T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
"Güvenliğiniz için sizi tutukluyorum"

Amerikan vatandaşları arasında yapılan "çok çok geniş katılımlı" bir ankette, telefonların dinlenmesine cevaz çıkmış. Devlet isterse, e-posta mesajlarını da denetleyebilirmiş.

İşbu rey ihsası yasalaşırsa (ki, bu yönde çalışmalar var), özgürlükler ülkesi Amerika'da bundan böyle her türlü gönderi (mektup, telgraf, davetiye, e-posta mesajı, koli, paket, ıvır zıvır) FBI'ın denetiminden geçtikten sonra sahiplerine ulaştırılacak.

Olay büyük bir gürültü kopardı Amerika'da...

Amerika Birleşik Devletleri, yoksa, kendisini vareden değerlerden yüzgeri edip, otoritarizme mi yöneliyor, falan filan.

Amerikan entelektüeli, bunun ciddi bir "hak ihlali" olduğunu savunuyor.

Ancak, bu "denetleme mekanizması"nın hayata geçirileceğine inananların sayısı yine de az.

Çok şükür ülkemizde bu tür bir tartışma yok; Türk halkı, nasıl derler, şerbetli... Telefonların dinlenmesi, gönderilerin denetlenmesi, hatta "üçüncü el" marifetiyle kullanılması, yerine ulaştırılmaması, imha edilmesi vakayı adiyeden sayılıyor.

Nasıl mı?

O. Başeğmez'in yakınmalarına kulak verelim:

Sayın Yavuz,

Sayın Başbakan ve Ulaştırma Bakanı'na iletilmek üzere "eMeclis" e-mail grubuna gönderdiğim mesajı sizinle de paylaşmak istiyorum.

Biz ABD'de yaşayan Türk vatandaşlarının Türkiye ile iletişimimizde yaşadığımız en büyük sıkıntı, postalarımızın yerine ya hiç ulaşmaması, ya da çok geç ulaşmasıdır.

Türkiye'ye gönderilen postalar zaman zaman açılmakta ve içeriği boşaltılmaktadır.

Bir başka deyişle, ÇALINMAKTADIR!

Türkiye'ye gönderdiğimiz (küçük) hediyeler yerine ulaşmamakta, renkli kartpostallar ve fotoğraflar "içinde para vardır" zannıyla açılmakta, veya postalar anlaşılmaz bir biçimde bekletilmektedir.

Bunların ABD tarafından yapılmadığı çok açık.

Dolayısıyla, asıl sorumluların, Türk PTT çalışanları olduğu kanaati hakim buradaki vatandaşlar arasında.

Bu konuda gerekli önlemlerin alınması, sorumluların uyarılması ve kovuşturulması ve de posta teşkilatının çağa uygun bir şekilde geliştirilmesinin zamanı geldi de, geçiyor bile.

Üç yıl önce Türkiye'den ABD'ye yaptığım GRE ve TOEFL sınavları başvurusu yerlerine ulaşmadı. Tekrar başvuru yaptım. İkinci başvuru dört ay sonra olduğu için, bir dönemi posta teşkilatı sayesinde kaybettim.

Bir arkadaşın ABD'den Türkiye'ye gönderdiği bir kazak, iki ay sonra kirli olarak alıcıya ulaştı. (Hadi giyiyorsun kazağı, bari yıkayıp öyle iade et!)

Yine bir arkadaşımın Türkiye'ye gönderdiği bir CD tam bir yıldır yerine ulaşmıyor. (Postacı veya iyi sıhhatte olsunlar, her kimse, dinleyip rahatlıyordur artık.)

Ülkeme gönderdiğim ve "üç" günde gitmesi gereken bir "ekspress posta" (içinde kitap olan bir koli), ancak üç hafta sonra adrese teslim edilebildi.

Türkiye'den gönderilen mektuplar ise açılmış ve bantları sökülmüş olarak gelebiliyor; ABD posta teşkilatı da, her defasında, "Biz aldığımızda bantları söküktü" diye damga vuruyor. (Bunu yorumunu da size bırakıyorum.)


3 Ekim 2001
Çarşamba
 
MEHMET E. YAVUZ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED