T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 24 ŞUBAT 2006 CUMA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

İbrahim KARAGÜL

Mezhep savaşı: İKÖ derhal toplanmalı!
Türkiye, İran, S. Arabistan ne bekliyor?

Her şey kontrolden çıktı. Irak'ın özgürlüğü için, Müslümanların onuru için mücadele etmesi gerekenler birbirini boğazlıyor! O kadar işgal, o kadar işkence, o kadar yağma, o kadar aşağılama, o kadar esir kampı aklımızı başımıza getirmedi. Amerikan ordusu orada, İngiliz ordusu orada, İsrail istihbaratı orada, istihbarat örgütlerine bağlı terör örgütleri orada... Onlar birbirlerini öldürüyor, toplu infazlar yapıyor, camileri ateşe veriyor. Bu ne biçim cinnet hali! Bu ne gözü dönmüşlük! Bir tiyatro sahnelendi, onlar oynuyor.

Birileri; Abbasi döneminin en önemli kenti Samarra'da, kubbesi 72 bin altın parça ila kaplı, Şiiler'in 12 imamından ikisinin kabrinin bulunduğu türbeyi bombaladı. Kim yaptı? ABD ve İngiltere'ye göre El Kaide. El Kaide yaptıysa neden hiç can kaybı yok? Neden polis üniformalı kişiler? Neden sabah 06 55'te, kimsenin olmadığı bir zamanda yapıldı? ABD ve İsrail'e göre yaptıkları bütün pis işlerin faili El Kaide! Kim inanır! Kendileri yaptı, kendileri saldırdı, kendileri bombaladı. Bunları bilmeyen mi var?

İlk kez böylesine önemli bir yere saldırı oluyor. Samarra direnişçilerin merkezi. Şimdiye kadar korundu. 2004'te kent Sünni direnişçilerin eline geçti, korundu. ABD tekrar işgal etti. Yaşanan onca çatışmada yine korundu. Hiçbir Sünni bu türbeye zarar vermeyi aklına bile getirmedi. Neden şimdi?

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad, saldırıdan ABD ve İsrail'i sorumlu tuttu. Dini lider Ali Hamaney birlik çağrısı yaptı. Şiiler'den Sünnilere saldırmamalarını istedi. Bunun "ABD ve İsrail istihbaratının işi" olduğunu söyledi. Sünni Müslüman Alimler Cemiyeti yetkilisi Ahmet Daye, İslam Partisi temsilcisi Tarık El Haşimi, Andan Duleymi gibi isimler saldırıyı kınadı. İslam dünyasındaki Sünni liderler ve gruplar saldırıyı kınadı. Müslüman Kardeşler cemaati, Filistin İslami Direniş Hareketi Hamas ve İslami Cihad açıklamalar yaptı.

Şii dünyasının önde gelen siyasi ve dini liderleri saldırıyı kanadı. Hepsi türbe saldırısının mezhep çatışması, Şii-Sünni savaşı çıkarmak isteyenler tarafından planlandığını söyledi ve itidal çağrısı yaptı. Irak'taki Şii otoriteler dahil, hemen hepsi saldırılardan ABD ve İsrail'i sorumlu tuttu. Sokaklara dökülen binlerce Şii, ABD ve İsrail karşıtı sloganlar attı, ABD/İsrail bayrakları yaktı.

Ama ne oldu? El Askeri Türbesi'ne saldırıdan hemen sonra çılgına dönen kitleler Sünnilere saldırdı. Sünnilere ait 168 camiye saldırı düzenlendi. 10 imam öldürüldü, 15 imam kaçırıldı. Camiler ateşe verildi. Bakuba'da 47 fabrika işçisi öldürüldü. El Arabiya'nın 3 görevlisi öldürüldü. Hapishaneler basılıp insanlar kurşuna dizildi. Bağdat morguna cesetler yağıyor. Bazıları elleri ve gözleri bağlanmış, kafalarına kurşun sıkılmış, bir kısmı ise tamamen yanmış halde. Şiilerin kontrolündeki Basra'da Haz. Muhammed'in sahabelerinden Talha Bin Ubeydullah'ın kabrinin de bulunduğu türbeye bile saldırdılar. Sünniler hem hükümet kurma çalışmalarından hem de gerilimi düşürmeye yönelik toplantılardan çekildi. Sünni grupların merkezleri kurşun yağmuruna tutuluyor.

Irak'ta mezhep çatışması yeni değil. Irak morglarına her ay binlerce ceset geliyordu. Kimi işkence ile öldürülmüş, kimi yakılmış, kimi kafasından kurşunlanmış. Çoğunun kimliği bile tespit edilemedi. Devlet gücünü, işgalcilerin gücünü kullanan bazı gruplar, kurdukları "ölüm mangaları"yla ülkenin her yanında direnişçilere, onlara yardım edenlere karşı kirli bir savaş yürütüyor. Yüzlerce kişinin cesedi bulundu. Hepsi toplu infaz kurbanı.

ABD/İngiliz işgalinden bu yana çok ağır bedel ödeyen, kitle katliamlarına maruz kalan, namusu, onuru, özgürlüğü ve zenginlikleri çalınan Irak, kendini yemeye başladı. İslam'ın kutsalları üzerinden bir iç savaş yaşanıyor. Camilere, türbelere saldıranların, Guantanamo'da, Ebu Greyb'te Kur'an nüshalarını tuvaletlere atanlardan ne farkları kaldı? Sorduğunuzda hepsi İslam adına, Müslümanlık adına savaşıyor! Camileri yakarken, içindekileri öldürürken, camilerle birlikte Kur'an nüshalarını yakarken hangi Müslümanlığı temsil ediyorlar!

İşgalden bu yana Irak'ı mezhep savaşının merkezi yapmaya çalışıyorlardı, başardılar. Faili meçhul saldırıların hepsinin onlar planladı. Bazılarını kendileri yaptı, bazılarını "Müslüman" kimlikli taşeronlarına. Bu taşeronlar öyle birkaç kişilik çeteler değil. Irak'ın geleceğini belirleyecek güçteki örgütler, cemaatler. Üç kuruşluk çıkarları, iktidarları için kendi kutsallarını bile satan güçler bunlar! Irak bir Şii devlet olsa ne olur, Sünni devlet olsa ne olur! Bu halde hiçbir zaman onların olmayacak. Irak sömürge, onlar da kiralık katiller olacak!

Mezhep savaşının planı işgalden önce hazırlandı. İşgal sırasında uygulandı. Şimdi sonuçlarını görüyoruz. Bu yangın söndürülmeli. Bu yangın, Irak işgalinden çok daha ağır sonuçlara yol açacak! Bu yangın, Irak sınırlarını aşıp Afganistan'dan Lübnan'a kadar yayılacak.

Washington'da, Londra'da, Tel Aviv'de bir büyük tuzak kuruldu. Bu yüz yıla damgasını vuracak bir tuzak. Sonuçlarını görüyoruz..

Bu yangını söndürün!

İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) daha ne bekliyor! İki ülke işgal edildi, sustu. Hâlâ susacak mı? İşgalden bu yana çağrılar yapılıyor, yaklaşan tehlikeye dikkat çekiliyor, kurulan tuzağa işaret ediliyor. Hiçbir adım atmadı. İslam dünyasının bundan daha derin bir sorunu var mı? Neden hâlâ harekete geçmiyor. Türkiye, İran, S. Arabistan, Mısır.. Neden bekliyorlar?

İKÖ, derhal olağanüstü toplanmalı! Şii ve Sünni dünyanın önde gelenleri toplanmalı. Sünni kökenli ülkelerle İran bu yangını kontrol altına almalı. Temennileri, sağduyu çağrılarını bırakıp caydırıcı adımlar atmalı. Aptallar üzerinden uygulanan bu plan bozulmalı! Yoksa yarın çok geç olacak...

Geri dön   Mesaj gönder   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi