Değil top oynamak, ayakta durmanın bile güç olduğu ağır zeminde futbol değil mücadele ön plana çıktı ve ilk raundu doğru düşünüp doğru uygulayan Tromso kazandı. Gerets, klasik dizilişi bozup, Cihan'ı orta alanda Saidou'nun yanına çekip genç Uğur'u savunmanın sağına monte eden anlayışla "bu maçı ancak fizik gücüyle kazanabilirim" mesajını verdi.

Olumsuz saha ve hava koşullarına rağmen maça iyi başlayan ve ilk 10 dakikada 3 gol pozisyonu bulup rakibe bir pozisyon veren Galatasaray, ilk yarıda rakip kaleye 4'ü Necati'yle olmak üzere 8 kez gol ümidiyle gitti. Ama skor tabelasını değiştiremedi.

Norveç Ligi'nin sonlarında yer alan Tromso'nun taktik düşüncesi doğruydu. Ama uzun toplar ve çabuk adamlarıyla rakip savunmayı gafil avlama düşünceleri forvetin kolay offsayta (9) düşmesi yüzünden uzun süre gerçekleşmedi. Türkiye Ligi'nin lideri Galatasaray ise, ağır zeminde topu koşturmak yerine kendisi bir koşmak gibi bir yanlışın içindeydi. Bu yüzden çabuk yoruldu ve 60. dakikadan itibaren oyundan düştü. Bu tablo iki ülke futbolu arasındaki düşünce farkını da ortaya koyuyordu. Onlar futbol topuyla, biz hakemle oynamaya başladık ve ikinci yarıda 3 gol pozisyonuna girip dördüncüsünde golü bulan Tromso, 60. dakikadaki Uğur-Hakan değişikliğine rağmen yalnızca iki kez gol heyecanı yaşayan Galatasaray'dı.

Hakem Gerald Lehner ise, ağır zeminde olması gerekeni yapamadı. Gereksiz faullerle (38) tempoyu düşürdü, tansiyonu yükseltti. 64. dakikada Ümit Karan'a yapılan bir faulde hareketin ceza alanı içinde olduğunu farkedemeyişi skor tabelasını doğrudan etkiledi.

Künye

Temsilcilikler

Abone Formu

Mesaj Formu

Online İlan