AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Savaşsız barışın yolu

Batı dünyası, yeni yüzyılda savaşları Avrupa ülkelerinden Asya ve Afrika ülkelerine taşıdı. Dünyadaki savaşların tamamı, Avrupa ve Amerika dışında yer alan ülkelerde bütün hızıyla devam ediyor. Filistin ve İsrail savaşı Ortadoğu'nun kalbinde yalnızca Filistinlilerin değil, bütün Müslüman ülkelerin finansal sermayesiyle birlikte entellektüel sermayesini de eritiyor. İsrail izlediği savaş stratejisiyle, Filistinlilerin yanında kendi kaynaklarını da yok ediyor.

Kafkaslar'da Şeyh Şamil ile doruk noktasına ulaşan savaş "Çeçenistan'da yeni boyutlar kazanarak devam ediyor. Rusya Kafkaslar'da savaşsız barışın silahlarla yapılamayacağını göremediği için, silah gücüyle özgürlük taleplerini bastırabileceğini sanıyor. Filistinliler gibi, Çeçenler de silahsız da savaşılabileceğini düşünemiyor. Bu yüzden, Kafkaslar'daki savaş "Grozni"den Moskova'ya taşındı.

Amerika elinin altında dünyanın en güçlü ordusu var diye, Irak'ta ortaya çıkan her sorunu silahla çözebileceğini düşünüyor. Bunun için, dayatmacı yönetimi yıkan Amerika, çiçeklerle karşılanmayı beklerken tam tersine silahlarla karşılandı. Amerika Irak'ta denetimi ele geçiremediği gibi, her gün yüzlerce kişinin ölmesini de önleyemiyor.

Savaşlar Müslüman ülkelerin ekonomik, siyasal ve kültürel kaynaklarını yok ediyor. İslam dünyası, Batı'dan alınan silahlarla Batı ile savaşılamayacağını görmelidir. Türkiye başta olmak üzere, bütün Müslüman ülkeler, silahlanmaya yaptıkları yatırımın yarısını eğitim ve üretime yönlendirselerdi, İsrail ile Rusya'nın bütün şirketlerini toptan satın alabilecek bir üretim ve sermaye gücüne ulaşırlardı.

Gelecek kuşaklar "Müslümanlar ne kadar az ekonomi ve işletme biliyormuş" diyeceklerdir. Müslümanların bugün de, savaş deyince akıllarına yalnızca, tanklar, toplar ve tüfekler geliyor. Filistin, Çeçenistan ve Irak'ta kimsenin aklına silahsız da savaşılabileceği gelmiyor. Savaşın da binbir çeşidi vardır. Silahla yapılan savaş, bir sorun çözmede en son başvurulacak yoldur.

Rusya'nın büyük güç olma özelliğini yitirmesiyle, cephe savaşları ve düzenli orduların önemi kalmadı. Bunun için, Rusya ile savaşmak üzere örgütlenmiş Amerikan ordusu Irak'ta ne yapacağını ve nasıl savaşacağını bilemiyor. Çünkü karşısında kendi ordusu gibi, örgütlenmiş bir ordu yok. Elbette bu Irak'taki direniş güçlerinin başarılı olacağı anlamına gelmez. Şeyh Şamil'in güçleri de Ruslar'a karşı otuz sene direndi. Ancak onlar silah dışındaki silahları iyi kullanmayı bilmedikleri için, Kafkaslar'dan Anadolu'ya çekilmek zorunda kaldılar.

Toplumların gücü bir buzdağına benzer. Ordu, toprak ve nüfus büyüklüğü, doğal kaynaklar buzdağının deniz üstünde kalan, görünen kısmıdır. Buzdağının görünmeyen, su altında kalan kısmı ise, eğitim almış insan kaynakları, risk almasını ve yenilik yapmasını bilen yönetici kesim, bilgi ve teknolojik birikimden oluşur.

Silah insanları öldürür, bilgi ve erdem diriltir.

Savaşsız barışın yolu silahla değil, bilgi ve erdemle açılır.


29 Ağustos 2004
Pazar
 
NAZİF GÜRDOĞAN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED