Newsweek, Afganistan'daki katliamın korkunç boyutlarını özel dosya yaptı. ABD ve İngiliz özel timleri ile Raşit Dostum'a bağlı birliklerin katlettiği binlerce insan, Mezar-ı Şerif çevresindeki çölde kazılan toplu mezarlara gömüldü.

Amerika'da yayınlanan Newsweek dergisi, son sayısında inanılmaz bir iddia ortaya attı. Dergiye kapak olan haberde, Afganistan'daki Kuzey İttifakı güçlerinin kendilerine teslim olan yüzlerce Taliban yanlısı savaşçıyı toplu mezarlara gömerek savaş suçu işlediği belirtiliyor.

Olayda ne kadar ABD parmağı olduğu ise, tartışma konusu. Newsweek dergisinin haberine göre, Taliban güçlerinin en önemli kalelerinden biri olan Kunduz'un geçtiğimiz kasım ayı sonunda Kuzey İttifakı güçleri tarafından ele geçirilmesinin ardından 3 bin Taliban, General Dostum'un komutasındaki Kuzey İttifakı güçlerine teslim oldu. Görgü tanıklarının iddialarına göre, binlerce esir yolda ölüme terk edildi. Olayların, esir Talibanlar, Kunduz'a otomobille yaklaşık 15 dakika uzaklıktaki Şibirgan Hapishanesi'ne nakli sırasında yaşandığı bildirildi.

Sarık, takke, tesbih ve kemikler

Ocak ayında bölgeye giderek araştırmalarına başlayan bilim adamları, Taliban esirlerinin gömüldükleri toplu mezarları saptadı. İnsan hakları konusundaki araştırmalar alanında söz sahibi olan antropolog Bill Haglung, Deşt-i Leyli çölünde yaptığı araştırmalarda, etleri henüz çürümemiş insan kemikleri, ayakkabılar ve esirlere ait olan sarık, takke ve tesbih gibi çeşitli kişisel eşyaların yanısıra üzeri buldozerlerle taranmış toplu mezarları da saptadı. Katliamların yapıldığı bölgede motorize Amerikan özel güç askerlerinin görev yaptığı biliniyor. Görgü tanıkları 800 kişi kapasiteli hapishaneye götürülmek üzere yola çıkarılan 3 bin Taliban'ın kargo konteynerlerine doldurularak ölüme terk edildikleri, özellikle su ve yiyecekten yoksun bırakıldıklarını belirtiyorlar.

Binlerce insanı katlettiler

Daha önce Avrupa Parlametnosu ve Alman Meclisi'nde gösterilen konuya ilişkin video görüntülerde, ABD ve İngiliz askerleriyle Raşit Dostum'a bağlı birliklerin en az 3 bin Taliban ve el Kaide üyesini toplu olarak katledip Mezar-ı Şerif dışındaki çöle gömdükleri bildirilmişti. Cenk Kalesi'nde ABD ve İngiliz özel timleri ile Dostum'un birliklerinin işlediği toplu katliam ve bu katliamda ABD hava kuvvetlerinin silahsız yüzlerce insanı bombalaması da eklenince Afganistan'daki savaş suçunun korkunç boyutları ortaya çıkıyor.

Amerika, savaş suçlularını yargılamak için kurulan Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne de bu gerekçeyle savaş açtı. Tehdit ve şantajlar sonucu ABD askerleri 12 aylık bir süre için mahkemenin yargı yetkisinden muaf tutuldu. Uluslararası kamuoyu, ABD ve İngiliz özel timleri ile onların ortağı Dostum'un işlediği savaş suçlarının görüntüleri ile dehşete düştü.

Gizli memorandum

Newsweek'in haberinde, bu konuda gizli bir BM memorandumu yayınlandığı ve müfettişlerin bulgularını, Kunduz'dan Şıbırgan'a nakledilmeleri sırasında havasızlıktan ölen Taliban savaş tutsaklarının cesetlerinin bulunduğu toplu mezarın incelenmesine dayandırdıkları belirtilmişti.

Haberde, memorandumda siyasi hassasiyete değinilerek yargıya, doğruları araştırma komisyonuna ya da diğer alternatiflere başvurulması konusunda bir karar verilinceye kadar, davayla ilgili tüm faaliyetlere son verilmesi istendiği kaydedilmişti.

Derhal soruşturma başlatılsın

ABD'den bir insan hakları örgütü, BM müfettişlerinin "Afganistan'daki Kuzey İttifakı güçlerinin elindeki Taliban mahkumlarının katledilmesine dair soruşturma açılmasını gerektirecek delil bulunduğu sonucuna vardıkları" haberleri üzerine, soruşturma açılması çağrısında bulundu. Esirler arasında toplu ölümler olduğuna dair haberler üzerine BM ve insan hakları müfettişleri baharda bölgeyi ziyaret etmişlerdi. Katliamla ilgili araştırma yapmak için ekip gönderenlerden merkezi Boston'da bulunan İnsan Hakları İçin Doktorlar adlı örgüt, ABD ve Afganistan hükümetleriyle BM'den defalarca kapsamlı bir soruşturma başlatmalarını istediklerini bildirdi. Örgüt, hemen bir soruşturma başlatılması çağrısında bulunarak, ABD'nin bunu yapmayı reddetmesinin, savaş suçlularının yaptıklarından sorumlu tutulmaları konusundaki taahhüdünün inkarı olacağını belirtti. n İSLAMABAD