|
|
Kısa filmden doruğa
İran sinemasında yükseliş sürüyor. Usta yönetmenlerin çırakları da ilk filmleriyle dünyaya açılıyor. 'Sarhoş Atlar Zamanı' ne anlama geliyor? Filmi çekerken, karlı dağlar ve diğer tehlikeler karşısında cesur kaçakçılar kadar hayvanların da çok büyük zorluklar çektiklerini fark ettim. Aşırı yük taşımaya ve soğuğa dayanabilmeleri için sahipleri içtikleri suya viski katmaktadır. Böylece hayvanlar istemedikleri bir sarhoşluk içindedirler... Filminiz, yaşamak için kendilerinden başka güvenecek hiç kimseleri olmayan yetim çocukların olağanüstü cesaretlerini gözler önüne seriyor. Bunların ne kadarı gerçek? Film tamamen gerçek bir öyküye dayanıyor. İki yıl önce, kısa filmlerimden birini çekerken, İran Kürdistan'ı ile Irak Kürdistan'ı arasında kaçak mal taşıyan bir grup gençle tanıştım ve "Siste Yaşam" adlı kısa metrajlı bir film yaptım. Bu film çeşitli uluslararası festivallerde büyük başarı kazandı. Daha sonra bu gençlerin ve onlardan daha küçük çocukların ailelerini araştırdım ve bir film daha yapmaya karar verdim. Film her ne kadar dokümantere benziyorsa da senaryo tamamen sağlam bir kurguya dayanmaktadır. Ben İran Kürdistan'ında büyüdüm ve çok şeye tanıklık ettim. Filmdeki çocuklara ne oldu? Karın yağmasını bekliyorlar. Böylece tekrar çalışmaya başlayacaklardır. Kar yağdığında yollar kapanır. Mallarını taşıtmak için kaçakçılar çocukları ve katırları kullanırlar. Özürlü çocuğun iki yıl ömrü kaldığını ve Almanya'da ameliyat edilebileceğini biliyorum ancak bunun için yeterli para yok. İranlı Kürtler hakkında bilgi vermenizi istesem? Bugün İranlı Kürtlerin durumu büyük ölçüde iyileşmiştir. Burası İran'ın en güvenli bölgelerinden biri. Örneğin, son iki yılda, Kiarostami ve Makhmalbaf dahil bir çok film yapımcısı bu bölgede film çekmişti. Bir çoğu da film çekme planları yapmakta. Siz ilk İranlı Kürt film yapımcısısınız. Film için mali kaynak bulmakta zorlandınız mı? Daha önce, az miktarda devlet yardımı dışında tamamen kendi kaynaklarımla birkaç kısa film yapmıştım. Bu filmler ödül kazandılar. Bu da bana devam etmem için güç verdi. Çekimi bir yıl kadar süren bu ilk uzun filmim için pek çok sorun yaşadım. Çekimler sırasında yapımcı para yatıracağını vaat etti, ancak sonunda beni yolda bıraktı. Bazı eşyalarımı satmak ve köydeki herkesten borç almak zorunda kaldım. Yapım öncesinin her aşaması kabustu. Film "Yönetmenlerin Ondört Günü" bölümüne seçildiği zaman ses ve müzik efektleri olmayan tamamen ham kopya halindeydi. Çok mutlu olmuştum. Filmi tamamlayabilmek için para bulmak amacıyla kapıları tekrar çalma gücünü buldum kendimde. Şu anda çok borcum var. Abbas Kiorastami'nin asistanıydınız. Samira Makhmalbaf'ın da 'Karatahta'sında rol aldınız. "Siste Yaşam"ı çektikten sonra, Abbas Kiorastami'nin Kürdistan'da bir film yapmak istediğini duydum. Onu aradım ve Kürt olduğumu, bölgeyi çok iyi tanıdığımı ve kendisiyle çalışmak istediğimi söyledim. Bölgedeki bazı manzaraların güzelliklerini vurgulayarak ısrar ettim. Sonunda kabul etti. Hemen gittik. Kısa filmlerimi izledi ve çok beğendi. Böylece onun asistanı oldum. Daha sonra Mohsen Makhmalbaf ile tanıştım. "Karatahta"nın baş oyuncularından biri oldum. Benim için ilginç bir deneyimdi. Filmin hikayesi
İran'ın Kürdistan bölgesinde, Irak sınırına çok yakın bir yerde çok yoksul koşullarda yaşayan beş kardeşten en küçüğü çok hastadır. İlaçları çok pahalıdır ve doktor kısa zamanda ameliyat edilmezse yaşama şansının olmadığını söylemiştir. Bulduğu her işte çalışan en büyük ağabeylerinin tüm çabalarına rağmen aile ameliyat parasını bulamamaktadır. Bu nedenle ablaları; Irak'ta ameliyatı yaptırmaya hazır olduğunu söyleyen bir Iraklı ile evlenmeyi kabul eder. Bu söze rağmen Iraklı erkeğin ailesi hasta çocuğun sınırdan geçmesini kabul etmezler. Ona bir katır verip ağabeyi ile İran'a geri gönderirler.
Röportaj: Mamad HAGHIGNAT
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv Bilişim| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |