YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

 

 

'İ'nin üzerine noktayı koyalım

Ermeni soykırımı iddialarının yasalaşması yüzünden Fransa'ya tepki gösterenler elbette haklılar; Fransa'nınki 'dostça' bir davranış değil. Tarihin hüküm veremediği bir konuda politikacıların parmaklarını geçerli saymak büyük saçmalık. Barışı egemen kılacak dünya düzeni arayışlarının Ermenistan için bir anlam taşımaması neyse; ancak Fransa gibi bir ülkenin eski ihtilâfları kaşıması gerçekten tehlikeli...

Türkiye, serinkanlılığını kaybetmeden, bu gelişmeye en uygun cevabı bulacaktır; bulmalıdır. Fransa bizim ikinci büyük ticaret ortağımız. Daha da önemlisi, Fransa, OYAK aracılığıyla, Türk Silâhlı Kuvvetleri'nin (TSK) tercih ettiği ülke. Savunma sanayiinde, çimento gibi stratejik alanlarda Türkiye üzerinde ağırlığı var Fransa'nın. Bu durum, geç kalınmış da olsa, Fransa'ya karşı uygulanabilecek yaptırımları mümkün kılıyor. Başka ülkelere sıçrayacak benzer niyetlerin önünü kesmek için, Fransa'yı bir 'örnek olay' haline getirmek yararlı olabilir.

Bazı çevreler, Fransa'nın bu akıl almaz girişimini, Avrupa Birliği (AB) ile irtibatlandırmak niyetindeler. Fransa Avrupa olarak takdim ediliyor ve girişim de Türkiye'yi bölme planlarıyla irtibatlandırılıyor. Böyle bir akıl yürütmenin doğal sonucu, Türkiye'nin AB içinde bir yeri olmayışıdır. Nitekim, "Namussuz Fransa, hain Avrupa" edebiyatı, giderek, "Bizim AB içinde ne işimiz var?" sorusuna yerini bırakıyor.

Oysa, Fransa'da daha önce defalarca canlandırılmış olan girişim, Türkiye'nin AB'ye adaylığı belirgin bir hal alınca geri püskürtülmüştü; bu defaki girişimin AB konusunda Türkiye'den 'aykırı' seslerin çıktığı bir döneme denk düşmesi tesadüf olamaz. Avrupa ile arasına mesafe koyan Türkiye küçük ayak oyunlarına daha kolay gelebiliyor.

Ermeni sorunu şu günlerde başlamış değil; çok sayıda Türk diplomatın hayatını kaybettiği terör dalgası eşliğinde dünya gündemine oturduğu son 20 yılın her diliminde sorunun varlığı hissediliyordu. Son on yıldır biçim değiştirdi ve sorun, başta ABD olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerinde, 'yasa' girişimlerine dönüştü. ABD'de Clinton'un son an müdahalesiyle federal yasaya dönüşmesi akamete uğradı; buna karşılık hemen her eyalette yasalaştığı biliniyor. Avrupa'da da, Fransa'dan önce Belçika ve İtalya Ermeni tasarılarını yasalaştırdılar.

Devekuşu gibi davranmanın âlemi yok. Türkiye'nin etrafını kuşatan bir sorun bu ve her sorun gibi çözüme kavuşturulmayı bekliyor. Türkiye görmezden gelerek, ya da kendiliğinden buharlaşmasını bekleyerek yaklaşıyor soruna; varlığını kabul etmemeyi marifet sayıyor. Oysa, gördüğümüz gibi, TSK aracılığıyla ticari hayatımızın ikinci büyük ortağı bir ülkede bile, politikacıları kullanarak, sorun daha da büyüyebiliyor.

En ciddi talihsizlik, ulusal tepki verilmesi gereken bir konu olduğu halde, toplumun sergilediği umursamaz tavır... 28 Şubat, toplum arasına ihtilâf tohumları ekti; belli kesimleri 'düşman' görerek defterinden sildi. Oysa, şu sıralarda tepki göstermesi beklenen en duyarlı kesimlerdir 28 Şubat'ın 'düşman' belledikleri... Onların suskun kaldığı yerde, 'işbirlikçi' tiplerden ciddi bir ses çıkmasını beklemek hayalcilik olur... Yasakçılığı İmam hatiplere ve ilâhiyat fakültelerine kadar indirmiş, en çalışkan unsurlarını 'yeşil sermaye' diye yaftalayıp ekonomik hayatın dışına itmiş bir yönetim anlayışı, ulusal onuru korumakta zorlanır, zorlanıyor da...

'Ermeni sorunu' diye bir sorun var ve eğer ciddiyetle ele alınmazsa Türkiye'nin başını her düzlemde ağrıtacak özellikler taşıyor. Bu sorunu Avrupa ile aramıza mesafe koyarak değil, bir 'Avrupalı ülke' olarak daha kolay çözebiliriz. OYAK'ın koyacağı tepkiyle başlayacak ticari yaptırımların etkili olması için ulusal bir iradeye ihtiyaç bulunuyor. Toplu bir tepki, ancak toplumsal ayrımcılığın ortadan kalktığı, yasaksız bir ülkede etkili olabilir; bu yüzden 28 Şubat'çı sınırlamaları bütünüyle ortadan kaldırmak şart.

Türkiye bu dengeyi kurmadıkça, 'Ermeni sorunu' ortadan kalkmayacak, tersine giderek büyüyecektir.


21 OCAK 2001


Kağıda basmak için tıklayın.

Fehmi Koru

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...