AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Bankalar nasıl denetlenir?

BDDK bünyesinde faaliyette bulunan ve temel görevi bankaların denetlenmesi ve mali yapılarının izlenmesi olan Bankalar Yeminli Murakıpları'nın Başkanı olan kişinin istifa ederken söyledikleri insanın kanını donduracak cinsten.

İstifa eden Başkan özetle diyor ki, İmar Bankası'nda yapılanları, 'özellikle çift kayıt olayını tespit etmemiz mümkün değildi, her şubeye denetçi gönderecek durumda değiliz, bu işi bizden daha iyi yapacak birisi varsa buyursun gelsin'.

Bu açıklama aslında bir itiraftır. BDDK ve Bankalar Yeminli Murakıpları Kurulu'nun İmar Bankası'nda meydana gelen ve eşi benzeri görülmemiş uygulamaları zamanında tespit edemediğinin itirafı.

Peki gerçekten İmar Bankası'nda yapıldığı iddia olunan usulsüzlüklerin önceden, işlemler bu boyuta varmadan ortaya çıkarılması çok mu zordu? Bu sorunun cevabından önce bankalardaki denetimin nasıl yapıldığına bakalım.

Bankaların denetimi normalde belirli bir program dahilinde gerçekleştirilir. Bankalar önceden belirlenmiş takvim çerçevesinde, Bankalar Yeminli Murakıpları tarafından denetlenir. Program dahilindeki olağan denetimler hem bankaların genel merkezlerinde ve ağırlıklı olarak şubelerde yerine getirilir. Denetimler, banka merkezlerinde ve şubelerindeki tüm işlemleri kapsar. Hatta vergi mevzuatına aykırı işlemler dahi Bankalar Yeminli Murakıpları'nca inceleme konusu yapılır. Şube kayıtlarının genel merkez kayıtlarına uygunluğunun ya da uygun olmadığının belirlenmesi belki olağan denetimlerin en temel ve vazgeçilmez unsurudur.

Şubelerin mali tablolarındaki verilerin şube kayıtlarına uygunluğunun ortaya çıkarılması için de benzer şeyler söylenebilir. Şube kayıtları ile şubenin mali tabloları arasında önemli miktarda farklılık var ise, bu farklılığın tespiti için ana kalemlerin biri ya da birkaçı üzerinde yapılacak incelemede tutarsızlıklar rahatlıkla belirlenebilir.

Olağan denetimler dışında ihbar veya şikayet üzerine yapılan denetim türünde, inceleme ihbar konusu ile sınırlıdır. Ancak, ihbar üzerine denetim yapılırken ihbarda yer almayan konu ve işlemlerde mevzuata aykırılık tespit edilirse, inceleme kapsamı genişletilir.

İMAR BANKASI'NDAKİ SORUN

BDDK tarafından yapılan resmi açıklamalara göre İmar Bankası'nda mevduat hesapları için çift kayıt tutuyordu. Şubenin detay kayıtlarında gerçek mevduat miktarı yer almasına rağmen bu rakamlar şube için üretilen mali tablolarda farklı gözüküyordu. Bir başka ifade ile şube kayıtları ile mali tablolar arasında bilinçli bir tutarsızlık meydana getirilmişti. Doğal olarak BDDK'ya gönderilen rakamlar da gerçek rakamlar değil, şubelerin mali tablolarında belirtilen rakamlardan oluşuyordu.

İddiaya göre, özel olarak geliştirilen bilgisayar programı tarafından kayıtlar üzerinde değişiklik yapılıyor ve şubelerin mali tabloları da merkez tarafından üretilerek şubelere gönderiliyordu. Şubelere kendi mali tablolarını üretme konusunda inisiyatif tanınmıyordu. Bu arada anti parantez belirtmekte fayda var: Mali tablolar merkez tarafından gönderilse de şube müdürlerinin sözkonusu tutarsızlığı fark etmemeleri mümkün değildir. Bir şubenin örneğin, 60 trilyonluk mevduatı olduğunu varsayalım. Merkezden gönderilen ve o şubeye ait bilançoda ise mevduat miktarı 5 trilyon lira olarak gözüküyor olsun. Bu kadar büyük farklılık şube müdürü, hatta diğer şube yetkililerinin birçoğunun dikkatini çekecektir. Bankacılıkta teşvik primlerinin mevduat miktarı esas alınarak belirlendiği gerçeği de hesaba katılırsa şube müdürlerinin büyük bölümünün çift kayıt olayına vakıf oldukları sonucuna varılabilir.

DENETİMDE ORTAYA ÇIKAR MI?

Yukarıdaki açıklamalar dikkate alındığında, Bankalar Yeminli Murakıpları'nın İmar Bankası'ndaki çift kayıt işlemlerini kolaylıkla ortaya çıkarmaları gerekirdi. Çift kayıt olayı, kısa zaman diliminde olmuş ve bitmiş bir işlemler bütünü değildir. Yıllardan beri yapılan ve sürekli tekrarlanan bir uygulamadır.

Diğer taraftan, iddia konusu usulsüzlüklerin belirlenmesi için bütün şubelerin incelenmesi de gerekmiyordu. Çift kayıt uygulaması tüm şubelerde gerçekleştirildiği için herhangi bir İmar Bankası şubesinde yapılacak denetimde olay zorlanmadan gün ışığına çıkartılabilirdi.

Mevduat rakamlarının on katından daha düşük bir oranda eksik gösterilmesi gibi olayların uzun süre gizli kalması da mümkün değildir. Zira, yapılan usulsüzlük işleminin gerçekleştirilmesi için yüzlerce insana ihtiyaç duyulmaktadır. Bu insanlardan birisinin sahip olduğu bilgiyi bir şekilde ilgili yerlere ulaştırmış olması da ihtimal dahilindedir. İmar Bankası'nın sahiplerinin lüks yaşamları, bol para harcamaları elbette sadece magazin konusu olmaz. Bu konu birçok ülkede istihbarat örgütlerinin de ilgi alanına dahildir.

Şunu anlatmaya çalışıyorum: İmar Bankası'ndaki çift kayıt olayının, bankaların olağan denetimlerinde rahatlıkla ortaya çıkarılması mümkündü. Söz konusu işlemlerin daha önce ihbar konusu olması da ihtimal dahilindedir. Bu konuda istihbarat birimlerinin kayıtlarında da bir şeyler olması gerekir.

İmar Bankası'ndaki yolsuzluk iddiaları doğru ise yenilir yutulur gibi değildir. Devlete ve sonuçta vergi mükelleflerine, yani tüm topluma 6 milyar dolarlık yük getiren bir suistimal iddiası ağırlığına uygun şekilde soruşturulmalıdır.

Soruşturmanın başlaması gereken yer BDDK'dır.

Umarım BDDK diğer bankalardaki denetimi de İmar Bankası'ndaki gibi yapmıyordur.


15 Eylül 2003
Pazartesi
 
NURETTİN CANİKLİ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED