Başbakanlık İdareyi Geliştirme Başkanlığı Yönetim Bilişim Sistemi Merkezi tarafından hazırlanan "Ulusal Bilgi Sistemi" adlı raporda, kamu kurumları, bürokrasi ve siyasiler hakkında çarpıcı itiraflarda bulunuldu. Kamu kurumlarının, ülkenin gelişmesinin önündeki en büyük engel olduğu belirtilen raporda, devletin tepeden tırnağa değiştirilmesi gerektiği vurgulandı.

Yaklaşık bir yıldır devam eden, "devletin yeniden yapılandırılması" projesine ilişkin rapor, kitap haline getirilerek ilgili kurumlara gönderildi. Raporda, kamu kurumlarının, hantal yapıları ve aşırı istihdam nedeniyle öncü olma özelliklerini yitirdikleri belirtilerek, "Kamu kesimi, öncü olmak yerine, gelişmenin önünü tıkama noktasına gelmiştir. Merkeziyetçi ve hantal yapıya son verilmedikçe, bu durum aynen devam eder. Sağlıksız yapıdan bir an önce kurtulmak, ülkemizin önünde yeni ufuklar açacaktır" denildi.

Önce Anayasa değişmeli

Devletin tüm kurumları ile tamamen yenilenmesi gerektiği belirtilen raporda, devletin yeniden yapılandırılması çalışmalarına da Anayasa'yı değiştirerek başlanması gerektiği kaydedildi. Raporda, "Devletin yeniden yapılandırılması öncelikle devlet yapısını ortaya koyan anayasal sistemin, ihtiyaçlar ve çağdaş normlar doğrultusunda yeniden düzenlenmesi ile mümkün olabilecektir" denildi.

1962'den beri söyleniyor

Raporda, Türkiye'de bugüne kadar devletin yeniden yapılandırılmasına yönelik çalışmalar hakkında da bilgi verilerek, Türkiye'deki devletin yeniden yapılandırılmasına ilişkin çalışmaların 1962 yılında "Mehtap Projesi" ile başladığı, ancak bugüne kadar sözkonusu projelerde hiçbir ilerleme sağlanamadığı kaydedildi. İktidara gelen siyasetçilerin devleti yeniden yapılandırmak yerine, siyasi kadrolaşma çalışmalarıyla devlet yapısını aşırı derecede büyüttükleri kaydedildi.

AB sürecini etkiliyor

Raporda, devletin hantal yapısı nedeniyle, hükümetin, milletvekillerinin ve bürokratların asli işlerini yapamaz hale geldiği belirtilerek, devlet yapısının AB sürecini de etkilediği belirtildi. Raporda, "Gümrük Birliği'nden beklenen faydaların sağlanması, Avrupa Birliği'ne giriş sürecinin kısaltılması ve kalkınmanın hızlandırılarak sürdürülebilir hale gelmesi, yeni devlet anlayışının ülkemizde de benimsenmesi ile mümkündür" denildi.

Herşey devlet için değil insan için...

Türkiye'de şimdiye kadar "herşeyin devlet için" yapılması anlayışının yerleştiğine dikkat çekilen raporda, çağdaş devlet anlayışının temelini ise "herşeyin devlet için değil insan için yapılması" ilkesini oluşturduğu vurgulandı. Raporda, devletin yeniden yapılandırılmasında gözetilecek temel ilkelerden birinin de, çağdaş hukuk sisteminin tesis edilmesi olduğu kaydedildi.