T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Kamu kimdir?
Kamusal alan nedir?

Kamusal alanda başörtüsü olmuyor... Peki kamusal alan ("kamu alanı" demek istiyorlar aslında) neresi? Bu alanı kim, neye göre tayin ediyor?

Kamusal alanı tayin eden bir "ilkeler" manzumesi var mı?

Bu ilkeler meşruiyetini nereden alıyor?

Bir dinden mi, bir öğretiden mi, bir felsefeden mi, bir "izm"den mi, bir paradigmadan mı?

Nerden?

Meşruiyetini "hukuk"tan ("tabii hukuk"tan) ve çoğulcu kültürden almayan bir varlığın kamusallığından sözetmek ne kadar doğrudur?

"Kamusal alan" dediğiniz bozulamaz, dokunulamaz, değiştirilemez, yeniden düzenlenemez, üzerinde çalışma yapılamaz bir şey midir?

Kutsal bir alan mıdır?

Bu alan nasslarla mı tayin edilmektedir?

Peki, demokrasilerde "nass"lar ve "dogma"lar olabilir mi?

Nasslar ve dogmaların belirlediği bir "demokrasi", demokrasi olabilir mi?

En önemli soru şu:

Kamu kimdir?

Bu soruyu, başta Cumhurbaşkanımız Sayın Ahmet Necdet Sezer ve "değiştirilemez hükümlümler" irad eden Anayasa Mahkemesi'nin değerli üyeleri olmak üzere, din ve vicdan özgürlüğüne ilişkin talepleri "inatlaşma" olarak yorumlayan "bağımsız" aydınlarımız cevaplasın.

Bir soru daha:

Hastaneler ve mahkemeler "kamusal alan" sayıldığına ve başörtülülere kamu hizmetinden yararlandırıldığına göre, üniversite öğrencileri niçin bu haktan yararlanamıyor?

Başka bir soru?

Gazete merkezleri (binaları) kamusal alan mıdır? Gazeteciler maaşını devletten mi almaktadır

Değilse, başörtülü gazeteciler "sarı basın kartı"ndan niçin yararlandırılmamaktadır?

"Fitre" ve "zekat", herkesin bildiği gibi dinî kavramlardır; ancak din dairesi içinde mütalaa olunacak yardım ve iane kurumlarıdır...

Soru şu:

Başörtüsünü gerekçe göstererek "dinî görünürlüğe" kamusal alanda hayat hakkı tanımayanlar, niçin okullarda dağıttıkları zarflarla fitre ve zekat toplamaktadırlar?

Fitre ve zekat, kamusal bir zorunluluk mudur?

Dinen verilmesi farz olan zekatla, vacip olan fitrenin toplanmasını "resmî kayıt" altına alan devlutlu, bu davranışını "laik demokratik hukuk devleti" ilkesiyle nasıl bağdaştırmaktadır?

Tekrar gibi olacak ama, üzerine basa basa yinelemekte yarar var:

Başörtüsü dinî bir ödevdir.

Bu konuda (Diyanet İşleri Başkanlığı'nın görüşü dahil) yüzlerce, binlerce "fetva" bulunmaktadır.

Zekat ve fitre de dinî bir ödevdir.

Bu konuda da yüzlerce, binlerce fetva bulunmaktadır.

Kamusal alanda başörtüsü olmuyorsa, fitre ve zekat da olmamalıdır.

İsteyen zekatını ve fitresini bir hayır kuruluşuna, bir vakfa, bir derneğe, bir şahsa, ya da THY ve Çocuk Esirgeme Kurumu gibi "kamu yararına" faaliyet yaptığı öne sürülen kurumlara bağışlayabilmelidir.

Dolayısıyla, isteyen "başörtülü", isteyen "başörtüsüz" kamusal alanda varolabilmelidir...


30 Kasım 2002
Cumartesi
 
MEHMET E. YAVUZ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED