AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

G Ü N D E M
'Dinî konuları din adamlarına bırakın'

Dinî konularda ilgisiz ve yetkisiz kimselerin konuşmasını doğru bulmadığını belirten Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, "Din konusunda bir şey denilecekse, onu biz demeliyiz" dedi.

  • KEZBAN BÜLBÜL / ANKARA
    Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, dini anlarken ve yorumlarken içinde yaşadığımız çağın şart ve ihtiyaçlarını da göz önüne almak gerektiğini söyledi. Dinde yenilik ve yeni projeler kavramının yanlış anlaşılabildiğini belirten Bardakoğlu, hiçbir zaman dinin temel esasları ile ilgili bir yenilik tasavvuru olamayacağını belirtti.

    Bardakoğlu, "Dinler bu temel ilkeler sabit kaldıkça anlamlıdır ve fonksiyonunu icra eder. Dinler insanların bir ürünü değildir, Yüce Yaratıcı'nın bildirimidir. O halde biz, yenilik ve yenileştirme derken dinin özünde değil, bizim onu algılayış biçimimizde iyileştirmeden, değişiklikten ve yenilikten söz edebiliriz" dedi.

    '70-80 yazarla anlaştık'

    Dini yayınların içeriğini ve muhatap kitlesini gözden geçirdiklerini belirten Bardakoğlu, "Mesela kadınlar konusunda, çocukların eğitimi konusunda, kimsesizler, özürlüler, yabancılar, İslam dinini yeni tanıyan kesimler ve gençlik alanında ve onlara yönelik yayınlar yapmamız gerekiyor. Aynı kitabı hem gençlere, hem yaşlılara hem aydınlara veremeyiz. Bu projeyi başlattık. Şu anda 70-80 yazarla belli mutabakatlar sağladık. Yakında bu çağda İslam nasıl algılanmalı, kadın, aile, çocuk, diğer dinlere bakış konusunda Türkiye'nin birikimini bu yayınlara yansıtmak istiyoruz. Diyanet Çocuk Dergisi'ni iyileştirmeye çalışıyoruz. Yayınlar önemli bir hizmet alanı. Diyanet'in bunu şimdiye kadar yeterince doyurucu yaptığını söyleyemeyiz" diye konuştu.

    'Hiç öğretmemek, yanlış öğretmekten iyi'

    Kur'an kursunda okuyan çocuklar için "Dinimi Öğreniyorum" adında kitap hazırladıklarını ve 1 milyonun üzerinde dağıttıklarını belirten Ali Bardakoğlu, en tehlikeli durumun bir dinin yanlış öğretilmesi olduğunu söyledi. Bardakoğlu, çocuklara din eğitimi konusunda Milli Eğitim Bakanlığı ile bir irtibatlarının olup olmadığı sorusuna ise "Şu anda yok. Ama görüş alışverişinin ve işbirliğinin gereğine inanıyorum" diye cevap verdi.

    Diyanet İşleri Başkanlığı'nın toplumu din konusunda aydınlatmak ve din hizmetlerini yönetmek gibi iki temel görevi olduğunu kaydeden Bardakoğlu, "Din konusunda bir şey denilecekse, onu biz demeliyiz. Bunu da ilgisiz ve yetkisiz kimselere ve mercilere sorarak, başkalarından emir alarak değil, özgürce doğru bilgiyi üreterek yapmalıyız. Dini anlarken ve yorumlarken sadece geçmişi ve geleneği değil içinde yaşadığımız çağın şart ve ihtiyaçlarını ve insanlığın ortak değerlerini de göz önüne almak zorundayız. Din konusunda otorite bilgidir, Diyanet İşleri Başkanlığı değildir. Başkanlık sağlam bilgiyi üretebildiği ve onunla birlikte yürüyebildiği sürece otorite olur. İslam dünyasında bugüne kadar otorite hep bilgi ve bilimsel zihniyet olmuştur" dedi.

    'Kadınların sorunlarıyla ilgiliyiz'

    Kadınların ciddi sorunları olduğunu belirten Bardakoğlu, şu görüşleri dile getirdi: "Kadınlar toplumun ortak nimetlerinden daha az yararlanıyorlar. Kadınlarımız eğitimden, din konusundaki eğitimden dahi yeterince faydalanamıyor. Mesela töre cinayetleri. Kız çocuklarına karşı erkek çocuklarına gösterilmeyen bir ayrımcılık yapılıyor. Bu bir hak ihlalidir, bu bir mağduriyettir. Bunun dinle bir ilgisi yok. Din hiçbir zaman kadın ve erkeğe ayrım yapın, erkeklerin önüne nimetleri serin, kız çocuklarını da bunlardan mahrum bırakın demez. Ancak insanlar kendi yanlışlarını dine onaylatmaya çalışırlar. Bizim buna hemen müdahale etmemiz gerekiyor. Açık söyleyeyim, toplumda kadınlar konusunda hak ihlali varsa bu dinle ilgili değildir, bu sizin kendi ürettiğiniz, takip ettiğiniz düşüncelerin ürünüdür. Dine inanıyorsanız, ayrımcılık yapamazsınız. Hele cinsiyet ayrımcılığı hiç yapamazsınız. Kadın örgütleriyle de sorunların çözümü için ayrı ayrı görüşüyoruz."

    'Hacca bir kez gidin, başkalarına yer açın'

    Bardakoğlu, hac başvurularında bu sene artış yaşandığını belirterek, "Bu sene 217 bin kişi başvurdu, mükerrerleri çıkardık 208 bin kişi kaldı. Şu anda kontenjamınız ise 70 bin. Gönlüm istiyor ki hacca gitmek isteyen bütün vatandaşlar gidebilsin, ancak, altını çizerek söyleyeyim, hacca ömründe bir defa gitsin. Benim İstanbul'dan kızım ve damadım kuraya girdi, yedeklerin arasında kaldı. Kurada ismi çıkmayan vatandaşlar üzüntüyle itiraz ediyorlar, ama ne yapalım. Tabiî kontenjan alabilirsek gidebileceklerin sayısı biraz daha artar. Yedekte bekleyenler bizden, il müftülüklerinden gelecek açıklamaları beklesinler" dedi.

    'Din görevlisi 24 saat sorumludur'

    Son günlerde gündemde olan din görevlilerinin sendikal faaliyetlerini de değerlendiren Bardakoğlu, "Din görevlilerimizin özlük haklarının en başta gelen savunucusuyum. Şu anda kamu görevlileri arasında en düşük maaş alanlar bizim din görevlilerimiz. Ama din hizmetinin sendikal çekişmelere kurban edilmesini doğru bulmuyorum. Din adamının saygınlığının sendikal çatışmalarla yıpratılması doğru değil. Din görevlisinin işi sadece camide ezan okumaktan, namaz kıldırmaktan ibaret değil. Bugüne kadar da böyle olmadı. Din görevliliği 24 saat taşınması gereken bir sıfattır, bir sorumluluktur" dedi. "Peki bu söyledikleriniz, halen sendikalara üye olanlar üzerinde bir baskı anlamına gelir mi?" sorusuna ise Bardakoğlu şu cevabı verdi: "Biz sendikalara üye olan ve bu faaliyetlere öncülük eden kimselerin din görevlileri üzerinde baskı kurmasına hiçbir zaman imkan vermeyiz. Bir sendikaya üye olmak bir din görevlisi için avantaj veya dezavantaj olmamalıdır. Bunun aksi de geçerlidir. Bir sendikaya üye olmak hiçbir zaman ona karşı bizim tavrımızı ve bakışımızı değiştirmez. Şayet Diyanet camiasında sendikal hakların yaşamasını istiyorsak, bu sendikal hakları kullananların çok özenli davranması gerekiyor. Bu ince çizgiye dikkat etmeleri gerekiyor."

    Diyanet'in BAŞÖRTÜSÜ KONUSUNDA FETVASI VAR

    Başörtüsü ile ilgili görüşlerini de dile getiren Bardakoğlu, bu konunun bir dini yönü bir de hukuk düzeniyle ilgili yönü olduğunu belirterek, "Diyanet İşleri Başkanlığı ve din adamları bu konunun sadece din kısmıyla ilgili görüş bildirmeli ve başkaları bu konuya karışmamalıdır. Din alanında uzman olmayanlar bu konuda, yani başörtüsünün dini hükmünün ne olması gerektiği konusunda açıklama ve yönlendirme yapmamalıdır. Din adamları da konunun siyasi yönüyle ilgili değerlendirme ve yönlendirme yapmamalıdır" dedi. Başörtüsü konusunda Din İşleri Yüksek Kurulu'nun fetvası olduğunu hatırlatan Bardakoğlu, şöyle konuştu: "14 asırlık tecrübe de bize gösteriyor ki İslam toplumunda kadınlar ve erkekler bugüne kadar başörtüsünü dini bir gereklilik olarak algılamışlar ve görmüşlerdir. Farklı görüşler olsa bile kahir ekseriyetin görüşü bu yöndedir. Uygulama da bu yöndedir. Konunun dini yönünde çok ciddi bir tartışma yoktur. Onun için de biz konunun dinle ilgili kısmını din bilginleri tartışsınlar diyoruz."

    Türkiye'nin İslam konusundaki birikimini hem AB'ye hem de bütün dünyaya iyi anlatmak gerektiğini belirten Bardakoğlu, "Türkiye'de diğer dinlerle barış içinde yaşama tecrübesi çok zengin ve köklü. İslam'ı anlama, İslam'la modern hayatı uzlaştırma, Osmanlı aydınlarının tabiriyle 'dinli hayat, hayatlı din' konusunda diğer İslam ülkelerine göre hayli farklı bir tecrübeye ve mesafeye sahibiz" dedi. Bardakoğlu, şöyle konuştu: "Artık insanların özgürlük içinde kendi dinlerini yaşayabilecekleri bir ortama doğru gidilmeli. Müslümanlık buna en uygun din. Müslüman kendine özgüveni olan insandır. Biz şimdiye kadar kendimize özgüven duyduğumuz için, kendi dindarlığımızla mutlu olduğumuz için başkalarına hep özgürlük tanıdık. Kendisine, kendi bilgisine, kendi dinine ve dindarlığına güvenmeyen insan başkasını kendine benzetmeye çalışır. Bu Batı açısından daha doğrudur. Avrupa gerçekten barışı ve dinlerin barışa katkısını istiyorsa, Avrupa içinde Türkiye yer almalıdır. Avrupa'nın bir Hıristiyan kulübü olması fevkalade yanlış olur."



  • 29 Ağustos 2004
    Pazar
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED