluf Nyrup Rasmussen'in Irak işgaline, küresel savaşa, terörist avına, işkence ve sorgu operasyonlarına verdiği desteği paylaşan kişi. Ancak hem Danimarka yönetimi hem de Rose, Avrupa kamuoyunun "duyarsızlığı"ndan son derece rahatsız.

Onlara göre Avrupa bu uykudan uyandırılmalıydı. Irak işgaline direnen kamuoyu İslam'a karşı seferberlikte cepheye katılmalıydı. Özellikle İran krizinin hemen öncesinde Avrupa kamuoyu hizaya sokulmalı, ABD'li neo-conların medeniyetler krizi hedefine Avrupa da destek vermeliydi. Bunun için öncelikle Avrupa kamuoyu ile Müslümanların arasında derin uçurumlar oluşturulmalıydı. Müslüman dünya ile Avrupa kamuoyu arasında belli oranda bir diyalog süreci oluşmuştu ve bu engellenmeliydi.

Müslümanları en fazla tahrik edecek konuyu keşfettiler. Peygamberlerini aşağılamayı. Hem de "terörizmin babası" olarak. Kur'an için de bunu yapabilirlerdi. Belki de yapacaklar. Çizgiler yayınlandı. Önce pek dikkate alınmadı. Krizin patlaması gerekiyordu, başka yayın organları da devreye sokuldu. Ama bunları keşfeden Rose ya da Danimarka yönetimi değil. Çünkü onlar oyunun kurucusu değil, sadece oyuncu. Bir çok ülke, bir çok çevre, bir çok birey gibi. Onlar sadece bu küresel projenin hizmetkarları.

Oyunu neo-con'lar kurdu. Yahudi ve Hristiyan Siyonistler.. On yıldır sahnede gördüklerimiz. Biraz dikkat edince karikatür krizinin George Bush'un ekibine kadar uzandığını görüyoruz. Daminarka yönetimi gibi Ruse'un aslında bir neo-con olduğunu öğreniyoruz. Hem de İslam'a karşı küresel savaşın en ateşli savunucusu ve ateşleyicisi Daniel Pipes üzerinden. 1996-99 yıllarında Washington'da kalıyor ve neo-con tedrisatından geçiyor. Pipes'la sıkı dostluk kuruyor. Dünyanın selameti için kaygılarını paylaşıyor. O bir neo-con, bir ırkçı ve küresel savaşın fedaisi. Pipes'tan o kadar etkileniyor ki, kendi gazetesinde "The Threat from İslamism" (İslamizm tehdidi) başlıklı bir yazı yazıyor. Yazıda kendi cümleleri değil Pipes'ın düşünceleri var, Pipes'a övgüler var. Patronu gibi, Avrupa'yı ve dünyayı bu tehdide karşı uyarıyor, harekete geçmeye çağırıyor.

Pipes kim? Bush'un ABD Barış Enstitüsü'nün başına geçirdiği, tek sermayesi İslam düşmanlığı olan, İsrailli aşırı gruplara bağlı bir isim. Müslümanlara karşı her organizasyonda adı geçen Pipes'ın, "Anti-Islamic Institute (AII) adlı bir kuruluşu da var. Middle East Forum üzerinden bütün dünyada anti-İslam politikaların yaygınlaşması için çalışıyor. "Barış" kavramının onun için ne ifade ettiği bir başka soru. 2002 yılında kurduğu Campus Watch adlı örgütle Amerikan üniversitelerinde Müslümanları fişleme operasyonları yürütüyor. Türk-İsrail ekseni ve Yahudi lobilerinin Türkiye'deki çalışmalarıyla yakından bağlantılı. "A New Axis: The Emerging Turkish-Israeli Entente" başlığı ile kaleme aldığı yazısını okuyanlar, Türkiye'yi avuçlarının içine alan güçlerin bu ülkeye yaşattıkları trajediyi öğrenme fırsatı bulacaklardır. (The National Interest, sayı 50, Kış 1997/98) Son zamanlarda AK Parti'ye ve Türkiye'deki İslami kimliğe yönelik saldıran grubun öncülerinden.

Rose, İslam'a karşı öfkeyi büyütmeyi, Müslümanları provoke etmeyi ve medeniyetler çatışması çıkarmayı hedefleyen küresel proje için bir kukla, bir ajan... Yahudi soykırımına ilişkin eleştirileri yayınlamayacağını, ifade özgürlüğü olarak görmediğini açıkça söylüyor. The New York Times gazetesinde, insanlık suçlusu olduğu aşikar olan "Ariel Şaron'u eleştiren karikatürleri yayınlamayacağını" söylüyor. Ekim 2004'te Pipes'la yaptığı görüşmede, "Ortadoğu barışı ancak İsrail'in kesin askeri zaferiyle mümkün olacaktır" diyor.

Oyunun kurucuları belli, amaçları da. Bu kaostan bir Avrupa ülkesine terör saldırısı bekliyorlar. O zaman amaçlarına ulaşmış olacaklar, medeniyetler krizinde çok önemli bir adım atmış olacaklar, İran savaşında Avrupa kamuoyunu yanlarına almış olacaklar. Yeni saldırılar için ortamı hazırlamış olacaklar.

Biz bu savaşı öğrendik. Bu coğrafyaya yönelik tehditleri öğrendik. Oyunun kurucularını ve kuklalarını da öğrendik, biliyoruz. Arkasından yeni krizlerin geleceğini de... Müslümanlara her türlü hakareti yakıştıranların öncelikle dünyayı medeniyetler çatışmasına kimlerin hazırladığına iyi bakmalı.

Geri dön   Mesaj gönder   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi