AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
K Ü L T Ü R
Mısır ile birleşen kader

Cihan Sedat'ın ülkesinin kaderiyle birleşen öyküsünü anlatan 'Piramit Yolunda Aşkın ve Devrimin Hikayesi', Mısır'da1952'de gerçekleşen devrime, içinde yer almış bir kadının gözünden tanık olma şansı veriyor.

  • ELİF YILDIZ
    1970 yılında Mısır'ın başına geçen ve 11 yıl iktidarda kalan Mısır'ın eski cumhurbaşkanı Enver Sedat'ın eşi Cihan Sedat tarafından kaleme alınan 'Piramit Yolunda Aşkın ve Devrimin Hikayesi' isimli kitap Duygu Günkut'un çevirisiyle Kaknüs Yayınları arasından çıktı. Cihan Sedat'ın ülkesinin kaderiyle birleşen öyküsünü son derece sürükleyici bir dille anlatan kitap, Mısır'da 1952'de Cemal Abdülnasır'ın gerçekleştirdiği devrime, tam ortasıda yer almış vatansever bir kadının gözünden tanık olma şansı veriyor. Cihan Sedat, kitabı yazım sürecinin başında Enver Sedat hakkında bir anlatı yazmak niyetiyle kalemi eline almış fakat kitap, Mısır'ı Mısır dışında konuşan insanların yanlış kanaatlerini değiştirmek amacına dönüşüp kısa bir "Mısır tarihi" kitabı halini almış. Kitap, 1952'deki askeri darbeden, Enver Sedat'ın 1977'de Kudüs'e gidişine, 1979'da İsraille barış imzalamasına ve 1981'de bir suikaste kurban gitmesine kadarki dönem içerisindeki Mısır tarihi ile İslam dini ve aile merkezli Mısır toplum yapısında büyük rol oynayan gelenekler hakkında geniş bilgi içeriyor.

    Hizmete adanmış bir hayat

    1933 yılında İngiliz bir anne ve Mısırlı bir babanını kızı olarak Kahire'de dünyayaya gelen Cihan Sedat İngiltere'nin Mısır'ı işgal etmesine karşı çıktığı için yıllarca hapis yatmış olan Mısırlı subay ve dava adamı, kendisinden 15 yaş büyük Enver Sedat'la evlendiğinde henüz 16 yaşındaydı. Başkan Nasır'ın yakın arkadaşı olan Enver Sedat'a Nasır'ın ölümüyle Mısır Devlet Başkanlığı'nın yolu açılınca Cihan Sedat da Mısır'ın "first lays"si oldu. Mısırlı kadına mesleki eğitim ve üniversite bursu veren Talla Society'nin kurulması ve Mısır kadınına daha fazla hak ve özgürlükler tanıyan Mısır Medeni Kanunu'nun çıkarılmasına öncülük eden ve Mısır'daki gazetelerde fotoğrafı yayınlanan ve yurtdışına çıkan ilk devlet başkanı eşi olan Cihan Sedat, hayatının büyük bir kısmını toplumsal hizmetlere adadı. Bunların başında Mısır-İsrail savaşı sırasında hastabakıcılık yapması ve 1972'de Vefa ve'l-Amal adında savaş gazileriyle birlikte yaşayabilecekleri bir şehrin kurulmasına öncülük etmesi sayılabilir.

    Bir ümit ve köprü kitabı

    Ortadoğuda aşkın ve devrimin, savaşın ve barışın, yaşamın ve ölümün yoğrulduğu bir hikayenin kahramanı olan Cihan Sedat, kitabına, kocası Enver Sedat'ın 1981 yılında Mısır'ın bağımsızlığının kutlandığı törende yapılan resmi geçit sırasında saldırıya uğrayarak öldürüldüğü günden başlıyor. Geri dönüşlü, ileri gidişli bir anlatım tarzıyla anılarını aktaran yazar, 'Bu kitabı yazmak benim için hiç kolay değildi, hiç hatırlamak istemediğim günlere geri döndüm ve bir daha asla yaşayamayacağım huzur ve mutluluk dolu günlerimi hatırladım' diyor ve ekliyor 'Bu kitap benim kültürümle sizinki arasında bir köprü olsun, bir ümit kitabı olsun.' Enver Sedat Arap Birliği yerine Mısır'ın kendi amaçları üzerine bir politika kurgulamayı seçmesiyle Mısırda sosyal değişimin liderliğini üstlenen; gönüllü ordusuyla kadın hakları konusunda çalışmalar yapan Cihan Sedat, kitabında yaptığı çalışmalar neticesinde radikal çevrelerce anlaşılamamaktan yakınıyor.

    Müslüman kadının durumunun sorumlusu Kuran değil

    "Müslüman kadınların içinde bulunduğu durumun sorumlusu Hz. Muhammed ya da Kuran değildir." diyen Sedat, Kuran'ın yaşam boyunca da ölümde de kadın ve erkekleri eşit tuttuğunu söylüyor. "Kutsal Kitabımız kadınları lider olmaları konusunda da yüreklendirir". Cihan Sedat Kuran'dan bir ayetle verdiği örnekle de bu görüşünü destekliyor: Neml suresinin 23. ayetinde der ki: "Evet , onlara hükümdarlık eden, gerçekten de kendisine her şey verilen bir kadın buldum; ve onun kocaman bir tahtı var."

    Kocamın katilini bile savunmamı istedi

    41 yaşında Üniversiteye başlayarak doktorası alan Cihan Sedat, Mısır'da maruz kaldığı baskılara da değiniyor. Enver ölmeden önce kendisine "kahramanların anası ve ay yüzlü" diye hitab eden halkın; eşi öldükten sonra kendisine karalama kampanyası başlattığını ve hakkında açılan davaların çılgınca artışı karşısında çaresiz kaldığını anlatırken, kocasının katilinin avukatının dahi onu mahkemeye vererek savunmasını istemesi karşısında: "Ona ne demem gerekiyordu ki? Kocamı öldürmekle çok iyi yaptığını mı?" diye sorarak kızgınlığını dile getiriyor.

    İran ihtilalinin yolda olduğunu hissettim

    Cihan Sedat, kocasının devlet başkanlığı döneminde Arap ülkeleriyle yoğun bir ilişki içerisinde olduğunu anlatırken; ilginç anılarına da yer veriyor. Şah dönemi İran seyahati izlenimlerini aktaran yazar 'Şah misafirleri konumunda bize gösterilen modernliğin yanı sıra zenginlerle fakirler arasındaki uçuruma tanık oluyorduk. Dünya üzerinde bir çok gösterişli partiye katılmıştık ama İran'da katıldığım parti gibisine rastlamamıştım. İran'ın fakir bir memleket olduğunu düşününce bu bana aşırı gelmişti. Kocaman eve çıkan merdivenler kristalden yapılmıştı. Kristal! Böyle bir şeyi hayatımda görmemiştim.' dedikten sonra bu manzara karşısında 'İhtilalin yolda olduğunu hissettiğini' aktarıyor.

    'Mısır'ın kumunu bile özlüyorum'

    Doktorasını aldıktan sonra maddi sıkıntılar ve toplumsal baskılar nedeniyle Avrupa'ya yerleşen Mısır'ın eski cumhurbaşkanı Enver Sedat'ın eşi Cihan Sedat, 'Mısır'la ilgili küçük şeyleri hatta kumunu bile özlüyorum' cümlesiyle ülkesine duyduğu hasretini dile getiriyor. "Her 6 Ekim'de Kocamın bayramını kutlamak için mutlaka Mısır'da oluyorum" diyen Sedat, kocası hayattaymışcasına hayatını devam ettirdiğini vurguluyor ve ekliyor: Enver'in kanlı fanilasını Mısır'ın O'na itibarını iade etmeye hazır olacağı, hak ettiği saygıyı göstereceği güne kadar saklayacağım...

  •  
    'Nemrut' Yunan koreografa emanet
    Klasik müziğin çınarı taçlandı
    Yapı Kredi Çile'yi yayınlıyor
    'Yabancı' sergisi Karşı Sanat'ta
    Çalışmalarında çeşitli nedenlerle yerlerini ve yurtlarını terk eden farklı sosyal gruplardan insanların hayatlarını konu edinen Denizhan Özer, Pasaport adlı sergisiyle Karşı Sanat Çalışmaları'nda. Kimlik ve aidiyet eksenli enstalasyon ve fotoğraflarında, yaklaşık 15 yıldan bu yana biriktirdiği gerçek doküman ve malzemelere yer veren sanatçı, öykülerini birebir takip ettiği mültecilerin birbiriyle kesişen yaşam hikayelerini görünür kılıyor. Sanatçının daha önce farklı sergilerde yer alan çalışmalarının bir yeniden kurumu niteliğinde olan sergi, 31 Aralık 2004'e kadar izlenebilir. Tel: 0212 2454657
    Tiyatro, masal okumaya hazır
    İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları'nın, okul öncesi eğitim veren kreş, yuva, ana okulu ile ilk öğretimin 1. ve 2. sınıfları için hazırladığı masal okuma etkinlikleri 6 Aralık'ta başlıyor. "Masal Saati" adıyla düzenlenen etkinlikte, Şehir Tiyatroları sanatçıları çocuklara dünya ve Türk klasiklerinden seçilmiş masallar okuyacak, tiyatro konusunda bilgiler aktarıp, söyleşi yapacak. Masal Saati'nin programı, bir yanıyla kreşlerin önereceği masallar, diğer yanıyla da sanatçıların yanlarında getirdikleri masallarla oluşturulacak. Çocukların Türkçe konusundaki dağarcıklarını geliştirmek, doğru konuşturmaya yönlendirmek ve geleceğin seyircisi olma konusunda bilgilendirmenin amaçlandığı Masal Saati'nin ilk okuması 6 Aralık'ta İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kreşi'nde gerçekleştirilecek. Türk ve Dünya masal dağarından örneklerin seçileceği Masal Saati uygulamasının ilkinde, Keloğlan, Çizmeli Kedi ve Pamuk Prenses çocuklara okunacak. Bilgi tel: 212 526 97 39
    4 Aralık 2004
    Cumartesi
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED