AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Reddetmek, yetenek kazandırmaz!

Şu gençlerden bazıları bir âlem doğrusu; önlerindeki en son şiir dönemini/kuşağını ancak reddederek, küçümseyerek, hafife alarak ve kimi zaman da yok sayarak kendilerine bir yer açılacağını sanıyorlar.. Üslûbundan ön yargılarla, peşin hükümlerle kaleme alındığı açık olan birtakım yazılar yayımlıyorlar..

(Burada elbette, anlama/anlamlandırma gayreti içinde olup da, teşrih masasına yatırılan bir dönemin artılarıyla eksilerini benzer bir zaviyeden ele alan değerlendirmeleri -görüldüğü gibi- parantez içinde tutuyoruz.)

Türk şiirinin o dönem eliyle aradığı/bulduğu poetik/estetik istikametin ve bu istikametin günümüze de yansıyan birtakım nitelikli kazanımlarının üzerini toptancı yaklaşımlarla örtmenin etik vebâlini üstlenmek bir yana, poetik/estetik aydınlanmanın doğurduğu sonuçların ve bu sonuçların günümüz şiirinin şekillenmesindeki katkılarını inkâr etmenin kendilerine prestijli bir konum sağlayacağına inanıyorlar..

Ne boş inanış ve ne büyük aldanış!

Bu gençlerin şiir çevrelerinde herhangi bir varlık bulmaları, sanki sadece buna bağlıymış ve sanki oraya koydukları şiir çalışmaları, bir önceki dönemin şairleri tarafından Türk şiirine kazandırılan (ve hâl-i hazırda kazandırılmakta olan) çeşitli çaptaki eserlerin gölgesinde kalacak ve bu gölge şiirlerinin üzerinden hiç silinmeyecekmiş gibi..

Daha da önceki dönemlerden belledikleri üç-beş ismin şiir dünyalarında gezinmek (Kimi zaman, o dünyaların şiirsel yoğunluğu altında ezilmek pahasına!) ve bu isimleri gündemle tutmakla (Bu isimler zaten gündemde ya, olsun!) karşı çıktıkları dönemin şiirine 'yorgunluk' katacaklarını vehmediyorlar..

Bu gençlerin, altına seve seve imza attıkları bir başka yönelimse şu: Şiirleriyle varolmak yerine, 'şairlik'leriyle varolmayı yeğlemeleri.. Vitrin bulmak ve afişe olmakla şiir hanelerindeki katsayının artacağını zannetmeleri.. Ee, ne de olsa, buna uygun bir yapılaşma, tüm birimleriyle onları kışkırtmayı sürdürüyor günümüzde! Örneğin, bunun en ucuz, kolay ve maliyetsiz yolu, aynı anda birkaç dergide birden 'görünmek', kendini 'göstermek'tir. İsimleri eskiyor, hatta deyim yerindeyse kirleniyor ve çoğu zaman yazdıkları da okunmuyor, farkında değiller! Halbuki, yeri ve zamanı geldiğinde, bir şair kendini ve şiirini özletebilmeli, sesini unutturabilmelidir..

Bana sorarsanız, vahim bir yanlış, kendileri adına büyük talihsizliktir bu yaptıkları!

Oysa, eser ('Kitap' demiyorum, dikkat!) ortaya koymadan veya bir eser inşasına çabalamadan kendi şiirini/şairliğini salt önündeki dönemin reddine, inkârına endekslemek, hiçbir genç şaire yetenek kazandırmadığı gibi katma değer de sağlamaz!

Türk şiiri, gençlik çağında tabir caizse üzerine tükürdüğü bir dönemin şiirini, daha sonra "Türk şiirinin en son ve güçlü atılımı" diyerek, göklere çıkaran ve dolayısıyla tükürdüğünü yalayan şairlerle de karşılaştı. Genç şairler bunları görmeli, bilmeli ve unutmamalı..

Yakın dönemin ıskartaya çıkardıklarına bir bakınız: Bir sürü şiir ve şair, üstelik vesaireleri de cabası..

Iskarta özlemcilerine duyrulur..

Buyrun, reddedin!

Reddetmek kolay; zor olan, eser ortaya koyabilmek!

Her zaman ve daima...


15 Eylül 2003
Pazartesi
 
İHSAN DENİZ


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED