İstanbul- Emniyet güçlerinin gerçekleştirdiği çok önemli bazı operasyonlarda istihbarat edinmede kimi zaman MOSSAD'ı bile sollayan bazı medya kuruluşları, 'özel haber' logosu altında verdiği manşet haberlerin birçoğunda çuvallıyor. Duyulan her söylentiye özel bir önem vererek, bunları 'önemli bilgiler' olarak gazete sütunlarına yansıtan bazı gazeteler verdikleri bu haberlerle kimi zaman da komik durumlara düşüyorlar. Hizbullah operasyonları çerçevesinde dün bir gazetenin iç sayfalarında bu örgüte mensupmuş gibi büyük bir resmiyle birlikte haber yapılan ve İslami Hareket Örgütü davasından yargılanan Kastamonu'lu İrfan Çağrıcı, Batman'lı olarak gösterildi. Çağrıcı, Habizbin Aşireti'ne mensup olarak gösterilirken, birçok örgütün ve örgüt üyesinin de bu aşiretten çıktığı haberi verildi!

Kasıt mı var?

Kanlı cinayetlere imza atan Hizbullah'la ilgili gazete ve televizyonlarda yer alan haberlerde bilgi yanlışlıkları her geçen gün artarak devam ediyor. Silahla yakından uzaktan ilişkisi olmayan kimi islami cemaatler ve vakıfların aynı örgüt çatısı altında verilmesi, bazı şahısların örgütle ilişkisi olmadığı halde sanki bu örgüte üyeymiş gibi resimlerinin yayınlanması ve haberlere yansıyan benzeri özensiz bir sürü haber acaba bütün bunlar 'kasıtlı' olarak mı yapılıyor sorusunu da gündeme getiriyor.

Habizbin'den üç isim var

Özellikle örgütlerin iç yapısıyla ilgili 'önemli' bilgiler içeren haberlerde bilgi yanlışlarına daha çok rastlanıyor. Dünkü Sabah gazetesinde İslami Hareket Örgütü'nden olduğu belirtilen İrfan Çağırıcı'nın Hizbullah'ın lideri Hüseyin Velioğlu'nun mensup olduğu söylenen Batman'daki Habizbin Aşireti'ne mensup bulunduğu ileri sürüldü. Edinilen bilgilere göre, Çağırıcı'nın Batmanlı ve Güneydoğu kökenli değil, Kastamonulu olduğu öğrenildi. Aynı şekilde Habizbin Aşireti'ne mensup olduğu belirtilen Metin Torun'un da, Güneydoğu kökenli olmadığı belirtildi. Sabah gazetesinde yer alan ve Velioğlu ile aynı örgütten olduğu belirtilen isimlerin hiçbirinin Velioğlu ile ilgilerinin bulunmadığı, Salih Dündar hariç hepsinin İslami Hareket Örgütü Davası'ndan yargılandıkları öğrenildi. Öte yandan Sabah'ta Habizbin Aşireti'ne mensup olduğu belirtilen 16 isimden sadece Hüseyin Velioğlu, Tevfik Durmaz ve M. Sait Ekmen'in Habizbin aşiretine mensup olduğu belirtiliyor. M. Sait Ekmen'in İslami Hareket Davası sanıkları arasında olduğu, M. Salih Dündar'ın ise PKK itirafçılarından olduğu belirtildi.

Hizbullah bölündü mü?

Bu yanılgılardan en yaygın olanı, Güneydoğu'da birbirinden ayrı olarak gelişen "İlim" ve "Menzil" olarak adlandırılan iki grubun, "Aynı örgütün iki kolu" gibi düşünülmesi. "İlim" grubu olarak adlandırılan grubun, PKK'ya karşı silahlı bir güç olarak geliştiği ve bir dönem teşvik edildiği gözden kaçırılıyor.