AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
BM bitiyor, AB bitse ne farkeder!

Dış politikayı, özellikle de Irak'ta atacağımız ya da atmayacağımız adımları tasarlarken "Kuzey Irak, Kürt, Kadek, Türkmen dörtgeni"nin biraz olsun dışına çıkmanın zamanı geldi. İki açıdan geldi… İlki, Türkiye'nin yıllardır bu parametreler üzerinden yürüttüğü bölge politikası ile bir adım yol alamayacağı anlaşılmıştır. Ne yazı ki Ankara, abarttığı bu korkunun esareti altındadır. O kadar ki, asker gönderme kararını meşrulaştırmak için, birliklerin görev bölgesine intikal hattının Kuzey Irak'tan geçecek olması bile bir politik avantaj olarak takdim edilmektedir. Irak perspektifi, Türk askerinin Bağdat-Selahaddin hattına giderken Kuzey Irak'taki hassasiyetleri de bir kalemde gidereceği hayaline kadar gerilemiştir.

Türkiye'nin aklını başına toplamasını zorunlu kılan temel faktör bundan daha önemli bir başka politik üstyapıyla ilgilidir. Önceki gün Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun açılışında sergilenen ayrışma gözardı edilemeyecek kadar önemlidir. Genel Sekreter Kofi Annan'ın ABD-İngiltere dışında kalan dünyanın vicdanı olarak dile getirdiği gerçekler yeni dönemin ne kadar karanlık olacağını gösteriyor. Annan, Amerika'nın "önleyici vuruş doktrini" adını verdiği gerçekte başına buyrukluktan başka bir anlamı olmayan yeni güvenlik politikasını reddederken dünyanın geri kalanını da bir tercihle karşı karşıya bırakıyor. Annan, Bush doktrininin dünyanın barış ve güvenliğini tehdit ettiğini de söyleyerek bir anlamda terörle mücadele konsepti içinde bizzat terör yapıldığını söylemek istemiştir.

Şu halde dünya, ya Amerika'nın dilediği gibi operasyonlar yapabildiği bir Teksas kasabası olacak, ya da hiç olmazsa eskisini aşmayacak bir düzensizliği koruyabilecek. İkilem budur…

Türkiye de Irak'a asker gönderecekse bu kararın tekabül ettiği pozisyonu da hesaba katmak zorundadır. BM'nin alenen işgal ve hukuksuzluk olarak tanımladığı, meşrulaştırmak için hiçbir bahane bulunamayan bir harekata ortak olmanın doğuracağı problemleri tartmaya mecburdur.

ABD, kendi iradesini kısıtlayan herhangi bir BM kararını istemediğini bir kez daha ilan etmiştir. Bush, bundan tam bir yıl önce aynı salonda söylediği "Irak'ta ya bizimle berabersiniz ya da karşısınız" cümlesinden geri dönmüş değildir. Dünyanın ne düşündüğü de umurunda değildir. ABD Başkanı sadece, herkesin kendisi gibi düşünmemesini umursar görünmektedir.

Bu tablo bir anlamda BM'nin siyasi olarak sonunun da geldiğini göstermektedir. İşler yoluna girecek olsa bile ABD'nin yaptığı yanına kâr kalacağı için hiçbir ülke Birleşmiş Milletler'in otoritesini ciddiye almayacaktır. Ama, ABD ayaklarının üzerinde kalacak diye onun yanında saf tutanların uluslararası arenada kârdan pay alacaklarını düşünmeleri de hayaldir. Dolayısıyla Türkiye, bu göz göre göre gidişe rağmen bir başka ülkenin toprağına asker gönderecek olursa, bunun politik faturasını ödemek zorunda kalabilir. Kendi hedefleriyle, mesela AB ile yüzleşme zamanı geldiğinde ABD'nin IMF'ye verdirttiği kredinin ortaya çıkan hasarı karşılamaya yetmediğini görebilir.

Bugün Avrupa'da Almanya-Fransa-Rusya üçlüsü birlikte bir süper gücün tüm fonksiyonlarını içeren yeni bir ittifak kuruyor ve AB'nin bir türlü sahip olamadığı siyasi gücü bu yolla ikame ediyor.

Türkiye ise, AB'ye bir kalemde aktarabileceği siyasi ve askeri gücünün farkında olamadan, ABD ile onlarca kez oturduğu Irak masasını bir kez olsun Avrupa ile kurmayı önermiyor bile… Böyle bir girişimin ayrıca, Avrupa'yı Türkiye'nin üyeliği konusunda ciddi bir karara zorlayacağı seçeneğini de değerlendirmiyor.

Ankara, bir daha seçilip seçilemeyeceği belli olmayan Bush yönetimiyle, geleceğini bağlayan işbirliğinin imkanlarını sonuna kadar deniyor ama öte yanda AB üyelik sürecini nasıl bir tehditle karşı karşıya bıraktığını farkedemiyor.

Yoksa, "Nasıl olsa BM bitiyor, AB de bitse ne fark eder. Kalıcı olan ABD…" diye mi düşünülüyor?


25 Eylül 2003
Perşembe
 
MUSTAFA KARAALİOĞLU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED