YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

 

 

Hangisi doğru, hangisi yanlış

Acaba neyin doğru, neyin yanlış olduğunu anlamak kolay mı? Hele rehbersiz olarak yola çıkılmışsa doğruyu nasıl bulacağını nerden bilebilirsin? Belli ilkelerin yol göstericiliğinden mahrum bulunan biri, ulaştığı bir sonuç üzerinde nasıl emin olabilir?

İmdi, kendine sorulan bir sorunun cevabı sadedinde: "Son zamanlarda din adamlarının farklı söylemlerinden dolayı neyin doğru, neyin yanlış olduğunu anlayabilmek için Kur'an'ın Türkçe mealini okuyorum" diyen birinin, böylece "doğru"yu bulabileceğine kani olabilir miyiz?

Din adamlarının (veya din bilginlerinin veya genelde yorumcuların), belli bir metinden yola çıkarak farklı sonuçlara ulaşmasının sebepleri ne olabilir? Eğer ortada "keyfî yorumlar" söz konusu değilse, onların her birinin kendine esas kabul ettiği temeller, ilkeler varbulunmuş olmalıdır. Olay yalnızca Kur'an'ı Türkçe mealinden okuyarak onun anlamına nüfuz etmeye çalışan bir "layman" açısından özellik arzetmiyor; herhangi bir insan yapısı yasa metni için de aynı zorluk sözkonusudur. Yukarıya cümlesini aldığımız kişi, dışardan biri olarak sanıyor ki, bir yasa metni bir ve yalnız bir okumaya açık bulunuyor. Öyle olsaydı, işler kolaydı! Kolaydı demem, lafın gelişi.. aslında iyi ki, öyle değil ve iyi ki, bir metin birden çok okumaya açık bulunuyor ve zamana göre biz de farklı okumaları deneyebiliyoruz.

Kur'an'ı Türkçe mealinden okuyarak ona anlam vermeye teşebbüs eden birinin bu durumu da, aslında bir okuma biçimidir. Ama böylece o metni okuyan kişi, evvelki okumaların hiç birinde bulunmayan bir sonuca ulaşırsa ne olacak? O zaman kendi ulaştığı sonucun "doğruluğu"nu ötekilere dayatmaya kalkışmayacak mı?

Bir Mevlânâ'nın, bir Yunus Emre'nin, Fuzuli'nin, Shakespeare'in, Ahmet Haşim'in, Cahit Zarifoğlu'nun vb. imzasını taşıyan metinleri bir kere okumakla işi bitirebilmiş olsaydık, onları yeniden ve yeniden okumaya ne gerek vardı? Temelde, bir yasa metnine yaklaşmakla bir şiire veya bir edebî ürüne yaklaşma arasında fark yoktur. Onları anlamaya teşebbüs ettiğimiz her defasında, kelimelerin anlamını çıkartmaktan, metnin konusunun tarihsel altyapısını ortaya koymaya ve eldeki metinle ilişkilendirmeye, yazarın kişisel durumu ile metin arasındaki ilintiye kadar bir sürü faktörün devreye girmesi gerekebilir. Bu, olayın metinle olan veçhesi; bir de okurun durumu var: onun bilgi birikimi, kişisel eğilimleri ve saire.. böylece, bir metinden her defasında farklı sonuçlara ulaşmak şaşırtıcı olmamalı. Şaşırtıcı olan, bir metinden bir ve yalnız bir sonuca ve bir tek anlama ulaşabileceğini sananların durumudur.


21 OCAK 2001


Kağıda basmak için tıklayın.

Rasim Özdenören

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...