Beşiktaş'ta gerileme devri ne yazık ki başladı. Kim, nasıl bir bahane bulabilir ama, bu takımın ve bu futbolun 'pardon'u olmaz. İşin ayrı bir kötü tarafı da var. Beşiktaş'ın geleceğe büyük ümitlerle baktığı teknik direktör Rıza Çalımbay'ın da karizma fena halde çiziliyor.

Nereden nasıl başlayalım. İlk yarıda mahalle takımı gibi oynayan Beşiktaş'tan mı. Forveti sahaya çıkartmayıp yanında oturtan Rıza Çalımbay'dan mı?, Kendisine ve Beşiktaş'a adeta ihanet halinde olan Youla'dan mı?, O kadar çok konu başlığı ve satır başı var ki. Yorum değil, roman yazılır.

Beşiktaş'ın ilk yarıdaki hali bir futbol takımından çok mahalle arasında top oynayan amatörlere benziyordu. Karşısında rahatlıkla sıradan bir takım olan Malmö varken, Beşiktaşlıların, kalede Cordoba ile oynamaları her pozisyonu başlamadan bitirdi. Rıza Çalımbay'a sormak gerekir. Geçtiğimiz haftaların takımda en çok iş yapan adamı Ali Güneş'i oyundan kesmek neyin nesi. Beşiktaş ilk yarıda gol yollarını açmayı sadece ve sadece İbrahim Üzülmez'le denedi. Tümer Metin, Pancu, Ahmet Hassan, Beşiktaş'ta zerre kadar işe yaramadılar.

Yine bir soru... Youla'nın oynaması için Mustafa Doğan'ın çıkması mı gerekliydi.

Oyunun ikinci yarısı başka bir alemdi. Youla'nın, Veysel'in, İbrahim Akın'ın sırayla oyuna girmesi Beşiktaş'ı zaman zaman gol için Malmö kalesine götürdü. Arada bir bu çıkışların yapılması tribünleri gol için ayağa kaldırırken, korktuğumuz başımıza geldi. Kornerden gelen topu Cordoba'nın ve defansın zincirleme hatalarıyla kontrol edemeyen Beşiktaş, golü kalesinde gördü.

İşin özeti şu. Malmö'nün sıradan takım olduğunu söyledik. Beşiktaş inanılmayacak hatalarla oynadı. Düzeltilemez mi? Elbette mümkün. Ama bu nasıl ve kiminle olur o da bir soru işareti.

TURGUT KOLOĞLUGİL

Künye

Temsilcilikler

Abone Formu

Mesaj Formu

Online İlan